gözlerim seungminin yanındaki çocuktaydı. dik dik bakıyor ve bir nevi uyarıyordum onu.
seungminin almancası iyi olduğu için yan sınıftan sarışın bir çocuk seungminden yardım istemişti. tabi, seungmin ondan yardım isteyen birini asla reddetmezdi.
samimi tavrı ve sırıtıp durması sinirimi bozuyordu. çocuk sırada, benim yerimde oturuyordu. ben de önümüzdeki sıraya oturup onlara dönmüştüm ve dik dik bakıyordum sarı saçlıya.
seungmin beni uyarır gibi hafifçe öksürdü ama tepki vermedim. çocuk seungmine bakıp gülerken onu boğmamak için zor duruyordum.
on dakika kadar sonra seungminin anlattığı konu bitti. çocuk kitabını kapatıp seungmine döndü, kocaman gülümseyerek teşekkür etti. eli, seungminin masadaki eline değdiğinde hızlıca seungminin elini tutup çektim. ikisinin de bakışları bana dönünce seungmin hafifçe güldü.
"tamam teşekkür ettin git hadi yeter bu kadar." dedim çocuğa.
adını söylemişti ama sinirimden onu bile unutmuştum.
"yemedik, teşekkür ediyordum sadece."
"tamam ettin teşekkür git hadi."
seungmin ona döndü, "kusura bakma biraz sinirli." dedi hafif gülümseyerek. sarı saçlı çocuk seungmine gülümsedi, ayağa kalktı. bana baktığında da göz devirip sınıftan çıktı.
"o gözlerini oyarım da ben senin orospu ço-"
"jeongin!" dedi seungmin gülerek. ona döndüm, kaşlarımı çattım anında. "neden elini tutmasına izin veriyorsun?"
"elimi tutmadı, parmağı bana değdiği an elimi çektin hemen zaten. elimi tutsa tabi ki izin vermezdim."
gülmesi içimi hoş yapsa da tavrımdan ödün vermeye niyetim yoktu. "olabilir eline dokunmasına da izin verme. sikerim onun elini."
"jeongin ne dedim ben sana!"
güldüğümü gizlemeye çalışarak önüme döndüm. yerinden kalkıp yanıma geldi. çenesini omzuma yasladı, ona döndüğümde burunlarımız birbirine değdi. gülümsedi hemen, "küstük mü?"
"hayır." dedim. o böyle bakarken her şeyi unutuyordum, dünya yansa dönüp bakmazdım ne oluyor diye. "sinirlendim sadece."
sınıf boş olduğundan rahat davranıyordu. baş başa olmamız ve kimsenin bizi rahatsız etmemesi dünyanın en güzel hissiydi.
sadece o ve ben.
dudaklarımın üzerine ufak bir öpücük kondurdu. kalbim yine düzenini bozduğunda güldüm heyecanla.
"sinirimi nasıl geçireceğini çok iyi biliyorsun değil mi?"
güldü, "bir öpücükle erimen benim suçum değil."
sınıf kapısına baktı ve sonra bana dönüp hızlıca dizlerimin üzerine oturdu, kollarını boynuma sardığında ellerim otomatik olarak beline gitti. seungmin bunu yaptığında kalbim o kadar çok hızlanıyordu ki. sınıfta beni öpmeye bile cesaret edemezken şimdi kucağıma oturması gülümsetti beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fast car, seungin ✓
Fanfictionbulur seni sevdam, korur seni sevdam. yorulmaz her düştüğünde tutar seni.