Bölüm 36

9.7K 772 13
                                    

*****

Uğur, odasına girdiğinde o gün yaşananları düşündü. Sabah okuma odasında başlayan gün, akşam Erhan'ın odasında sonlanmıştı. Gün içinde onun hakkında bir sürü duygu geçişi yaşamıştı.

Kendisini dinlemek istemiyordu.

Kendisi hakkında neler dinleyeceğini bilemiyordu. Aklından geçenlerin kalbinden geçenlerle çatışması, kalbindekilerin aklındakilere tepki vermesi yaşamak istemediği şeylerdi. Sabah okuma odasında yanına gelen ve dertlerini paylaşan erkek, çalışma sonrası yanından laf etmeden kaçmış, daha sonra son derece neşeli bir şekilde yanına gelerek mutlu haberi paylaşmıştı. İsterse tüm bunlara anlam yükleyebilirdi ama yapmayacaktı. Uyumak ve bugünü unutmak en doğrusuydu. Yatağa girdiğinde uyuyamayacağını anladı. Düşünceler uykusunu kaçırıyordu. Erhan ile Atilla'yı karşılaştırmaya başladığı düşünceler silsilesi moralini bozuyordu. Bunları yaşamamalıydı. En iyisi kitap okumak, diyerek başucundaki kitabı eline aldı. Bir saat kadar okumuş, nihayet uykusu gelince derin olmayan bir uykuya dalmıştı.

*****

Erhan ise o geceyi mutlu bir uyku ile tamamladı. Celal, Leyla ve küçük Ahmet sağ salim kurtulmuştu. Celal, Uğur odadan çıktıktan sonra aramış, iyi olduklarını ve sonra uzun konuşacaklarını söylemişti. Daha fazla konuşamamışlardı. Çünkü evlerine gelenin giden haddi hesabı yoktu. Kapı sesinden Erhan bile rahatsız olmuştu. Ama Celal'in ve Leyla'nın sesini duymuş olmak bile yetmişti. Sonra yatağına uzandı. Ne değişik bir gündü! Sabah, Uğur ile başlamış, akşam Uğur ile bitmişti. Harun'un Uğur'un etrafında olmasını istemediğini, onu gördüğünde sinirlerinin bozulduğunu biliyordu. Oysa Harun'un Uğur için ne anlam ifade ettiğini bilmiyordu. Uğur kendisini artık ağına çekmişti. Bunu kabulleniyordu. Fakat genç kadının geçmişi ile olan hesabı bitmediği için, nasıl davranması gerektiğini bilemiyordu. Bazı şeyleri zamana bırakmak çözümün başlangıcıydı...

İç hesaplaşmasını tamamladığında uyku çoktan gözlerini kapatmıştı.

*****

Ertesi sabah kahvaltıda, Uğur ile Harun karşılıklı oturmuş konuşuyorlardı. Erhan onların yanına gitmektense Sevilay ve annesinin olduğu masaya gitti.

Uğur, geldiğini görmüş, masaya gelmesini beklemişti. Başka masaya oturunca üzüldüğünü hissetti. Oysa Harun ile keyifli bir sohbetin içindeydi. Ama Erhan'ın Sevilay'ların masasına gittiğini görünce tadı kaçmıştı. Bir an önce kahvaltısını bitirip kalkmak istiyordu.

Bir saat sonra kahvelerini içmiş, maça kadar oyalanmak için ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Erhan, bilardo oynayan çocukların yanına gitmiş, giderken de Uğur ve Harun ile sadece selamlaşmıştı. Dün akşamki adam yine uzaklaşmıştı!

O gün yine kar yağmaya başladı. Tüm bahçe bembeyaz bir örtüyle kaplanmıştı. Çıkıp bahçede yürümek iyi gelecekti. Kısa süre sonra kalktı. Harun da onunla kalkmış birlikte bahçeye çıkmıştı ikili. Erhan arkalarından kısa bir bakış atmış, sonra bilardo oynayan çocukları izlemeye devam etmişti.

Uğur ile Harun kabanlarına iyice sarınarak bahçede yürümeye devam ettiler. Dün akşamdan beri Harun sıkıntılıydı. Uğur iki kez sormuştu kahvaltıda, neden öyle olduğunu. Ama Harun açıklamak yerine yine neşeli haline bürününce Uğur da üstelememişti. Bahçede yine aralarında sessizlik olunca, Harun'un aynı ruh haline büründüğünü anladı Uğur. Ama bu kez sormayacaktı. Özel bir konuydu belli ki. Açıklamak istese konuşurdu.

*****

Harun, dün geldiğinden beri kendisi ile savaşıyordu. Uğur'un yaşadıklarını biliyordu. Gerçi Uğur çok fazla konuşmazdı ama yine de onun ilk yıllardaki üzüntüsünü, nasıl hayata küstüğünü öğrenmişti. Şimdi ise artık çok daha iyiydi. Artık yeniden hayata tutunmuştu. Takım ile birlikte hayatında birçok şey değişmişti. Bunlarda kendi payı olduğunu da biliyordu. Uğur, hiç umut vermese de hayatının değişimi kendisine umut veriyordu.

BUZDAKİ ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin