17.BÖLÜM

221 11 0
                                    

YILMAZLARDAN

"Bakın burda kızım ne güzel şarkı söylemiş. Ayol kızımı özledim nerde benim telefonum." Yılmaz abileri annelerine hüzünle bakıyolardı. " Kızım açmadı duşta herhalde. Bide Seray kızımı arim."

Yılmaz erkekleri yerlerinde dikleştiler. "SERAY KIZIMDA AÇMIYOR. ACABA BİŞİ Mİ OLD-" diyecekken Mert merivenlerden koşarak inerken"İSTANBULDA DEPREM OLMUŞ!" dedi. "7,4 BÜYÜKLÜĞÜNDE!" her dilde Beste." KIZIM"

"BESTE!"

"ABLAM!"

"BESSTE KIZIMIDA SERAY KIZIMIDA İSTİYORUM. ALLAH'IM İKİSİNEDE BİR ŞEY OLMASIN. NAPICAZ BİZ. BEN DAHA YAVRUMU YENİ BULMUŞUM NASIL KAYBEDİM."

"anne sakin ol hazırlanıp İstanbul'a gidelim hem diğer depremzedelere hem onlara yarrdım ederiz." dedi Eren bunları derken bile ağlıyordu. Yılmazlar hemen hazırlanıp çıktı. İstanbul çökmüştü. Soner kalbini tutuyordu. Acı ve hiç hissediyordu. Bu hiçlik kötüydü çünkü biri ölünce onun için hissetmeyi bırakırsın. İstanbul... Eskiden kuş cıvıltılarıyla dolu olan o şehir şimdi ağlama sesleriyle dolu. Ya da "SESİMİ DUYAN VAR MI!" sesleriyle. Yılmazlar kızların yaşadığı eve geldiler. "Anne sen bakma!" Didem hanım kafasını olumsuz salladı. Emir bey yine Didem'e, "Bakma," dedi. Bakmayınca onun orda enkazın altında olduğu gerçeği değişecek miydi? öyleyse sonsuza kadar bakmayabilirdi Didem Hanım.

"Orda, Emir"
"Enkazda EMİR ENKAZDA ANLIYO MUSUN!" diye bağırdı. Hep aynı kelimelerde takılmıştı Didem hanım. "SESSİZ OLUR MUSUNUZ SES DUYUYORUZ!" Yılmaz ailesi bir umit dedi belki çıkarlar dediler. Ama duyulan ses başkaydı. Nerdesin be kızım diye geçirdiler.

3.SAAT

bir ses daha duyuldu. "SESİMİ DUYUYORSANIZ İSMİNİZ NEDİR?"

"S-seray yanımda arkadaşımda var ama enkazın içindeyken tekrar deprem oldu aramıza betonlar düştü kaybettim."

Seray'ı yavaş yavaş çıkartıyolardı. Didem hanım kendi cocuğuymuş gibi hemen sarıldı öptü. Seray'ın sırtındaki yaralar dışında sıkınısı yoktu çünkü beste üstüne kapanmıştı. Sağlık kontrolu olduktan sonra konusmak için odaya aldı görevliler.

"Olay nası oldu?"

"Saatler 16.06'yi gösterdiğinde saniyeler içinde binlerce kişinin ölümüne yol açan deprem olmaya başladı. 45 saniyelik o kısa zaman dilimi bizim için oldukça uzun ve bir o kadar da belirsizlik doluydu. Deprem olduğunu hissettim. Boşluğa doğru düşüyor gibiydim. Etrafımdan taşlar geçiyordu. Tutunmaya çalıştım ama tutunamadım çünkü bina yıkılıyordu. Tabii o anda onu hissetmiyordum. Ne olduğunun farkında bile değildim. Uyanıyorsun ve bir anda ne olduğunun farkına varamıyorsun. Sadece toz, toprak. Deprem sona erdiğinde yaşadığım ilk anları da şöyle aktarıyor: Binanın yıkılması bittiğinde kendimi yüzükoyun yerde buldum. Sırtım ve ayaklarımın yarısı betonun altındaydı. Beste üzerime sarılmıştı. Bu anlattıklarım ikinci depremdi birinci depremi hatırlayamıyorum sadece üzerimize düşen betonları hatırlıyorum bir de Bestenin sözlerini."


9.SAAT

"SESİMİ DUYAN VAR MI?"

Tiz bir çığlık sesi duyuldu. BESTEYDİ BU. Yaşıyordu. Ekipler hemen oraya yöneldi. "SESİMİ DUYUYOR MUSUNUZ?"

"EVET BURASI ÇOK DAR BİRAZ DAHA KALIRSAM BOĞULACAĞIM!"

"TAMAM BİZİMLE KALIN. ADINIZ NEY?"

"BESTE" 10 kişiden hıçkırık koptu. Emir bey, Didem hanım, Seray, Soner, Mert, Sinan, Serkan, Kaan, Eren ve Barandan.

"A-ARKADAŞIM VARDI. SERAYY İYİMİ O"

"EVET İYİ ŞİMDİ BİZE SESİNİZİ DUYURMANIZ LAZIM."

"NASIL?"

"ŞARKI SÖYLEYEBİLİRSİNİZ."

"Yıllar önceydi

Çok da güzeldi şimdi, düşününce
Benimsin demiştim, ben de senin
Renkli rüyalar otelindeKapıları çalmıştım
Cevapsız savrulmaya
Hiç atmayan kalpleriyle insanlara
Ama sen farklısın dedim
Dedim ki sense
Dikkat et sadığımdır sadece kendime

" Bu sırada Beste yavaş yavaş çıkmışştı. "s-su" Didem hanım hemen koşup su içirdi. Hemen sağlık ekipleri geldi. Kolunda kırıklık haricinde sıkıntı görmüyolardı. Beste hemen Seray'a sarıldı. Sonra annesine, babasına, kardeşine, Sinan abisine. Diğerlerine sadece gülümsedi. Bu da iyiydi. O kadar gülmemişti, konuşmamıştı. Soner dayanamıyordu. Hayat bir film skeci gibidir uzun gözükür ama akar gider. Belki yarını olmayacaktı Sonerin. Soner düşünmeden Beste'ye sarıldı.

 " Karşılık beklemiyorum ama en azından bana iyi olduğunu söyle söyle ki kalbimdeki o  acı gitsin." Beste karşılık verdi. Hatta en sıkı ona sarıldı. Beste ne yaptığını anlayınca hemen kollarını çekti. Kolu sarılmıştı. Evine yani enkaza bakıyordu. Her şey toz ile duman olmuştu. "Kızım tekrar evimize dön ha?" Seray şuan Beste yüzünden ailesiyle kalmıyordu. Besteyle yaşamak istediği için. Seray onayladı arkadaşını. 

"Olur" dedi kısık sesle. Sorun sadece kolunda değildi. Sıcak su dökülmüş sırtı ve önceki yaraları acıyordu. Bu enkazlık bir yerde tanıdık bir yüz gördü ama çıkaramadı.





VEE BİTİTTTTİ 3K OKUNMA OLMUŞŞŞ AMA YORUM VE OY ÇOK AZ. HAYALET OKUYUCU OLMAYALIM LÜTFEN. OKUDUĞUNUZ SAAT TARİH

OYY ATMAYI UNUTMAYALIMM

21.47  28.03.2024

GERÇEK AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin