Bölüm 18

90 4 0
                                    


Hoşgeldin güzel insan. Biraz geç kaldım ama geldim. Burada olduğun için çok şanslıyım. 🌸 Umarım severek okuyacağın satırlar yazabilmişimdir. ❤️

Fikirlerini merak ediyorum, benimle paylaş olur mu? Ayrıca, unutma ihtimaline karşı hatırlatıyorum. Şimdiden yıldızı parlatsan, ne iyi olur. Hatta kontrol etsen, belki buraya kadar gelirken parlatmadığın yıldızlar vardır. 🙈

Keyifli okumalar. ❤️

Bölüm şarkısı medyada.
Asya-Pişmanım

Ekim,2011

Temizliğe dolabın içini silerek başladı genç kız. Kapaklarını sildiği yerler kurusun diye açık bırakıp, kurulamakla zaman kaybetmedi. İki odanın da camları oldukça kirliydi. Camları da silip, oturma ya da çalışma odası olarak düşünülmüş odadaki ikili koltukta gördüğü lekeleri temizlemeye çalıştı. Çok başarılı olduğunu söylemezdi ama ilk haline göre rengi açılmıştı. En son masasını, sandalyesini ve kitaplığı da silerek tozdan arındırdı. Banyo dolabında gördüğü mop ve kovayı hazırlayarak yatak odasından başlayıp merdiven başına kadar yerleri de sildiğinde, işi bitmişti.

Aldığı malzemeleri banyoya yerleştirip kova ve bezleri yıkayıp bıraktı. Ellerini yıkadıktan sonra, aşağı inip ortalıkta görünmeyen Maria ve Marlic'e bakındı. Seslerinin bahçeden geldiğini fark edince, kapıdan çıkıp yanlarına adımladı. Mutfak penceresinin hemen altındaki küçük yuvarlak masanın etrafındaki sandalyelerden birine oturup yorgunluğunu atmak istercesine nefeslendi. Çantasından çıkardığı paketini ve çakmağını masanın üzerine koyup, etrafta kül tablası olup olmadığına bakınmaya başladı.

Maria da gelip yanına oturunca, yukarıda yaptığı temizlikle ilgili konuştular. O sırada Maria'nın da sigara içtiğini öğrenmişti. Uzun süre içmediği için ilk dal biter bitmez kesmeyince ikinciyi yakıp havadan sudan gevezelik etmeye devam etti. Artık dönmesi gereken vakit geldiğinde, beklemediği bir samimiyetle kendisine sarılıp yanaklarını öpen kadına aynı şekilde karşılık verip Necla'nın evinin yolunu tuttu.



***


Eve varır varmaz Necla'nın meraklı sorularını sabırla cevaplarken, neredeyse üç haftadır bir dağılıp bir toplanan valizlerini düzenledi. Etrafta kendisine lazım olabilecek en ufak bir eşyası kalmasın diye defalarca kontrol etti. Ertesi gün Recep işten biraz erken çıkacaktı. Eşyalarını götürüp evine yerleştirecekler ve ilişkileri tamamen bozulmadan uzaklaşmış olacaklardı.

Özellikle 'herkesin kendine göre bir düzeninin olduğu' kendisine hatırlatıldıktan sonra geçirdiği geceye kıyasla, o gece Burçin için uyumak bulutların üzerinde salınmak gibiydi. Yattığı yer yatağı, kuş tüyünden yapılsa o kadar rahat olamazdı.

Kahvaltıdan sonra Almanya'nın meşhur DM marketine gitmişti. İhtiyacı olan kişisel bakım malzemelerinden eksik olanları tamamlamıştı. Marketten çıkınca, etrafta dolaşırken gördüğü bir dükkana girip bir yastık, iki nevresim takımı, bir ince yorgan, bir battaniye ve koltuğun üzerine örtmek için bir örtü aldı. Kenardaki perdelere baktığında, düşündüğünden daha pahalı olduğunu gördü. O yüzden sadece yatmak için kullanacağı odaya perde almaya karar verdi. Bahçedeki ağaçlardan kimsenin görebileceğini düşünmüyordu ama nitekim orası yatak odasıydı. Perde alışverişini de tamamladıktan sonra eli kolu dolu, Necla'nın evine geri döndü.

Aldıklarını valizlerinin yanına bırakıp, kapıyı açtıktan sonra mutfağa giden kadının arkasından gülümseyerek genç kız da mutfağa girdi. Necla ağzı kulaklarında, kahve yapıyordu. Yanına gelen Burçin'i fark edince gülümseyerek "kahvemiz pişsin içelim karşılıklı," diye gereksiz bir cümle kurdu. Burçin takılmadı, ne olursa olsun kapılarını açmışlardı ona. Ev işini hallettikten sonra döndüğünden beri aşırı mutluydu Necla. Hatta, ilk misafirlik günlerinde bile böyle hürmet görmemişti Burçin. Ailesiyle iletişim kurarken, Necla'nın ev telefonunu kullandığı için annesine de bir şey anlatamamıştı. Şimdilik zorlansa da yanlarında birkaç saatten daha fazla kalmayacak olmasının bilincinde yediği lafların yükünü tek başına taşımaya gayret ediyordu.

BURÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin