Bölüm 39

10.5K 747 11
                                    

*****

Çarşamba akşamı evden çıkarken arkadaşlarının kendisini beklediğini söylemişti. İki kardeşinin de o akşam evde olacağını biliyordu. Ortak kullanılan eve gitmek böylece sorun olmayacaktı. Aksi halde dışarıda görüşmeyi tercih edecekti. Eve gitmek istemesi elbette Uğur ile baş başa kalmak, onu doya doya öpmek okşamak hatta sevişebilmek içindi ama bunların en azından sonuncusunu yapmayacaktı. Uğur'a biraz daha zaman verecekti.

Hastanenin önüne geldiğinde taksiden inip Uğur'u beklemeye başladı. Otoparkta buluşmayı tercih etmişti ikili. Uğur onun geldiğini görüp hemen çıkmıştı kapıdan. Arabanın yanında selamlaştılar ve arabaya bindiler. Erhan koltuk değneklerini almamıştı yanına. Babası ona baston almıştı. Onunla destek veriyordu vücuduna. Böylece hareketleri biraz daha rahatlamıştı. Zaten kısa süre sonra ona da ihtiyacı kalmayacaktı.

Uğur, arabayı çalıştırdıktan sonra eğilip Erhan'a küçük bir öpücük verdi. Erhan, onun bu davranışından memnundu.

"Ne yapalım?" diye sorduğunda Erhan'ın ne yanıt vereceğini merakla bekliyordu.

"Önce yemek yiyelim, sonra ne yapacağımıza karar veririz."

Lokantadan çıktıklarında saat dokuz olmuştu. Uğur, eve arkadaşları ile yemeğe gideceğini geç geleceğini söylemişti. Erhan da aynı şeyi söylemişti. İkisi de kardeşlerinin birbirlerinden bu akşamı öğrenme ihtimalini düşünüp gülmeye başlamıştı. Ama kendilerine sorarlarsa inkar edecekti ikisi de. Hatta Erhan, bir kız arkadaşı olduğunu söyleyecekti. Uğur böyle bir şey söylese mutlaka kızlar tanışmak isteyeceği için vazgeçmişti.

Erhan eve gitmeyi teklif ettiğinde Uğur hemen kabul etti. Geldikleri yer. Çok katlı binaların olduğu bir sitenin içindeydi. Kimsenin komşusunu tanımadığı binalardan olduğu için rahat hareket edebiliyorlardı.

Evin içi Uğur'un hoşuna gitti. Oldukça büyüktü ve kadın eli değmediği belli oluyordu. Tüm renkler koyuydu. Çiçek, örtü gibi kadınsı izler yoktu. Ama çok düzenliydi ev. Erhan'ın titizliğinin yansıdığından emindi. Her şey belli bir düzendeydi.

Ev çok soğuktu. Erhan salondaki elektrik sobasının düğmesine bastı. Uğur, çay koymak istediğini söylediğinde yardım edebileceğini söyledi ama Uğur gerek yok diyerek mutfağa gitti. Rahatlıkla malzemeleri bulabilmişti. Kendi evi gibi rahat hareket ederek çayı ocağa koydu ve salonu döndü.

Erhan'ın elektrikli ısıtıcıyı çalıştırmış önünde ellerini ısıtmaya çalışıyordu. Soğuğu hiç sevmediğini biliyordu.

Salonda bulunan koltuk takımı kahverengi ve bej ağırlıklıydı. Üçlü koltuğun sobaya yakın tarafına oturan Erhan, yanını gösterip Uğur'u da oraya oturttu. Kolunu omzuna atıp sarıldı.

"İyi misin?"

"Evet."

"Ben de iyiyim. Sen kollarımdasın, burada bizi rahatsız edecek kimse yok. Ve ben seni öpeceğim."

"Hani scrabble oynayacaktık?"

"Önce öp beni sonra oynarız." Erhan, iki öpücük aldıktan sonra oyunu açtı. Uğur gerçekten oyun oynayacaklarını düşünmemişti ama memnundu, Erhan'ın onu zorlamamasından. Oraya giderken rahat gibi görünse de aslında tedirgindi. Sevişmek istese de bunca yıldan sonra tuhaf geliyordu. Ne yapacağını bilemiyor gibiydi. O yüzden oyun oynamak gerçekten iyi fikirdi.

Bir saate yakın oynamışlar, kelimeler ile birbirlerine sataşmış scrabbelın kaçınılmazı uydurma kelimeler ile birbirlerini kandırmaya çalışmışlardı. Tüm bunlar ikisine de çok keyif vermişti. Ama artık Uğur eve dönmek zorundaydı. Erhan oyunu toplarken Uğur çay bardaklarını yıkadı. Evden çıkacakları zaman Uğur, Erhan'ın koluna dokundu.

BUZDAKİ ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin