0.4

1.8K 107 85
                                    

Yazım hataları olabilir

🩸

Çaldığım kemanla gözlerimi kapatıp
Bu dünyadan kendimi soyutlayarak kendi dünyama çekildim. Hayali dünyam da mutlu ve huzurlu bir hayat yaşıyorum ancak bu gerçek hayatta pek mümkün değil.

Kemanın müziği ile ayaklarım yerden kesiliyordu resmen. Tam o sıra aklıma
Özdemir asafın '...Yanlızlık müziğin bile seni dinlemesidir... ' diye sözü geldi.

Bu yüzden müziği ve şarkıları seviyordum. Sanki kendim oluyordum, bazı şeyleri rahatlıkla düşenebiliyorum
Bazense hiçbir şey düşünmemek için
7/24 şarkı dinleyip enstrüman çalıyordum bunun en başında da keman.

Keman çalmayı kendi çabamla öğrendim. Zamanla gizli gizli müzik odasına girip çalıyorum.

Keman çaldığımı bu okulda hiç kimsenin bilmesini istemiyordum eğer bilirlerse saçma sapan şeyler söyleyecekler ve ben sevdiğim bir şeye laf edilmesinden nefret ederim.

Kemanı çalmaya devam ederken kapıdan ses gelmesiyle anında bakışımı oraya çevirdim ve kemanı çalmayı bıraktım.

Kimdi o?

Yoksa öğretmen mi ya da öğrencilerden biri mi?

İçimi istemsizce bir endişe kaplarken
Kapının kulpu aşağa indiği sıra bir ayak sesi duydum ve kapının kulpunu aşağa indiren kişi kulpu bırakıp gitti galiba.

Çünkü şuan sadece buraya gelen ayak seslerini duyuyordum.

Birisi buraya geliyordu ve ben napacaktım? Nereye gidicem?

Nereye saklanabilirsin ki atlas? Düşün!

Yakalanmak istemiyorum.

Etrafıma hızla bakındım ancak burada saklanabilceğim bir yer yok. Dolap bile yok!

Bari elimdeki kemanı bırakayım diye düşündüğüm an kapının açılmasıyla donup kaldım.

Arkamı dönmeli miydim yoksa dönmemeli miyim?

Arkamda ki kişinin hızlı hızlı nefes alışlarını rahat bir şekilde duyuyordum.

Yutkundum. Acaba gelen kim? Umarım beni tanımayan biridir Tanrım.

"Pardon bakar mısınız? Bu kutularını tam olarak nereye koymalıyım" diye kalın ama ince bir ses duydum.

Yavaşça arkamı dönüp gelen kişiye baktım. Elinde kocaman ve tahminen ağır bir kutu taşıyan ela gözlü, sarı saçlı, saçları terden dolayı anlına yapışmış yapılı bir adam vardı.

Üstünde bizim okulun forması yoktu.
Bu çocuk bizim okuldan değil büyük ihtimalle bir yerde çalışan biriydi.

"Kutu? " dedi çocuk az önce dediği şeye ima yaparak.

Hızla "şuraya bırakabilirsiniz" dedim
Elimde sağ taraftaki boş yeri göstererek.

Adını bilmediğim çocuk işaret ettiğim yere kutuyu bırakırken daha dilkatli inceledim onu.

Acaba kaç yaşında?

Çocuk elindeki kutuyu yere koyduktan sonra ayağa kalkıp bana döndü.

"Keman he! İyi çalabiliyor musun bari?" diyerek gözleriyle elimdeki kemanı gösterdi.

"Eh işte idare eder hala öğrenme aşamasındayım."

"Adın ne? "

"A-atlas"

VAMPİR / GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin