''Fakat efendim burada profesörün kendi ahlaki ikileminden bahsetmiyoruz. Üzerinde durmamız gereken toplumsal bir yük ve bunu kişiselleştirmek hiç mantıklı de mantıklı değil.''
Bay Champbell başını iki yana salladı. ''Burada hangi ahlaki değerlerden bahsediyoruz?''
Sınıfta bir sessizlik oldu ve arkadaki çocuk söz aldı.''Onur ve gurur.. ve aşk.''
''Hayır bunun aşkla bir ilgisi yok. O adam pedofilinin teki ve bu yaptığını sırf profesör olduğu için normalleştirmiyor.''
''Bakın..Jordan haklı, burada tam anlamıyla bir aşktan bahsetmiyoruz. Kitabın alt metninde bir motivasyon yani bir amaç var ve Utanç, bize profesörün yaptığı eylemin sonucunun sorumluluğunu her halükarda aldığını gösteriyor.'' ellerini ceplerine atarak yürümeye devam etti.''O bir profesördü ve hakkındaki suçlamaları okumayı bile reddetti..Basit bir avukat tutabilirdi, haklarını koruyabilirdi ya da bunun için bir savunma yapabilirdi. Ancak bunu yapmadı. O halde gururlu biri miydi ? Belki de..Buna ne diyorsunuz ?''
Önümden bir ses yükseldi. ''Bu onu dışardaki hangi katilden ya da hangi suçludan farklı kılabilir ? O reşit olmayan bir kızla birlikte oldu ve bunun etik hiçbir tarafı olamaz !''
Bu sözler üzerine Bay Champbell'le göz göze geldik. Hemen bakışlarımı diğer tarafa çevirdim. Lanet olsun, bunları duymak beni son derece rahatsız etmişti. Bay Champbell'in de kitaptaki gibi sapık biri olup olmadığını düşünerek irkildim. Ancak bu yaşananların tamamen onun suçu olduğunu kabul etmek haksızlıktı. Başından beri onunla yatmak isteyen bendim ve ilk adımı da ben atmamış mıydım? Yani, evet reşit değildim ama..Kaygı içinde elimdeki kalemi sıktım.
''..bayan Montgomery?''
''E-efendim?''
''Bu konuda sen ne düşünüyorsun ?''
''Ben..şey..ben de size katılıyorum.''
''Hangi konuda bize katılıyorsun ?''
''Ben..''
Yanıma geldi ve delici bakışlarıyla yukarıdan beni süzdü. ''Dersi dinlediğinden emin misin ?''ve önümdeki deftere çizilmiş şekilleri görünce tereddüt etmeden ''Cezalısın.'' dedi.
''Ben mi?'' dedim şaşkınlıkla. ''Ama efendim ben ders boyunca sizi dinledim! ''
''Cezalısın. Dersten sonra odama uğrayıp kağıdını al lütfen.''
Öfkeyle karışık bir utanç duygusu içimi kapladı ve yüzümün ısındığını hissettim. Bu da neydi böyle ! Ders bitene dek sabırsızlıkla dudaklarımı ısırdım ve nihayet zil çaldığında Luna'ya döndüm.
''Tanrım ! Bana ceza verdiğine inanamıyorum. Babamın yanına uğrayacaktım. ''diye mırıldandım.
Luna ''biliyorum'' dercesine başını salladı ve sınıftan çıkmakta olan bay Champbell'in ardından orta parmağını kaldırdı.''Sana söylemiştim..Çatlağın teki.''
''Pekala, o halde cezadan sonra buluşup bir şeyler yiyoruz, değil mi?''
''Olur!'' gülümsedi,'' Çıkınca beni ara, eğer annem dükkanda olursa bir şeyler yemeye gidelim.''
''Desene bugün şanslı günümüzdeyiz.''
''Ah, kesinlikle ! Annemden kurtulabilirsem..'' dedi ve çantasını taktı. ''Pekala görüşürüz!''
''Görüşürüz Luna.''diyerek arkasından baktım. Sırama geri oturduğum sırada telefonum çaldı. Arayan Tyler'dı ve benimle birlikte eve yürümek istediğini söylüyordu ancak ona cezaya kaldığımı söyleyerek telefonu kapadım. Kahretsin. İçimde bir huzursuzluk vardı ve bay Champbell'in beni hiçbir şey olmamış gibi sınıfın ortasında rezil etmesi de huzursuzluğumu artırmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞ
RomanceÜvey kardeşiyle aşk yaşayan bir kızın hikayesi. *Cinsellik, argo ve küfür içerir. *+18 *Bu hikayedeki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.