Bölüm 11

83 6 3
                                    

Hoşgeldin güzel insan. Burada olduğun için çok şanslıyım. 🌸

Fikirlerini merak ediyorum, benimle paylaş olur mu? Ayrıca, unutma ihtimaline karşı hatırlatıyorum. Şimdiden yıldızı parlatsan, ne iyi olur. Hatta kontrol etsen, belki buraya kadar gelirken parlatmadığın yıldızlar vardır. 🙈

Umarım severek okuyacağın satırlar yazabilmişimdir. Keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı medyada.
Seden Gürel-Çalkala

Temmuz,2010


Gece geç saatlerde uyudukları için, ertesi güne de geç başlamıştı gençler. El birliğiyle hazırladıkları kahvaltıya oturduklarında neredeyse öğle vakti gelmişti. Şakalaşıp, keyifle sohbet ederek kahvaltılarını yaptıktan sonra sofrayı toplamış plaja gitmek için hazırlanmışlardı. Kızlar tercihini sade bikinilerinden yana kullanırken, ilk günden kavga etmek istemediği için Burçin düz, hiçbir çekiciliği olmayan lacivert bir mayo tercih etmişti. Kızlar yardımlaşarak kremlenip pareolarını giyer giymez çantalarını omuzlarına asıp erkekleri beklemeye başladılar.

Evden ilk çıkanlar Cem, Gökhan ve Ömer olmuştu. Üçünün de suratları beş karıştı. Onları ilk fark eden ise Ecemdi. Çenesiyle kapıdan çıkan minik grubu gösterip, "ne olmuş bunlara?," diye sordu. Ecem'in sorusuyla kızların bakışlarını üzerlerinde hisseden genç adamlar, sahte olduğu nereden bakılırsa bakılsın anlaşılacak sırıtmalarıyla kızların yanlarına geldiler. Ömer vakit kaybetmeden bir elini Burçin'in beline koyup genç kızı kendisine doğru çekti hafifçe. Burçin, yanaşır yanaşmaz saçlarının üzerini öptü.

Bu sırada diğerleri de omuzlarında havluları ellerinde gözlükleriyle yanlarına geldi. Alara, sınıfını geziye getirmiş öğretmen edasıyla göz ucuyla bahçedekileri saymaya başladı. Henüz tamamlayamadan Ata bir yandan sert adımlar atıyor diğer yandan küfrederek yanlarına geliyordu. Hemen arkasındaki kişi ise Mehmet'di. Kendisine değil de bir başkasına küfrediliyormuş gibi, yüzünde daima bulunan gevşek bir sırıtışla takip ediyordu Ata'yı.

Burçin bezgin bir bakış attıktan sonra aynı bezginliği sesinden akıtarak sordu. "Yine ne oldu?"

"Ne olabilir? Mehmet yanımızdayken bir şey olmasına gerek var mı ki?!"

Ata'nın sinirli haline tezat diğerleri gülümsüyordu. Mehmet zaten hiç üstüne alınmamıştı yine. Utku, "ne yaptın lan daha ilk günden?," diye sordu. Gülümsüyordu ama belli etmemek için de çabalamıştı.

"Utkucuğum, aşk olsun! Ne yapsam batıyor Ata'ya! Şaka yaptık hemen ciddi anladı."

Ata, Mehmet'e doğru bir adım atıp "şakanı sikerim senin, zevzek. 'Ahh Ataaşkım senin mayon daha seksi ver ben giyeyim,' deyip mayoma yapışan ebem miydi?!"

Mehmet bir adım geri sıçrayıp, Esra'nın arkasına saklanmıştı. Artık kimse kendisini tutamıyordu. Hatta Ata da onlara katılmış, kahkahalarla gülüyordu. Esra, " haydi gidelim artık akşam oldu biz çıkana kadar," deyip önden yürümeye başladı. Kısa bir süre yürüdükten sonra plajdaki şezlonglara yayıldılar. Kızlar, erkeklere göre çok daha sabırsızdı. Çantalarını şezlonglara koyar koymaz pareolarını çıkarıp denize koştular. Onların ardından erkekler de soluğu denizde aldı. Ömer, sevgilisini mayoyla görünce yine içinde bir yerlerde kocaman bir öfkenin patladığını hissetti. Ancak bu sefer kontrolü çabuk sağlamıştı.

Bütün gün yüzerek ve güneşin tadını çıkararak eğlendiler. Güneş batmaya başladığında toparlanıp eve döndüler. Bir grup yemek hazırlıyor diğer grup sırayla duş alıyordu. Yine bahçeye toplanmışlardı. Yemeklerini yiyip sohbet etmeye başladılar. Kızlar, Burçin'in yeni aldığı dijital fotoğraf makinesiyle çektikleri fotoğraflara bakıyordu. Erkekler ellerindeki biralarla grupça sohbet ediyorlardı. Cem ve Gökhan bahçenin bir köşesinde ikili olarak takılıyordu çünkü Ömer'in varlığı ikisini de vicdanen rahatsız ediyordu.

BURÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin