B3 - Kafesinden Kurtulan Kuş

56 32 3
                                    

B3 - Kafesinden Kurtulan Kuş

Oy vererek bir de biraz yorum yaparak bana yazma motivasyonu verebilirsiniz, verenlere çok teşekkür ederim <3

Oy vererek bir de biraz yorum yaparak bana yazma motivasyonu verebilirsiniz, verenlere çok teşekkür ederim <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⌖ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـــــــ⋫☠⋪ـــــــﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ⌖

Mazinin Aynaları 1

"Böyle iş mi olur?" Diye yakındı Alp zaten yeterince yakınında değilmişim gibi bağırarak. "Daha lisenin ilk günü dershane açtı başımıza babam." Babamızın bu huyundan ikimiz de nefret ediyorduk. Fazla mükemmelliyetçi biriydi. Alp gibi bende bu huyundan acayip derecede nefret ediyordum elbette. Fakat dışa vurmak istemiyordum. Alp'in yanında bile.

"Lisenin ilk günü ve biz akşamın köründe eve dönüyoruz." Dedi fakat kendi adınaydı. Ben ondan 4 yaş küçüktüm. Ama her şekilde bana da dershane vardı. Alp babam gibi polis olma niyetinde olduğundan derslerle alakalı hiçbir şey ilgisini çekmiyordu. "Ne güzel arkadaşlar ile gezmek varken şu dershaneye gelmek canımı harbiden çok sıkıyor."

İç çekerek onayladım. "İlk gün için farklı şeyler ben de hayal etmiştim." Derince küçük bir çocuk misali oflayarak içinden babamıza sövdüğüne emindim. Aslında dışa vurarak da gizliden gizliye de sövmüyor değildi.

Kolundaki babamızın ona doğum günü hediyesi olarak aldığı saatini kontrol etti. "Güya bizi alacaktı babam." Ukala ve iğneleyici bir şekilde devam etti. "Kesin yine iş yerinde bizden önemli başka bir şeyler olmuştur." Arkamızdan delicesine esen rüzgarla içim bir nahoş oldu. Babamızın elbette ki işi önemliydi ve Alp'in bunu hafife almasının anlık bir öfke sonucu olduğunu da biliyordum. Fakat bizi alabilecek başka birini bulamadı mı?

Güneş kendini küçük çaplı göstermesine rağmen karanlık onu alt ediyordu. Gücünü bir gece boyunca depolamaya giderken biz halen daha yürüyorduk. Evimiz uzakta pek sayılmazdı fakat az bir mesafede de denemezdi. "Ne zaman eve varırız?" Diye sordum. Yolu ben değil Alp biliyordu. "10 dakikaya varırız umarım." Dedi nefesini vererek. Ardından bana doğru dudağının kenarı kıvrılmış bir şekilde döndü. "Yoruldun mu yoksa?" Alayla söylediği çok barizdi.

"Hayır." Dedim itiraz edercesine. Fakat bariz bir şekilde yoruldum. Sadece Alp'e belli etmek istemiyordum. "Emin misin?"

"Evet, yorulmadım." Ellerini birbirine sürttü dediklerimin üzerine. "O zaman biraz eğlenmek ister misin?" Çantasına sabitlediği kendi parasını biriktirerek aldığı kendi boyunun yarısı uzunluğundaki kaykayını göstererek. Önce ne diyeceğimi bilemedim. Babamız aynı anda kaykaya binmemizi kesinlikle yasaklamıştı fakat yüzümdeki heyecanlı gülümseme isteğimi apaçık belli ediyordu. "Babam bilmeyecek."

Ölüm Paradoksu        (İntikam Sarkacı 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin