5. Bölüm - Yaralar Elbet Kanar
⌖ﮩ٨ـﮩﮩ٨ـــــــ⋫☠⋪ـــــــﮩ٨ـﮩﮩ٨ـ⌖
"Seni uyardık." Silahlı adam eğilerek. "Güzelcene verseydin kıymetli paralarını bunlar yaşanmazdı." Bilincimin yarısını kaybetmiş gibi hissettim yerdeyken. Gözlerim soğuk, karlı bir günün ilk ışıklarını seyredalarken kapanmak istiyormuş gibi ağırlaştıkça ağırlaştı. O kadar ağırlaştı ve üstüne aralanmak bile istemiyordu ki ceketimin ceplerini karıştırdıklarını yorgun bünyem ile zor farkına vardım.
Silahlı adam üzerime eğilerek ceplerimi karıştırırken acele etmek için uğraşmıyordu. Garipti. Avın çevik ve ani hareketlerle hızlı olması olağan bir şeydi fakat aynı şeyin avcılar için geçerli olduğu hiçbir zaman konu olmadı.
Ayak ucumda olan sopalı adam yanıma pek yakın duruyorken bunu değerlendirmeliydim. Adamın ya bacağına ya da karnına atacağım bir tekme ile yere devrilmesini beklemiyordum ama sarsacak kadar da güçlü vurmalıydım.
Adama kaçmasına imkan tanımadan tekmeyi düşünmeden koyduğum gibi ceplerimi karıştıran silahlı adamın yakalarından tutup kafamı kendi başım da dahil olmak üzere zonklayacak derecede geçirdim kafasına. Sırt üstü uzandığımdan bu pek zor olmasa da sağımdaki silahsız olanın varlığını atlamamıştım.
Kafasına başımı geçirdiğim geriye doğru savrulurken yerde hızla ayağa kalktım. Karnına tekme attığımla diğer adam ise üstüme saldırmak için doğru anı bekliyorlardı. Sopası olan diğerine nazaran daha vurmaya yeltenir bir haldeydi.
Sopalı adamın gözleri keskindi bir kuzgun misali, kararlıydı avını yakalamak isteyen bir çita gibi. Elindeki büyük ihtimalle sobada yakılmak için kesilen sopasını üzerime doğru savurduğunda dikey bir şekilde hızlı bir şekilde geriye açıldım. Sopa havada rüzgarı yırtarak savrulurken rastgele bir şekilde tenime çarpıyordu bölük pörçük rüzgarlar.
Arkadaki silahsız arkadaş ringe bile girme niyeti yokken belimdeki silaha yeltensem de hissetmeden geri çektim ellerimi.
"Eğer silah kılıfından çıkarsa ateşlenmeden geri yerine konmaz. Oldu da kullanırsan sadece karşındaki kişinin acı hissetmeyeceğini bil."
Eve, o aileye bir daha dönmeyecek olsam da babamın sözleri aklımdan çıkmayan bir gemi batığıydı. Her sözü mimikleriyle birlikte kafamı işgal ediyordu.
Sopasıyla ard arda bir sağa bir sola doğru dikey bir şekilde savurmaya devam ederken bir yandan aramızdaki mesafe kapanıyordu gitgide. Her savuruşunda rüzgarın şiddeti daha fazla vücuduma vururken daha fazla kaçmaya çalışırken vücuduma yiyeceğim bir sopa kaçınılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Paradoksu (İntikam Sarkacı 1)
Misterio / Suspensoİntikam Sarkacı Serisi I. Düşmanımın dahi başına gelemesin dediğim her şey o seri katilin başına bizzat kendim getirecektim. Ölmek değil hayatta her şeye rağmen kalabilmekti içimi yiyip bitiren. Alp'in gözlerimin önünde kafatasını kıran bir levye il...