15

3 0 0
                                    

 Senaryo yazarken üç temel unsura dikkat edildiğini söylemiştim, kuruluş yüzleşme ve çözülme, bu üç temelin kuruluş kısmını çoktan aşmıştım. Syd Field Paradigmasına göre ise birinci perdeyi çoktan geride bırakmış, birinci entrika noktamı öğrenmiştim. İkinci perdeye doğru hızla ilerliyordum. Yorgundum. Yara almaya başlamıştım. En önemlisi ise birçok noktadan kırılmıştım. Neredeyse kasım sonu gelmek üzereydi yakında hava daha da soğuyacaktı. Kar yağacaktı. Noel gelecekti. Yıl bitecekti ve ben hala yalnızdım. Koskocaman kalabalığın içinde yapayalnızdım. Yabancıydım. Eksiktim. Hissizdim. Kimsesizdim.

Her zaman Antonie'ye neden bu kadar gıcık olduğumu sorardım kendime. Neden beni bu kadar seven bu adamı, kocamı, bende onun kadar sevemiyorum diye sorgulardım. Sürekli kendimi suçlardım. Geçirdiğimiz kazadan sonra gözlerimi açtığımda hafızam yerinde değilken ve her şeyimizi kaybetmemizden kendimi sorumlu tuttum. Paris'te zar zor iş bulmuştu bense çok çabalamıştım ama hep reddedilmiştim ve yine kendimi suçlamıştım. Evliliğimizin yokuşa sürüklenmesinin sebebi bendim, buraya gelmemizin sebebi bendim. Hep bendim sorun benim gözümde. Oysa şimdi hepsi bir yalandan ibaretmiş. Bambaşka hayata sahip olan bambaşka bir ruhu olan bir kadınmışım ben. Sevdikleri olan, başarılı, mutlu, kendine güvenen biriymişim. Rengimi kaybetmişim.

"Ellie?"

"Balkondayım" dedim sigaramı söndürürken.

"Üşüyeceksin. Sabah çok erken ve soğuk. İçeri gir"

"Biliyorum" deyip kapıya doğru döndüm ve mutfak tezgahına yaslanmış adama baktım. Bir anda içim ürperdi ve ceketime sarındım. Tilki suratlı diye geçirdim içimden. Ona karşı öyle seslenince nedense hiç yadırgamamıştım ve daha dikkatli bakınca bakışlarının ve yüz şeklinin tilkiye benzediğini fark ettim.

"Sorun ne?" dedi tezgahın üstündeki fincana çay koyarken.

" Belki komik gelecek ama yüzün sanki tilkiye benziyor "dedim gülümseyerek ama o benim aksime gülmemişti aksine paniklemişti. Fincanı devirip çayı dökmüştü. Sıcak çay üzerine dökülürken oturduğu yerde geriye doğru sendeledi ve sandalyeyi de beraberinde sürükledi. Yerimden kalkıp ona yardıma gittim. "Hey sakin ol. Kötü bir şey söylemedim."

"Bana bir daha öyle seslenme" derken yüzü beton kadar sert ve soğuk duruyordu. Bir şey demeden düşen sandalyeyi kaldırmak için yere doğru eğildiğimde kolumdan tutup sarstı. Başımı kaldırıp ne yaptığını sanıyorsun dercesine yüzüne baktım. "Duydun mu beni?"

"Duydum" dedim kolumu ondan kurtarırken. Gözlerindeki o nefreti ve tiksintiyi görmüştüm. Bir anlığına bir sis gibi daha derinlerde beliren ama kaybolan korkuyu da görmüştüm. Her şeyi alttan almaya özen gösteren, sabırlı Antonie gitmişti. Yerine agresif ve içindeki canavarı zor zabt ettiği gözlerinden net bir biçimde anlaşan Antonie gelmişti. Bir anlığına kocamı tanıyamamıştım. Zamanında ona çoğu kez bir şeyler fırlatıp bağırmıştım, tartışmıştım. Büyük kavgalar etmiştik ama hiçbirinde şuan gözlerinde olan duygu yoktu.

"Özür dilerim" dedi mimikleri normale döndüğünde ama gözleri hala aynıydı. Bakışlarını normale getirememişti. Duygularını silememişti. İstese de silemezdi çünkü.

"Önemli değil" dedim gülümsemeye çalışarak. Önemliydi. Her zaman önemliydi. Özür hiçbir şeyi düzeltmezdi. Özellikle de içinde nefret barındıran yalancı özürler yıkımın habercisinden başka bir şey değildi. Kocanı ne kadar iyi tanıyorsun demişti kadın. Etrafında çok büyük bir karanlık var seni yutan sana zarar veren, seni o karanlıktan kurtarmak isteyen biri var. Çok güçlü. Seni kurtarmasına izin ver Ellie. Odan uzaklaşıp odaya giderek kapıyı kapattım ve kapıyı kilitledim. Bahsettiği o kara leke az önce baktığım gözlerdeydi. Korkmuştum. Gerçekten korkmuştum. Nefret insana her şeyi yaptırırdı bunu gayet net biliyordum ve yalanların içinde kaybolmuştum. Kurtulmam lazımdı. Başka birini beklemem değil benim yapmam lazımdı bunu madem beni koruyacak bir güç vardı şimdi koruması için tam sırasıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deux ex machinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin