22.04.24
Saru SancakBazı anlar vardır yaşandığında ölmek isterseniz; yaşanmazsa da büyümezsiniz, oradan darbe alındığında nasıl ayağa kalkacağınızı bilemezsiniz, o yaşanmazsa siz siz olmazsınız.
Anneme ve ikinci eşi İlyas babama düşkündük; annem de bize düşkündü, hatta üzerimize öyle bir titrerdi ki kimse bize dokunamazdı. Ama İlyas öyle değildi, bizi umursamayıp başkasının çocuğu olduğumuzu yüzümüze vurmaktan geri durmazdı.
Bir de Ali var, annemin önceden evli olduğu, kimliğimizde babamız olduğu yazılı olan adam. Eğer araştırsaydım onun hemen kim olduğunu, neler yaptığını bulabilirdim ama yapmak istememiştim, çünkü annemin anlatımlarına göre o zebaninin tekiydi. Ne kadar komik.
Ve gerçek babam Adnan, Amerika'nın en iyi kalp cerrahlarından biriymiş, annemim deliler gibi aşık olduğu adam. Araştırıp bulduğumda mesleğinde ne kadar mükemmel olsa da karakter olarak çok kötüymüş, hatta üstü kapatılmış bir katilliği var. Ali bunları araştırdığımı bilmiyor.
Şu anda da hâlâ ikinci adamın evindeyiz; üzerine yalanlar atılmış, yalana ortak olmuş. İt gibi zengin, belki Amerika'daki Adnan'dan bile daha zengindir. Ama hâlâ bu eski binada. Şu anda da kahvaltı hazırlıyor.
Uyandığımda banyoda işimi bitirip spor için hazırlanmıştım. O sırada mutfaktan sesler gelince kapısına geçmiştim. Mutfak önlüğünü takmış, yemekler hazırlıyor.
Neden yapıyor bunu? Niye bu kadar iyi?
"Manzara güzel mi babalık?" Hâlâ sırtı bana dönük olduğu halde ses ettiğinde güldüm. Omzunun üstünden bana bakıp göz kırptı. "Güzel uyudun mu?"
"Evet, sayende." Önüne dönüp işine devam ederken çok sevindiğini, kaliteli uykum için elinden geleceğini yapacağını söylüyordu.
"Günaydın." Saruhan'ın sesi gelince koridora döndüm, yeni uyanmış. Bir süre onunla boş boş bakıştık, ikimizin gözleri de artık aynı bakıyor. Başımı sallayıp salona geçtim ve koltuğa oturdum. Kendimi iyi hissetmiyorum. Koltukta uzanıp etrafa baktım, zamanında annemin gezdiği ev.
Bize yalanlar söyleyen kadın, direkt benim annem oluyor.
Yüreğim sıkıştığında oturur pozisyona gelip dirseklerimi dizlerime dayadım. Bunun zorluğunu ben mi abartıyorum? Ama annem...
"İkiz." Han'ın sesiyle kendime gelip ona baktım. "Çok özür dilerim. Affet beni."
Yanıma gelip oturdu, elini sırtıma koydu. Bu evde kalmaya dayanamıyorum, artık annemden bir iz görmek istemiyorum. Ali'nin annemi özvmesini istemiyorum. Sadece üç kişi yaşasak ya, olmaz mı?
"İkiz böyle olma," derken bacağımdan tuttu. "Yapma. İçme o ilaçları, düşünme kara kara."
"Han, ben burada durmak istemiyorum." Ona dönüp tam yüzüne baktım. "Bu ev canımı yakıyor, sadece uyuyarak kaçabiliyorum. Girmek istemiyorum buralara. Annem, bize yalan söyledi lan! Han bunca zaman annemi savundum, onu haklı buldum ama olmadı."
Kafasını sırtlığa yaslayan ikizim, bacağımı sıktı. Han öyle teselli cümleleri bilmez ama tek dokunuşu yeter lan.
"Gençler kahvaltı hazır!" Mutfaktan seslenen Ali'yle kendimize geldik. Bu evden gitmek istiyorum gerçekten.
![](https://img.wattpad.com/cover/365869242-288-k380543.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saru-Han
Novela JuvenilSaru ve Saruhan ikizleri on altı yaşlarına dek anneleri ve annelerinin ikinci evliliğindeki üvey babalarıyla yaşıyorlardı, ta ki ebeveynleri ciddi bir kaza geçirene kadar. Anneleri komaya giren çocukları üvey babaları istemediği için yetiştirme yurd...