Uğur, hazırlıkları tamamladıktan sonra mutfaktan çıktı. Umut bir sürü yemek yapmıştı. Salatayı da Uğur halletmişti.
Atilla'nın annesi ile babası salonda babaları ile konuşuyordu. Kirpiklerinin ucunda akmaya hazır yaşlarla dolaşan Asiye Hanım, elinde mendili ile oturuyordu. Babasının kadının bu hallerini artık abartılı bulduğunu bilse de kırk kez tembihlemiş, ters bir şey söylememesi için yalvarmıştı. Yine de tedirgindi.
Masayı hazırlamak için içeri girip çıktıkça konuşmalara kulak misafiri oluyor, ters bir şeyler olmasın diye uğraşıyordu. Kendi acısı da geçecek gibi değildi ama anne ile babanın çektikleri ile kıyaslanamayacağına inanıyordu. O yüzden kadının hassas olduğu konuda üzülmesini istemiyordu.
Hasan Bey, her yıl tekrarlanan seremoniden değil ama o sürede yaşanan ağlama krizlerinden gerçekten rahatsız olmaya başlamıştı. En büyük kızı henüz otuz yaşına gelmeden elini eteğini her şeyden çekmişti. Yeniden yaşamaya başladığını hissettikleri son bir yılın büyük bir kısmını geçmişi unutturma çabasıyla geçirmişlerdi. Ama Asiye Hanım yine ağlama krizleri ile ilk günkü kadar taze tuttuğu acısını evin her zerresine yaymaya başlamıştı. Dünden beri Uğur hiç gülmemiş, kendisi ters bir laf etmesin diye diken üstünde yaşamaya başlamıştı. Henüz o ters lafları etmeyecekti ama bu ziyaretin son günü gelecekti. İşte o gün bazı şeylerin değişmesi gerektiğini belli edecekti. Kızını sokakta bulmamıştı. Atilla'yı çok severdi ve erken ölümü kendisini de kahretmişti. Ama kızını da kocası ile kara toprağa vermemişti. Üç yıl, yas tutmak için yeterliydi. Elbette her zaman Atilla onun damadı olarak kalacaktı. Tek farkla! Artık kızının da yeniden yaşamaya başlamasını istiyordu. Diğer kızlarının kısa zaman sonra talipleri kapısını çalacaktı. Kendisi aşkı bilir ve yakından tanırdı. O yüzden kapısını kimlerin çalacağını da az çok tahmin ediyordu... Aynı kapının çok geç olmadan Uğur için de çalmasını istiyordu.
Masanın hazırlanması bittiğinde kalabalık bir gurup olarak oturdular. O kalabalığa rağmen sessizlik hakimdi masaya. Yemek bitene kadar da kısa bir iki cümleden başka şey konuşulmamıştı. Uğur içinin sıkıldığını hissediyordu. Masayı toplayıp kardeşleri ile üst kata çıkmak, kapıyı üstlerine kilitleyip kardeş kardeşe muhabbet etmek istiyordu. İlk kez böyle hissediyordu. Gerçi içindeki sızı geçmese de artık bu kadar da kasvetli bir yaşam kendisine de ağır gelmeye başlamıştı. Atilla'ya olan sevgisini asla sorgulamamıştı. Ama üç yıldır o sevginin yer değiştirdiğini gösterir bir süreydi. O kocası olarak kalbinde silinmez bir yer edinmişti. İlk yıl gördüğü rüyalarında bile sadece Atilla olurdu. Artık çoğu gece rüya görmez, gördüğünde de farklı şeyler görür olmuştu. Boşa denmiyordu... Zaman her şeyin ilacıdır...
*****
Umut, ütü yapmam lazım, diyerek Asiye Hanımın, iç çekişleri ile süslenmiş yemek masasından kalkıp odasına kaçmıştı.
Onur zaten çoktan ders çalışmak için kendi odasına gitmişti. Umut da Uğur'un odasında ütü yapıyordu. Misafirler alt kattaki misafir odasında kalacaktı. Üst kata çıkmayacaklarından emin, kulağına kulaklığını takmış bir yandan ütü yapıyor bir yandan şarkı mırıldanıyordu. Sessizlik aklına tek kişiyi getirdiği için kendi düşüncelerinden kaçmaya çalışıyordu. Bu kez de dinlediği şarkılar aklını aynı yöne çekince bir zamanlar doldurduğu neşeli türkülerden oluşan mp3 ünü dinlemeye başladı. Hem söylüyor hem gülüyordu. İyi gelmişti gülmek.
Kulaklık yüzünden cep telefonunun çaldığını duymuyordu. Sehpanın üstünde yanıp sönen ekranı ile telefon defalarca çalmış ama kendisi, manda yuva yapmış söğüt dalına, derken duymamıştı. En sonunda ekranın ışıklarının yanıp sönmesini gözünün ucu ile görüp ütüyü bırakıp telefonu eline aldı. Yunus! Yunus arıyordu. Gecenin bu vaktinde ne olmuştu da arıyordu ki? Yoksa ağabeyine kötü bir şey olmuş da ablasına mı ulaşmak istiyordu? Aklındaki saçma senaryoların geçiş süresi bir saniye sürmüştü. O sırada bir yandan telefonu açmış, bir yandan da kulaklıkları çıkartmıştı. Ama yapamadığı tek şey az önce gülerek söylediği türkünün sesine verdiği kahkaha tınlamasını değiştirmekti...
![](https://img.wattpad.com/cover/40655711-288-k831880.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAKİ ATEŞ
RomanceEski bir dost... Erhan Binbaşı Sırlar, Yalanlar ve Kararlar'ı okuyanlar anımsar, Aden'e aşık bir Erhan Binbaşı vardı. (Okumamış olanlar da okuyup tanışabilir. :D ) Okuyucunun bir kısmının tercihi Erhan olunca, aşkına da karşılık bulamayınca, bu iyi...