Bölüm 8

480 21 1
                                    



medya: Yalçın



mutlu bir çocukluğum olmamıştı hiçbir zaman. anne ve babamdan sevgi görmemem yetmezmiş gibi bir de anne ve babam arasındaki sevgisizlik üzerine kurulmuş evliliğe şahit olmuştum. anne ve babam için evlilikleri bir rolden ibaretti. ikisi de birbirine aşık değildi. bir zorunlulukmuş gibi yürütüyorlardı ilişkilerini. sevginin ne olduğunu kardeşim doğduğunda öğrenmiştim. ilk sevgi tohumları onunla yeşermişti içimde. tattığım ilk sevgiydi kardeşlik. ama ona rağmen ailenin ne demek olduğunu öğrenememiştim çünkü küçük yaşta ayrılmıştık birbirimizden. bir daha mutlu olamayacağımı, bir aileye sahip olamayacağımı düşünürken ateş gelmişti. gecenin zifiri karanlığından sonra doğan güneş gibi ateş de benim hayatıma doğmuştu. aileyi, sevgiyi, şefkati ve merhamet duygusunu en uçlarında hissetmiştim. aşkı öğrenmiştim ben. oğlum benim ilk aşkımdı. aşkın varlığına inanmazdım. hele ki ilk görüşte aşka. bana oldukça masalsı gelirdi hep. çocukları kandırdıkları masallar. yalanlar üzerine kurulu olan  toz pembe bir hayatın ürünüydü aşk benim için. küçükken inanırdım belki. ruhumun kuytu köşelerinde aşka inanan bir yer varsa da gerek yapmak zorunda kaldığım evlilik gerekse anne ve babamın arasındaki ilişkiden dolayı yok olup gitmişti. ta ki yalçın hayatıma girene kadar...

yakışıklıydı. karizmatikti. çekiciydi. yüz hatları, bakışları, duruşu... her haliyle mükemmeldi ama beni etkileyen asıl özellikleri bunlar değildi. ben onun koca yüreğine vurulmuştum. bana dönünce şefkatle bakan gözlerine, sunduğu içten ve sıcacık gülümsemesine tutulmuştum ben. anlayışı, iyiliği, sevgisi... her şeyin en güzeli bir adamda toplanır mıydı? eğer bu adam yalçın ise evet. toplanırdı.

her gülümseyişinde bir girdap gibi içine çekiyordu beni. ona karşı koyamıyor, aksine tabularımı, korkularımı bir bir yeniyor ve kendi isteğim ile gidiyordum ona. aşık olmuştum. kaybettiğim inancımı bana geri getiren adama aşık olmuştum ve ben... ben çok mutluydum.



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yalçının anlatımıyla

ateş arabanın arka koltuğunda uyurken biz de sardunya ile yıldızları seyrediyorduk. kollarımda olan sevdiğim kadını seyrediyordum. sevdiğim kadının sıcaklığı, burnumda onun huzur veren kokusu ve zihnimde dönüp duran aşk itirafımız...

hayatımda ilk kez böyle hissetmiştim. hem sevincimi haykırmak hem de mutluluktan ağlamak istemiştim. bana dünyaları vermişti. 4 yıllık hasretimin onu gördüğümde bittiğini düşünmüştüm ama şimdi, şu anda, kollarımın arasında duran sardunya ile anlamıştım ki benim hasretim bitmemişti. her ne kadar gün geçtikçe azalmaya başlamış olsa da olsa hala devam ediyordu ona karşı duyduğum hasret ve özlem. kolay kolay da dinmeyecekti.

sardunyanın hareketlenmesiyle birlikte kapatmış olduğum gözlerimi açtım ve burnumu, dayadığım saçlarından çektim. kollarımdan ayrılmadan, olduğu yerde bana doğru dönen sardunya yüzümü dikkatle inceledi. her bir santimimi, her bir ayrıntımı ezberlemek ister gibi baktı. en sonunda gözleri gözlerime ulaştı. kocaman bir gülümseme ardından da çenem ile boynumun kesiştiği yere güzel bir öpücük bahşetti. hayat buydu işte. huzurum ve nefesim bu kadındı.

" geç olmaya başladı. ateş de uyudu. eve gidelim de rahat rahat yatsın." dedi gözlerime bakarak

" haklısın güzelim. gidelim de yerine yatıralım küçük beyi." burnuna küçük bir öpücük kondurdum. bunun üzerine sardunya da yanağıma büyük bir öpücük kondurdu ve sırıtarak arabaya doğru ilerledi. aynı zamanda da yandan yandan bana bakıyor ve salına salına yürüyordu. onda ilk defa görmüş olduğum bu cilveli haller yüzümdeki gülümsemeyi daha da büyütüyordu.

yarım saatlik yolun ardından eve varmıştık. ben ateşi kucağıma alırken sardunya da arabayı kilitlemiş ve evin kapısını çıkartmıştı. ateşten dolayı eğilemediğim için bana yardımcı olmuştu. önümde eğilmesi ne kadar hoşuma gitmese de şu durumda çok da ses edememiştim. sardunya odasına eşyalarını bırakmak üzere giderken ben de hemen yan odasına geçip ateşi yatağına yatırmıştım. montunu, ayakkabılarını ve kazağını çıkarttıktan sonra üstünü örtmüş, biraz  şaçlarını sevip bebeksi kokusunu içime çektikten sonra ayağa kalkmıştım. tam o sırada ateş gözlerini hafif aralamış ve beni yanına doğru çektirmişti. onun bu hareketiyle yüzümde küçük bir tebessüm oluşmuştu. isteğini yerine getirmek için ceketimi kenara bırakmış ve onun yanına, yatağın köşesine kıvrılmıştım. sardunya kapıdan bize bakmış, bir şey demeden, gülümseyerek içeri geri gitmişti. bir süre sonra ateşin düzene giren soluklarıyla yataktan yavaşça doğrulmuştum. ateşin odasından çıkıp sardunyanın odasına ilerledim. tam kapıyı çalacakken sardunya kapıyı açmıştı. hafif nemli saçları, buram buram gelen kokusu ve pijamalarıyla duş aldığını anlamıştım. üstüne giydiği askılı, çiçekli pijama takımı ona oldukça yakışmıştı. hem de fazlasıyla.



" ateş uykuya daldı mı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" ateş uykuya daldı mı?"

" evet. daldı. merak etme. geç oldu gideyim ben de artık." sardunya gözlerinden geçen korku ile hemen elimi tuttu. ne olduğunu anlayamamıştım. tam ağazımı açacaktım ki sardunya konuştu.

" gitme! yani... şey... bu-bu akşam burada kalsan olur mu? istemezsen anlarım tabi ama ben- yani bu gün olanlar falan-"

" şşşhhh! sakin ol güzelim. taramalı tüfek gibi yardırdın. kalırım tabi ki de. yalnız bırakmam seni bundan sonra. ben hep yanında olacağım hem iyi hem de kötü gününde. tamam mı?"

sardunya bir şey dememişti. sadece dolu gözleri ile bana bakmış ve elimden tutup odasına çekmişti. ben yatağın sol tarafına geçerken o da sağ tarafına geçmiş, ardından başını göğsüme yaslayıp sıkı sıkı sarılmıştı bana. ikimiz de konuşmuyorduk. o bana sarılıyor ben se onun saçlarını ve sırtını okşuyordum.  bir süre daha böyle kaldıktan sonra titrek sesi ile konuştu sardunya.

" anne ve babam birbirini sevmezdi... evlilik onlar için birer roldü. onlar da bu rolü oynayamayan oyuncular. bu yüzden aşka inanmadım hiçbir zaman. ta ki ateş doğana kadar" ateşten bahsederken gülümsemişti ve sesine bir canlılık gelmişti. işte onu sevmemin ve ona hayran olmamın bir başka sebebi de buydu. oğluna olan bu sevgisi, mükemmel anneliği. " ateş benim ilk aşkımdı ve tek... tabi buraya gelene kadar. sen girdin hayatıma ve çıkış kapısını kaybettiğim yolun rehberi oldun. beni çıkışa ulaştırdın.  aşka inandırdın. kendine bağladın ve aşık ettin. iyi ki yalçın, iyi ki de öyle yaptın. seni çok seviyorum..." Sardunyanın sözleri üzerine ona sıkı sıkı sarıldım. Omzuna küçük ama tutkulu bir öpücük bıraktım.

" iyi ki yavrum, iyi ki."







~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

sınavlar dolayısıyla bölüm atamamıştım. bu gün boşluk bulunca atayım dedim 🥲

sardunya ve yalçına özel bir bölüm olsun istedim. diğer bölümlerde olayların içine girmeye devam edeceğiz.

iyi geceler herkese 🌃

oy ve yorumlarınızı bekliyorum ⭐





gürcü güzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin