"aşkım acıktım ama."
"önce kantine ineriz o zaman sevgilim."
güldüm, çenemi omzuna yasladığım sevgilimin dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdum. onun da yüzü güldüğünde kalbim hızlandı.
beden dersi için dışarı çıkacaktık ama zili bekliyorduk. jeongin bugün jeonghanlarla maç yapacaktı o yüzden sınıftakilerle takılacaktım.
jeonginin gözlerini gözlerimden bir saniye ayırmaması beni heyecanlandırdığından çenemi omzundan ayırdım.
"hadi aşağıya inin!"
gözlerim kapıdan seslenen joshuaya döndüğünde heyecanla yerimden kalktım ve jeongine döndüm. beden derslerinde çok eğlendiğim için bu dersi çok seviyordum.
"hadi aşkım." dediğimde elimi tutarak kalktı. "kantine inelim önce."
başımı sallayarak onu onayladığımda sınıftan çıktık. artık onunla el ele dolaşmaktan korkmuyordum. artık sadece ikimiz vardık ve insanların ne dediği umrumda bile değildi. artık ben döven, ölmek istememi sağlayan insanların yanında değildim, artık kılıma bile zarar gelmesini istemeyen, gözlerimin içine bakarak konuşan adamın yanındaydım.
o beni her şeyden korurdu. öyle öğretmişti bana, beni her şeyden ve herkesten korurdu.
"canım tost istiyor, tost alalım." dedim.
"tamam güzelim," dedi jeongin biz kantine girince. "içeceğini de alıyorum."
"sevgilim buna da ben para vereyim ya!" dediğimde güldü. hiç bir şeye para harcamama izin vermiyordu. bu yüzden bir kaç kez tartışsak da jeongin beni öpüp ortamı yumuşatıyordu.
"bekle burda." dediğinde oflayarak kantin kapısına yaslandım. jeongin kantine girdi.
"selam."
gelen sese döndüğümde hızlıca kaşlarımı çattım. hyunjini görmek artık sinirlerimi bozuyordu. ona hep yardımcı olmuştum, hep iyi yaklaşmıştım ama o sevgilime zarar vermişti. abimin her şeyi öğrenmesini sağlamıştı.
"konuşabilir miyiz?"
"siktir git hyunjin."
elini ensesine attı, yüzündeki pişmanlık umrumda bile değildi. yediğim dayağı son nefesimde bile unutmayacaktım.
"sana açıklamama izin ver, biraz konuşalım lütfen."
"hyunjin," dedim tekrar. "siktir git."
"bak seungm-"
"ne işin var senin burda?"
jeonginin gergin çıkan sesini duyduğumda ona döndüm, elindeki tostu ve içeceği aldım.
"seungminle konuşmak istiyordum." dedi hyunjin, çekingen bir sesle.
"ne konuşacaksın lan sen benim sevgilimle, ben sana seungminin yanına bile yaklaşma demedim mi?"
hyunjinin üzerine yürüdüğünde onu kolundan tuttum. kavgayı o başlatırsa ceza alırdı, o yüzden sakin olmalıydı. zaten daha önce defalarca uyarı almıştı.
"sadece özür dileyecektim."
"dileme özür, defol git bir daha seungminin yanından bile geçmeyeceksin belanı sikerim senin."
sanki hiç bir şey yokmuş gibi bir rahatlıkla tostumu ısırdım. gerçekten acıkmıştım. hyunjin, jeongini umursamadan bana döndü.
"bak seungmin, evet senden hoşlanıyorum ama o an ayrıldığınızı bildiğim için öyle konuştum ve kimseye bir şey söylemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fast car, seungin ✓
Fanfictionbulur seni sevdam, korur seni sevdam. yorulmaz her düştüğünde tutar seni.