Kaan (iç ses)
Duraktan uzaklaşalı sadece birkaç dakika oldu ama aklım hala Aslı'da, acaba ne konuşuyorlar? Acaba o da benden hoşlanıyor mudur?
Yüreğim ve gözlerim her zaman onu görmeyi istiyor, içimdeki bu denli yanan ateş, gittikçe beni yakıyor. Acaba Aslı'da benim gibi hissediyor mudur? Onunda içi bu denli yanıyor mudur? Lütfen Aslı ben küle dönmeden gör beni...Aslı (iç ses)
Bu çocukta yapıştı yakama gitmiyor, mübarek sanki japon yapıştırıcısıyla bana yapıştırmışlar gibi. Arkadaş niye benimle otobüse biniyorsun, bin diyen mi oldu?? İşim gücüm var benim Soner'cim sana vaktim yok...
-Ya bir şey diyeceğim, bu hafta sonu boş musun? (Soner)
-malesefki boş değilim. (Aslı)
-tüh ! Sinemaya gelir misin diye soracaktım. (Soner)
-ya çok üzgünüm, kusura bakma Soner ama halletmem gereken bir projem var. (Aslı)
-yaa öyle mi peki, o zaman başka sefere gideriz. (Soner)
- Olur. (Aslı)
-Ben bu durakta ineceğim, görüşmek üzere. (Aslı)
-Görüşürüz. (Soner)Aslı (iç ses)
Sonunda kurtuldum şu çocuktan ya!
Soner'cim kusura bakma ama seni pek sevemedim ya!
Telefon çalar...
-Aloo, güzel ķızım napıyorsun?
(Sevda Hanım)
-İyiyim, Sevda sultan senden ne haber? (Aslı)
-İyiyim şükür bende anca evle uğraşıyorum, baban ayrı bir deert..kardeşin Can ayrı bir dert..
(Sevda Hanım)
-neden gene ne yaptı bu vele-dül zulüm? (Aslı)
-amaan bu Can'nın gelecekteki eşine Allah sabır versin diyorum ben gızım.
(Sevda Hanım)
-Seslendim seslendim, gelsinde şu perdeleri taksın diye, gelmedi bu velet! (Sevda Hanım)
-Neyse odasına pat diye girdim geçmiş, bilgisayarın başına oyun oynuyor, cips yemiş çöpünü de yere atmış bende dayanamadım terliğimi aldım kafasına attım, anca beni fark etti şerefsiz!
(Sevda Hanım)
Aslı gülmeye başlar
-Ee sonra ne oldu, ay karnıma ağrılar girdi yaa!!! (Aslı)
-dedim Ulan şerefsiz velet, kalkta azcığ, annene yardım et dedim. (Sevda Hanım)
Aslı gülmeye devam ederek:
-sonra ne yaptı bu velet? (Aslı)
-Tamam, tamam yav geliyom dedi sonra geldi taktı perdeleri geri gitti odasına girdi. (Sevda Hanım)
-Bu çocuk iyice bilgisayar manyağı oldu anne ya! (Aslı)
-He gızım hiç sorma, başından hiç kalkmak bilmiyor. (Sevda Hanım)
-Babama söylede arada bir hafta sonu iş yerine götürsün birazda, azcık evden uzaklaşsın.
-Gızım baban da ne yapsın işten gelir gelmez yemek yiyip, yatıyor
(Sevda Hanım)
-Yaa kıyamam babama.. (Aslı)
-Yoruluyor o da ne yapsın.
(Sevda Hanım)
-Ee güzel kızım ne nelerle uğraşıyorsun? (Sevda Hanım)
-Valla anne bu aralar çok yoğunum ve yorgunum ya.. (Aslı)
-Neyse Sevda sultan, ben yurda geldim yavaştan kapatıyorum gidiyimde dinleniyim, olur mu? (Aslı)
-Tamam güzel kızım, Allah'a emanet ol kendine dikkat et görüşürüz
(Sevda Hanım)
- Görüşürüz Sevda sultan (Aslı)
Aslı (iç ses)
Ohh be sonunda yurda geldim, hemen güzel bir duş alıp dinleneyim...Aslı saçlarını kurulayarak banyodan çıkar ve yatağına doğu yürür. Yatağın o yum yumuşacık, yeni yıkanmış yorganın kollarına bir anda sırtüstü kendini bırakıverir ve öylece gece lambasından tavana yansıyan yıldızlara bakar.
Bakarken binbir düşüncelerin, hayallerin içinde bulur kendini. Gerçi kim öyle bir ortamda hayal kurmaz ki? Düşünceler, yaşanılan onca anılar insanı bir anda hayattan koparıverir ve insan o an sadece o tatlı hayal dünyasında yaşamak ister. O hayaller insanı içine çeker, insan o an gerçeğe dönmek istemez çünkü; bilir ki gerçek acı verebilir insana. O anda kurduğumuz düşler o kadar tatlı gelir ki bırakamazsın tıpkı bir çikolata gibi..Hayallerde her şeyi yapabiliriz; güzel bir meslek sahibi olabiliriz, zengin olabiliriz veya çok tutkulu güzel giden bir aşk hayatına sahip olabiliriz ama gerçek bu değildi...
Gerçek dediğimiz şey nasıl ki hayatta mutluluk kavramı yer ediniyorsa mutsuzluk kavramı da hayatın bir gerçeği ve parçasıdır.
Yani insan hayatta hem mutlu hem de mutsuz olabilir, bu çok normal bir şey fakat biz hep mutlu olmak istiyoruz fakat mutluluk sadece hep güzel giden şeylerde mi saklıdır? Bence hayır...
Aslı böylece düşünürken odasının kapısı iki kez tıklatılır.
-Gelebilir miyizzz? (Kızlar)
-Gelebilirisiniz (Aslı)
Kızlar ellerinde aburcubur paketleri ile odaya girerler.
-Oo Aslı hanım sıhhatler olsun. (Sude)
-teşekkür ederim sudemm. (Aslı)
-Ee hayırdır hangi rüzgar attı sizi buraya? (Aslı)
-Aşkın rüzgarı attı vallahi. (Deniz)
-Ne aşkı kız? (Aslı)
-Amaan bunu boşver gene bir aşk dizisi seyretmiş o yüzden böyle. (Sude)
-Allah'ım yaa! (Güler, Aslı)
-Hadi çay koy da şunları yiyelim der Sude ve elindeki paketleri sallar.
-Oluur (Aslı)
...
-Ee dökülün bakalım çabuk! (Aslı)
-Metin beni oyalıyor galiba. (Sude)
-Nasıl yani? (Aslı)
-Ne bileyim? Yani belirsiz davranıyor, seviyor mu sevmiyor mu anlayamıyorum. (Sude)
-Bazen gözlerini benden alamıyor bazende yüzüme bile bakmıyor. (Sude)
-seninde kafan karıştı tabi. (Aslı)
-Evet. (Sude)
-Bence seni sevmiyor sadece denemek istemiş, seninle olup olmayacağını.(Deniz)
-Hem öyle hem de seni cebinde tutmaya çalıyor gibi. (Aslı)
-Bende öyle düşünmeye başladım. (Sude)
-zaten bir kere seni sevseydi sen şuan bunları düşünüyor olmazdın. (Aslı)
- Ve bu aralar bir kızla takılıyor sürekli. Ama görseniz böyle nasıl yılışık yılışık hareketleri var görmeniz lazım. (Sude)
-Yaa demek öyle! (Deniz)
-Aynen! (Sude)
-O zaman ona yolu göster kanka. (Aslı)
-Zaten bu aralar konuşmamı azalttım. Artık tamamen keserim. (Sude)
-Böylelerinden adam olmaz! (Deniz)
-Benim için bu tip insanlar uzak durulması gereken kişiler listesinde. (Aslı)
-Haklısın ama görür gününü o. (Sude)
-Bütün ilgini alakanı kesmelisin ki büyük şoka uğrasın. (Deniz)
-Aynen, hep ilgiye alışmış ve senin şimdiye kadar anlattıklarından şunu da anladım sanırım senin sadece ilgini seviyor. (Aslı)
-Doğru.. (iç geçirir,Sude)
-Amaan üzülme canım kankam elini sallasan ellisi. (Sude)
-Ben elli tane istemiyorum ki bir tane istiyorum o da Adam gibi olsun beni sevsin istiyorum ama olmuyor. (Yüzünün düşer, Sude)
-Olur, olur o da olur merak etme.. (Aslı)
-Ne zaman baba, ne zaman mezara girince mi? (Deniz) Der ve hep birlikte gülerler.
Sude gözlerini kısarak Aslı'ya bir bakış atar:
-Ee hanımefendi sizde bir şeyler var mı?? (Sude)
Sude ve Deniz birbirlerine bakarlar ve tekrar Aslı'ya dönerek şüpheli bakışlar atmaya devam ederler.
Aslı (iç ses)
Acaba söylesem mi yoksa söylemesem mi? Bence şuan erken Aslı, söyleme Aynen aynen söylemeyeyim.-Ee bir şey demeyecek misin? (Deniz)
-Ee..şeyy.. hayatımda henüz birisi yok. (Aslı)
-E neden o zaman tereddüt ettin. (Sude)
-hiç.. bir an kaldım öyle dalmışım işte. (Aslı)
-var sende bir şeyler amaa...hadi neyse bu seferlik bir şey demeyeceğim. (Sude)
-Hadi bakalım iyisin iyi, yırttın paçayı. (Deniz)
-aman kızlaar gerçekten biri yok, olsa söylerdim zaten. (Aslı)
-Hadi bakalım öyle olsun bu seferlik (Sude)
-Uu saat bayağı geç olmuş ben kaçar. (Deniz)
-Dur kız beni bekle! Bende geliyom.(Sude)
-Hadi iyi geceler (sude,Deniz)
-İyi gecelerrr hanımlar. (Aslı)Aslı (iç ses)
Off ucuz yırttım yaa!! Az kalsın yakalanıyordum! Ama doğru henüz onunla aramızda bir şey yok ki, A ah yanaklarım, yanaklarım! Şu an neden ateş gibi yanıyorlar. Aynadan hemen kendime bakmalıyım.
Aynadan kendine bakar..
OHA UMARIM KIZLAR YANAKLARIMIN BU KADAR KIZARDIĞINI GÖRMEMİŞLERDİR OFF YAA!
...
Aslı yorganının içine hızla girer, bir süre uyumaya çalışır fakat sağa sola dönüp durur. Bu esnada telefonunun ekranı yanıp söner...Evet arkadaşlar yeni bölümü nasıl buldunuz? Sizce Aslı'yı ne gibi bir macera bekliyor...
Yorum yapmayı ve lütfen oy vermeyi unutmayınn..iyi günler dilerim, sağlıcakla kalın 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Altında
General FictionGözlerim, gözlerine hapsolmuş, kalbim kalbine kenetlenmiş...onun bana her bakışında gölgede bile kavrulmuştum.. Aşk bu muydu?