Bölüm-10

8 1 0
                                    

"Kıskançlık Üzerine"

Aslı, Kaan'ın gözlerindeki öfke fırtınasını fark edince ne tepki vereceğini bilememiş bir halde ona bakışlar atıyordu. Mert ise o sert bakışların erkekler arasında ne anlama geldiğini gayet iyi biliyordu. Ama gıcıklığına iyice can dostu olan Aslı'ya bir anda sarılı verince, Kaan'ın göz bebekleri iyice büyümüş ve ateş almıştı... Mert kendini gülmemek için dişlerini yanak içini geçiriyor, dudaklarını sımsıkı birbirine bastırıyordu. Daha sonra Mert Aslı'nın kulağına doğru fısıldadı:
—Bak bu anların tadını çıkar, benim sayemde bu çocuğu çözeceksin.
Ayrıca öyle put gibi durma kahkaha at ki dikkatini çeksin. (Mert)
—Nasıl yapcam, onu?? (Ası)
—Ne nasıl yapıcam? GÜL İŞTEE! (Mert)

Aslı Mert'in dediklerini dikkate alarak  gülmeye çalışır.
—Haa-ha-ha  (Aslı)
—O ne biçim gülmeydi gız, ha ha diye bir gülme mi olur? (Mert)

Mert bunu sesli bir şekilde söylediğini, bütün gözler üstüne dikilince anlar.

Ee şeyy..sesli söyledim galiba... (Mert)
Aslı ve Kaan şaşkın şaşkın Mert'e bakar.
Ee şey Aslı'ya benim dersim vardı şimdi aklıma geldi de, gideyim ben, şey edeyim o dersi.. Yani derse gireyim. Hadi bayys.. (Mert)
Mert hızlı adımlarla Aslı'nın konuşmasını bile beklemeden oradan uzaklaşır.
—Kaç kaç sen Mert efendi! (Aslı)

En sonunda ikisi de başbaşa kalırlar. Ama Kaan kıskanç olduğu için Ortamı terk etmek ister ve hamle yapar.
Şeyy istersen sen Mert'in peşinden git, daha sonra görüşürüz. (Kaan)

Kaan arkasını döner ve oradan uzaklaşmaya başlar.
—yaa şeyy... (Aslı)
Aslı'nın bir şey demesine bile gerek kalmadan Kaan çoktan arkasını dönüp gider.

Aslı (iç ses)
Alacağın olsun Mert öffff! Kaan her şeyi yanlış anladı resmen ya!
Neyse öff o da diğer kız arkadaşları ile takılırken iyiydi demi!! Biraz da ben takılayım...

Kaan (iç ses)
NERDEN ÇIKTI BU MERT VELEDİ
BİR BU EKSİKTİ O DA OLDU, TAM OLDU ! Acaba Aslı'ya göz mü koydu?
Laannn... varya bak..... Onu ben şimdi ne yaparım...
Off düşündükçe sinirleniyorum... Sakin ol Kaan sakinn...

ERTESİ GÜN ..

Kaan tam evden çıkacağı sırada telefonu çalar.

Ekranda "Musti" Yazmaktadır.
—OĞLUM GENE NE OLDU BE?  Bir rahat bırakta azcık spor yapıyım. (Kaan)
—La iki dk önce aradım alt tarafı.. (pis pis güler)(Musti)
He söyle NE OLDU GENE ULAN GEREKSİZ ÇOCUK? (Kaan)
—Abi, Gereksiz filan kalbimi kırıyorsun ama haa.. (Musti)
—Tamam tamam çabuk söyle de işim var. (Kaan)
—Söylemiyom lan gıcıklık değil mi Allah Allah! (Musti)
—Lan BAK MUSTİ! (Kaan)
—Tamam abi tamm kızma hemen.(Musti)
—seninki varya instaya biriyle resim atmış gördün mü? (Musti)
Kim neyle resim atmış, ne diyorsun lan sen? (Kaan)
—Abi seninki diyorum yaav (Kaan)
—BENIM KI NEY LAN ÇILDIRTMA ADAMI!!!? (Kaan)
yaav Aslı, Aslı bacım! (Musti)
—Hee Aslı diyorsun. Ee ne atmış? (Kaan)
—Abi çok değil 100 TL ateşle hemen söyleyeyim. İstersen sicilini çıkarayım.(Musti)
Yav bir s**tir git Musti. (Kaan)

Kaan öfkeyle telefonu Musti'nin suratına kapatır ve söylene söylene tempolu bir şekilde koşmaya başlar. Bu esnada mahallede ki çocuklar ona hayran hayran bakar ve bazıları ise ona el sallar, gülümser. Kaan'ın  bu mahallede yeri çok baskadır, tüm mahalle onu sever, sayar..bir nevi mahallenin ağabeyidir. Kaan'ın güçlü duruşu, keskin bakışları ama bir o kadar da yumuşak kalpli, merhametli olması tüm mahallenin onu böylesine sevmesine yeter de artar bile. Kaan sevildiğini farkında ve bu sevgiyi hiçbir zaman karşılıksız bırakmazdı. Koşuya, kulaklığında en sevdiği şarkının çalması ile beraber o meşhur kavak ağaçlarının dolup taştığı yola girmişti. Burası onun mahallesindeki en sevdiği bölgedir. Buradan yürüyen her insan ona göre, kesinlikle ferahlar ve pozitif enerjilerle dolardı. Oradan geçip, iki dk bankta nefeslenen insanlar, elinde bulunan poşettende anlaşılacağı gibi marketten alışveriş yaptığını belli eden evine doğru sakince yürüyen insanlar, bebeğini bebek arabasına koymuş yorgun bir anne geçer bazen buralardan..o insanların oradan geçmesi bile Kaan'a göre bir huzurdu. Babasına olan öfkesini ancak bu ağaçların verdiği dinginlik ve huzur geçirebiliyordu. Ama tabi ki de tam anlamı ile öfkesi geçmiş sayılmazdı. Ne zaman babasını affetmek istese, her şey ters gider ve işler babasının yüzünden çığırından çıkardı. Ve bütün duyguları tekrardan geri gelirdi. Alışıktı bu duruma ama yine de her seferinde canı yanıyordu. Bazen neden diye soruyordu kendine..
Anlam veremiyordu bütün bu olanlara...
Tam böyle düşünürken karşı kaldırımda tanıdık bir sima belirdi. Aslı!

Arkadaşlar kusura bakmayın, bu bölüm birazcık kısa oldu.. şu sıralar Mezuniyet töreni , ödevler derken yazamadım bir türlü. Lütfen Beğeni ve yorum yapmayı unutmayın!!
Seviliyorsunuz, iyi günler dilerim.❤


Kiraz AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin