Bölüm Yedi: Sana Vurgun Olduğum Her Gece ve Gözümü Açtığım Saçmalıklar Silsilesi

10 0 0
                                    



selamlarr! uzun bir bölümle (6 bin kelime) karsınızdayız. olaylar karısıyor, kemerleri bağlayın :)

Bölüm müziği : Simge Pınar, Canozan - Bi' Sen Varsın
Kaan Boşnak : Beklenen Gemi , Bırakma Kendini

Bölüm Yedi:
Sana Vurgun Olduğum Her Gece
ve
Gözümü Açtığım Saçmalıklar Silsilesi

Üç Gün Önce

Gözlerini durgun denizden çekti, ellerine indirdi. Ellerinde veya bileklerinde, kollarının aksine kesikler yoktu. Saklamayı beceremediği şeyleri göz önünde olmasını sevmezdi, Ezel. Ellerinde yer yer kabuk bağlamış yer yer yeni oluşmuş yaralara baktı, sıkıntıyla cebinden sigarasını çıkarttı. Sabırlı bir adamdı ama bekletilmeyi sevmiyordu. Konu onun için ayrı bir önem taşıdığı vakitlerdeyse bu durum çekilmez oluyordu.

Ateşi sigaranın ucuna getirdiğinde gördüğü kadınla derin bir nefes vermiş, "Nihayet..." diye mırıldanmıştı.

Elindeki sigarayı saklamadan nezaketle ayağa kalktı, genç kadına selam verdi. Ondan geri dönüt aldığında gülümsedi, küllüğü önüne çekip daha hiç içmediği sigarasının külünü silkeledi, dudaklarına götürdü. İçine zehirli bir duma çekmeden, "Konuyu bildiğin için uzatmak istemiyorum, senin için bir sıkıntı yoksa hemen halledelim," demişti. Bu bazıları için soru gibi görünebilirdi ama Ezel, bu tür konuşmalarda karşıdaki kişi kullanmak ve manipüle etmek için ona seçenek sunmasa bile öyle hissetmesini sağlardı. İnsan psikolojisinden iyi anlardı, bazı davaları bu nedenle kazanmıştı. Kontrolü seviyordu, kontrol edemezse deliriyordu.

Genç kadın gergince omuzlarını kendisine çekti. Hava soğuk değildi ama bu adamın yanında olmak onu ürpertmişti. "Haklısınız," dedi ciddiyetle. Ezel'in aksine saygı eklerine dikkat ediyordu. "Bende uzatma taraftarı değilim."

İstediğini almış bir memnuniyetle gülsedi Ezel. Elindeki sigarayı küllüğe bıraktı. Masadan destek alarak hafifçe eğildi çevredilerin duymaması için. Dudaklarını aralamadan onlara doğru gelen garsonu nazikçe geri çevirmişti.

"Utku'yu avucunuzda tutmayı bırakın," dedi keskin bir sesle. "Bu yaptığınız Hakan'ın planlarını da dibe sürükleyecek ve Utku'nun da çoğu şeyi kavramasına neden olur. Eğer onu elde etmek istiyorsanız onu rahat bırakmalısınız. Böyle kısıtlamaya çalışarak ya da zayıflıklarını gözününe sokarak değil. Onu tanımıyorsunuz ve hiçbir şeyin farkında değilsiniz."

Genç kadın dudaklarını ıslatıp geri çekildi. Kaşları çatılmıştı. Karşısındaki adama baktı. Yaralı parmaklarındaki sigarayı dudaklarına götürüp başını denizden tarafa çevirip üfledi. Daha rahat bir şekilde sandalyeye oturdu. "Bize yardım mı ediyorsunuz?" diye sordu, aklındaki fikirlere yol bulmak için. Kafası karışmıştı.

Başını hızlıca iki yana salladı Ezel.

"Oradan bakınca aptal gibi mi görünüyorum? Hakan'ın elinin değdiği hiçbir şeye yardım etmeyeceğim. İsminizi bile ondan alıyorsunuz, benim amacım kesinle yardım etmek falan değil. Sadece Utku için. Ona siz ulaşırsanız ben de ulaşırım. İnsanlara karşı ördüğü o duvarı tek başıma yıkamam ya!" Sonlara doğru sesi fısıltıya dönüşmüştü. Aklı geçmişte gezintiye çıkmıştı. Başını hızlıca iki yana salladı, şu an olmazdı.

"O sizi tanıyor mu?"

Beklemediği yerden gelen soru onu gafil avlamıştı. Dürüstlük ve yalanların arasındaki ince çizgiyi dürüstlüğü seçerek aştı. "Hayır," dedi tek düze bir sesle. "Çok yakında tanışacağız."

sessiz çığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin