Aslı, İlkbahar mevsiminde ağaçların dalında açan o, bembeyaz çiçekler gibi duru ve güzel duruyordu. Etrafa sanki ışık saçıyordu. Normalde yollar karanlık ve ıssız olurdu ama sanki o gelince her şey bambaşka bir havaya bürünüyordu, bütün her şey o gelince güzelleşiyordu sanki...
AMA BIR DAKİKA O DA NE?
yanında yine, yine o çocuk....MERT
ALLAH'IN CEZASI ÇOCUKKaan, Aslı ve Mert'i Yan yana kahkahalar içinde görünce çok kıskanmıştı ve Kaşlarını çatarak ters ters Mert'e bakıyordu.
MERT
(Dişlerinin arasından konuşarak)
—Aslı sol çaprazdan karşı kaldırıma çaktırmadan bak kanka. (Mert)
—Niye ki? (Aslı)
—Bak bir sen! (Mert)Aslı kafasını hafifçe soluna doğru çevirir ve iki çatık kasların altından ona doğru bakan Kaan'ı fark eder ve hemen önüne döner.
—Oha! Tesadüfün böylesi..(Aslı)
—(gülerek) nasıl çıldırıyor şuna bak, izlemesi çok zevkli. (Mert)Mert kolunu Aslı'nın omzuna atar ve hafifçe kendisine doğru çeker.
—Ya napıyorsun? (Aslı)
—Biraz kızdıralım şu küçük enişte adayını. (Mert)
— Ya MERT SAÇMALAMA! İNDİR ŞU KOLUNU! (Aslı)
—Biraz daha böyle kalsın indiricem (Mert)
—öff Mert Ya! (Aslı)Kaan
Şunlara bak! LAAN BİR DE KOLUNU OMZUNA ATTI!!! BEN O KOLUNU SENİN...
Neyse...
Mert
(Gülerek)
—Şuna bak nasıl sinirlendi, hızlandı gidiyor. (Mert)
—Hepsi senin suçun Mert Bey! (Aslı)
—Şimdi çok kıskanmıştır seni benim yanımda görünce. (Mert)Aslı arkasına dönüp bakar fakat Kaan çoktan oradan hızlıca uzaklaşmıştı. Aslı umutsuz bir şekilde başını önüne doğru çevirir. (Aslı üzgün ve dalgındı) Aslı'ya göre umutsuz bir aşktı bu. Çok tuhaf başlayan bir hikaye idi, kim bilir belki ilerler belki de yarı yolda bitebilirdi...Hoş Aslı, bu duruma çok önceden de alışıktı eski sevgilisi Berkay sayesinde...bu yüzden ufak bir belirsizlik taşıyan bir şey görse hemen uzaklaşıyordu oradan. Ama bu defa farklı...bu defa, bu defa ki çok başkaydı nedense ona karşı daha derin duygular besliyordu, onu ta kalbinin derinliklerinde saklıyordu tabii bu durumdan Kaan'ın haberi yoktu. Aslı korkuları yüzünden onu uzaktan izlemeye alışmış öylece derslerde ona bakıyor, ondan gözünü alamıyordu... Kaan kendisinde bir türlü cesaret bulamadığı için ona açılamıyor ve sessizliğin koruyordu. Şu sıralar yorgundu...Bütün her şey sanki onun üstüne geliyordu. Birde çok sevdiği kişiyi başka kişiyle görünce kendini boğulacakmış gibi hissediyordu. Bu hisler onu esir almış bir şekilde yola bakarak koşuyordu ama sadece yola bakıyordu.. kimseyle muhatap olmadan koşuyordu..aklında sadece o vardı. ASLI...
Aniden yağmur yağmaya başladı. Kaan neye uğradığını şaşırdı ve yolun sonunda bulunan bir fırına sığındı. Üstü sırılsıklam olmuştu. Aslı ise 10 dakika önce Mert ile vedalaşıp yurda doğru koşuyordu ama o da yağmurdan kaçamadı ve nasibini bir güzel almıştı. Olsun yağmuru seviyordu Aslı, yağmur onu ferahlatıyordu, zaten yaz yağmurundan bir şey olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Altında
General FictionGözlerim, gözlerine hapsolmuş, kalbim kalbine kenetlenmiş...onun bana her bakışında gölgede bile kavrulmuştum.. Aşk bu muydu?