1- Prolog

1.5K 82 79
                                    

Merhaba!
Bu kitap abiler, erkek versiyon değildir; baba-oğul arasındaki konuyu ele alacak, başka kardeş yok, karışma yok.
Annelerinin ilk evliliklerinde olan Saru ve Saruhan ikizleri, babalarını hiç tanımıyorlardı, bakalım neler gelişecek.
Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Keyifli okumalar efendim.

İyi bayramlar 🍬🍭

10.04.2024
Saru Sancak

Korku dünyanın en boktan duygusudur, sizi ölüme dahi götürebilir. O duygudan tamamen, kararlılıkla kurtulmak isterseniz kurtulursunuz ama sadece 'kurtulayım' derseniz hiçbir işe yaramaz. Yine de hiçbir çarenin işe yaramadığı bir durum daha vardır; zorunlu bir duruma karşılık korkmak, işte buna yapılacak bir eylem yok. Elde var sıfır.

Bu zamana kadar gerçekten güzel bir hayatım vardı, ikizim Saruhan'la eğlencenin dibine vurur, annemle babamın birbirlerine nasıl aşık olduklarını bazen alayla çoğunlukla da heyecanla izler, yasanın reşit olmadığımız için izin vermediği bazı eğlenceleri ikizimle gizliden yapardık. Ama şimdi buradayız, 'Erkek Yetiştirme Yurdu'. Birçok farklı isme sahip; yetimhane, yetiştirme yurdu, sevgi evi. Ama ne denirse densin içerideki o kişiler değişmiyor.

Birkaç ay önce annemler ağır bir trafik kazası geçirdiler, bizse okuldaydık. Annem komaya girdi, babamsa bize bakmak istemedi. Hayran kaldığımız, kendimize rol model seçtiğimiz babamız 'eşimin başkasından olan çocuklarına bakmak zorunda değilim' diye direkt bizim yanımızda, bazen sadece bize söylemişti. Annemin ilk evliliğinden olduğumuzu biliyorduk, biz daha karnında bir aylıkken o kocasından boşanmış.

Annem ilk kocasını sevmezdi, hatta ne kadar nefret ettiğini sürekli gösterirdi. Ondan bahsederken kusacak gibi olur, bazense ağlardı. Onu hiç tanımadığımız halde tek üzgün anı onu anlatırken olan annemizle o adama nefret besledik.

Her ne kadar o adama biz yabancı olduğumuzu, annemin ondan kötü bahsettiğini söylesek de yasalar gereği ona ulaşıldı ve şimdi de burada, tüm yasal süreç gerçekleştiği için bizi buradan, yurttan almaya geldi.

"Sen de ölmek istiyor musun ikiz?" diye soran Saruhan oturduğu yatağında sadece yere bakıyordu. "Saru, o gün biz de o arabada olmalıydık. Gitmemekle, okulda olmakla iyi bok yedik; şimdi ne bir ailemiz ne arkadaşlarımız kaldı."

İkizim ağır bir depresyon geçiriyor, benden başka kimseyle konuşmuyor, çoğu zaman yataktan çıkmıyor... On altı yaşında hayatımın bu kadar boktan olacağını bilemezdim.

"Han yapma böyle lan." Önünde diz çöküp dizini tuttum. "Ben varım ve bir yere gitmeyi asla düşünmüyorum. Yanındayım oğlum."

"Annem de böyle diyordu!" Bağrışı odaya yayıldığında diğer yataktaki elemanlar bize dönmüştü. İkizim, onları umursamadan ayağa fırlayıp bana işaret parmağını salladı: "Hatırla! Sözler vermişti, yeminler etmişti ve şimdi nerede?"

Kavga etmesini seviyorum, yaşadığını gösterdiği bu anları seviyorum ama susup hiçbir tepki vermeden, her şeyi kabullenip yatağından çıkmadığında elim-ayağım bağlıymış gibi hissediyorum.

"Gençler," diye masadan kalktı odanın en yaşlısı. 17 yaşında, ama saçları bembeyaz, yüzü kırışmış... Dedikodulara göre bir hırsızın, ailesini katlettiğini gördükten sonra aniden beyazlayıp çökmüş, kalp nakli için sıraya girse de... "Sakin, salih olun. Kaderinizin önüne geçemezsiniz, o yüzden kaderinizdeki kişilere önyargılarla yaklaşmayın."

"Sen karışma lan. Adam olsaydın da aileni koru..." Han'ın ağzını kapatıp ona kızgınca baktım. Önceden bu kadar hadsiz, pervasız değildi bu çocuk.

Saru-Han Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin