Günler artık resmi adıyla ''Montgomery'' malikanesinde geçip giderken herkes birbirine biraz daha alışmaktaydı. Malikane dediysem, elbette buna aldırmayın. Sokağın sondan ikinci, küçük, gri boyalı evinde tam tamına yedi kişi yaşıyorduk. Justin'in odası alt katta babamların odasının çaprazındaydı. Ahşap merdivenlerden çıktığınızda karşınıza çıkan ilk oda ise benimkiydi. Benim yanımda çoğunlukla arkadaşlarında takılan ve eve bile uğramayan Caleb'in odası vardı. Ortak bir tuvalet ve banyonun peşisıra Tyler'ın odası ve sağdaki oda ise Jason'a aitti. Evin genel havası ise tam anlamıyla kendine hastı; bu dört kardeşin birbirlerine olan bağlılığı benim gibi birinin ilk kez ''kardeş'' kavramıyla tanışmasını sağlamıştı. Caleb harika bir abiydi ve eve uğradıkça kardeşleri ve annesine zaman ayırıyordu. Justin şımarık olmasına şımarıktı ancak her zaman dürüst bir tarafı vardı, ve bu da annesiyle çok sağlıklı bir iletişim kurmasını sağlıyordu. Tyler okulun popüler çocuğuydu ve gözler her zaman üzerindeydi. O biraz..farklıydı; oyun oynarken hile yapıyordu ve yalan söylemekten de çekinmiyordu. Yine de, bir hata yaptığında sevimli gülüşüyle kendini kolaylıkla affettirebilecek biriydi. Oyunu kesinlikle kurallarına göre oynamıyordu. Ve Jason..Onun isminin aklımdan geçmesi bile beni heyecanlandırıyordu. O sakin biriydi, kolayca kendini açmıyordu, ve hiçbir zaman emin olamazdınız; o güzel aklından geçenleri anlamak öylesine zordu ki bu hem herkesin ondan çekinmesine hem de güçlü bir mıknatıs gibi onun üzerine çekilmenize neden oluyordu.
Tüm bunları düşünürken okul üniformamı giyerek aynanın karşısına geçtim. Yüzüme biraz kapatıcı sürüp dudaklarımı pembeye boyadım. Birkaç küpe ve yüzük takarak saçlarımı son kez taradım. Evet, kötü görünmüyordum ancak kesinlikle mükemmel de göründüğüm söylenemezdi. Tyler'ın okulda takıldığı kızları düşündüğümde parmaklarım istemsizce gömleğimin birkaç düğmesini daha çözerek göğüslerimin iyice gözükmesine izin verdi. Bununla da yetinmeyerek yanaklarıma iyice allık sürdüm ve dudaklarımı da koyulaştırdım. Beyaz çorapları fırlatıp attım ve siyah uzun çorapları dizlerime kadar çektim. Böylesi çok daha iyiydi ve hayır, bunu yakışıklı üvey kardeşlerimden ziyade okulda karşıma çıkacak daha iyi bir fırsat için yaptığımı kabul etmeliyim, yani teknik olarak öyle olmasa da bundan başka bir amacı olmamalıydı, öyle değil mi?
''Günaydın!'' diyerek çıkmak üzere olan babamın boynuna atıldım. Babam minik bir şaşkınlık ifadesiyle beni süzdü ve başını salladı. ''Günaydın tatlım.''
Diğer yandan Tyler'ın yüzü birden aydınlanmıştı, sanki sinir uçları onu harekete geçirerek sevimli yüz hatlarını parlatmış ve dudakları iyi yana kıvrılmıştı.
''Bugün..farklı görünüyorsun.''
Gülerek ona sarılacağım sırada babamın bakışlarının Tyler ve yanındakilerde gezindiğini farkettim ve bu sessiz anlaşmanın sonucunda arabaya yürümekten başka bir çaremiz kalmadı.
''Bugün çok güzel görünüyorsun. Gözlerimi senden alamadım.'' dedi Tyler kapıyı kapatarak.
''Teşekkür ederim.''ve ekledim, ''Şey..çok fazla görünmüyorum değil mi? Yani.. okuldakileri bilirsin.''
Tyler gülerek kolunu omzuma attı. Doğrusu, onunla aramızdaki bu ilişkinin ne denli garip olduğunun ben de farkındaydım ancak bunu oluruna bırakmıştım ve tek istediğim biraz eğlenip anın tadını çıkarmaktı.
Üzerindeki erkeksi koku arka koltuğu kaplamıştı ve bana gülümseyen gözlerini gördükçe istemsizce yanaklarım kızarıyordu. İçimdeki sese kulak verdim, bu doğru değil, bu doğru değil, bu doğru değil..deyip duruyordu ama işte Jason'ın aynadaki delici bakışlarını yakaladığımda bunu ona karşı kullanabileceğimi çoktan anlamıştım. Sonuçta küçük yaramazlıkları en çok da erkekler severdi, öyle değil mi?Böylece yüzümü tamamen Tyler'a çevirdim, artık göz gözeydik. O ve ben..tekerleğin uğultusu, tenimde gezinen sıcak parmaklar, aptal sırıtışı, ah ve bir de ön koltukta bizi seyreden Jason vardı. Ön tarafa çabucak göz atıp Tyler'ın dudağına dikkatsiz bir öpücük kondurdum ve birbirini takip eden birkaç öpücük daha derin bir öpüşmeye dönüşmeden hemen önce arabanın aniden sarsılmasıyla birbirimizden ayrıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞ
RomanceÜvey kardeşiyle aşk yaşayan bir kızın hikayesi. *Cinsellik, argo ve küfür içerir. *+18 *Bu hikayedeki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.