Meşe Ağacının Altında

Dur(M)ak

" Yetişkin İçerik"

''...bana bir havlu daha ver.''

Derin sesiyle birlikte gelen bas, kook'un vücudundan aşağı bir ürperti gönderdi ve vücudundaki tüm tüyleri diken diken etti. Kook bir havlu alıp ona verdi, bakışlarını indirmeye çabalayarak.

Taehyung havluyu yavaş çekimde aldı, bezi bir leğene batırdı ve yapışkan bacaklarını hafifçe silmeye başladı. Kook onun vücudundan kaçınarak arkasını döndü ve beceriksizce elbisesinin eteğine dokundu. Ancak, tüm sinirleri Taehyung için çığlık atıyordu. Kook kuru dudaklarını yaladı.

Parmak uçları ona bakma ve ona gönlünce dokunma arzusuyla titriyordu. Utanç verici fantezileri bastırıp kendini geri tuttuğu anlardan sonra, kocasına dokunmanın nasıl bir his olduğunu düşündü.

Çiftlerin birbirini arzulamasının doğal olduğunu söylememiş miydi taehyung?

Kook düşüncesizce arkasına yaklaştı ve ellerini nazikçe onun pürüzsüz, sert sırtına koydu. Taehyung onun dokunuşla kaskatı kesildi ve onu sertçe kendine çekti.

''...böyle yapma.''

Hırıltılı sesi kook'u korkutarak onun bir adım geri adım atmasına neden oldu. Onu reddettiğini düşünerek, yüzü neredeyse morardı.

"Ü-üzgünüm..."

kook'un gözleri ne yapacağını bilemeden yere düştüğünde, Taehyung zayıfça inledi ve onu kolları arasına aldı.

"Dün mananı bir şövalyeyi kurtarmak için kullandın miniğim. Ya fazla çalışırsan ve eskisi gibi yere düşersen? Ben o zaman ne yaparım?"

Onu sakinleştirmeye çalışıyormuş gibi ıslak avucuyla kook'un saçlarını okşadı. Kook , kendi ince kıyafetlerine karşı onun sıcak tenini hissedince titrek bir iç çekerek nefes verdi. İçini bir zevk duygusu kapladı. Vücudu balık kanı, misk ve yıkanamayan atlar gibi kokuyordu. Bu asla güzel kokuyla ilişkilendirilemeyecek bir kokuydu ama onun için taehyung'un kokusu büyüleyiciydi.

"Be-ben iyiyim. O kadar mana.. tüketmedim... yeterince dinlendim... Şimdi tamamen iyileştim.''

Taehyung başını salladı ve burnunu kook'un yanağına sürterken ağrılı bir ses çıkardı. Parmaklarını örgülü saçlarıyla oynayarak sabırsızca mırıldandı.

''...Uzun süredir kendimi tutuyorum, bunu nazikçe yapabileceğimi sanmıyorum bebeğim.''

kook başını eğdi. Hiç nazik oldu mu ki? İyi hatırlamıyordu. İlk başta, dikkatlice ve yavaşça ondan zevk alacaktı, ama onunla bir kez bağlantı kurduğunda, bir deli gibi hızlanacaktı. O anların ne kadar delicesine zevkli olduğunu hatırlayan kook, alay edercesine ona baktı.

''...bunu na-nazikçe yapmak zorunda değilsin... sorun değil.''

Bu sözler üzerine Taehyung'un öz kontrolü paramparça oldu. Ona sımsıkı sarıldı ve bir anda dudaklarını hırsla yemeye başladı. kook parmaklarını onun ıslak, kaygan, siyah saçlarına doladı. Dudaklarının tadı tatlı su gibiydi. Islak dilini onun ağzına bastırdı ve onunkiyle birlikte kilitleyerek başını daha yakına çekti.

 Taehyung zayıf bir şekilde inledi, elini sevgilisinin göğüslerine doladı, yumuşak ipeğin altındaki eti ovuşturdu.

Bir anda, kook'un karnından sızlayan bir sıcaklık yükseldi. Bilinçsizce göğsünü Taehyung'un avucuna daha da bastırdı. Sonra, nefes nefese kalmalarına karşı, Taehyung'un onunkine yakın olan dudaklarından bir iç çekiş çıktı.

"Lanet olsun... Cidden çok güzelsin. Kendimi zar zor tutabiliyorum."

kook , sanki ayın yeşil olduğunu söylemiş gibi kafası karışmış bir şekilde ona baktı. Taehyung  dudaklarıyla onun yanaklarını okşadı, elbisesinin yakasını aşağı çekti ve elini elbisesinin içine soktu. Taehyung'un sert avucu, yumuşak etini nazikçe ovarken, kook'un içini heyecan verici bir sabırsızlık kapladı. Zayıf bir şekilde inledi, dudakları titriyordu. Taehyung ona bakarken, kendinden geçmiş bir şekilde mırıldandı.