Bölüm 10

528 28 6
                                    

bu sabah hayatımın en güzel günlerinden biriydi. sabah yalçının kolları arasında uyanmış ardından da birlikte kahvaltı hazırlamıştık. ateşin de uyanması üzerine üçümüz kahvaltı etmiş ardından işe gitmek için hazırlanmıştık. dünkü olaylardan dolayı ateş biraz sessizdi. onu da yanımda işe götürmek istediğimde bana karşı çıkmış ve bu gün yalçın ile olmak istediğini söylemişti. gün geçtikçe yalçına olan bağlılığı artıyordu. yalçın özellikle de dünkü olaylar sayesinde ateşin güvenini oldukça kazanmıştı.

üstüme kırmızı renkte, ceket yaka bir tulum giymiştim. kırmızı çantamı almış, omzuma şalımı asmış, takılarım ve güneş gözlüğümü de takmıştım. en son saçlarımı şekillendirmiş ve hafif bir makyaj yaparak aşağıya inmiştim. yalçın ateşin eldivenlerini ve maskesini takıyordu.

 yalçın ateşin eldivenlerini ve maskesini takıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

beni ilk fark eden ateş olmuştu. gözleri parlayarak bakıyordu  her zamanki gibi. yalçının işi bittiği gibi ateş koşarak yanıma gelmiş ve bacaklarıma sıkı sıkı sarılmıştı. çenesini dizime yaslamış attan alttan bana bakıyordu.

" anneciğimm! çok çok çoooooookkk güzel olmuşsun! bence işe böyle gitme, herkes sana bakar sonra!" ateşin sonlara doğru mızmız çıkan sesi ile küçük bir kahkaha atmıştım.

" bence hiç gülme yavrum. yavru aslan doğru söylüyor. fazlaca güzelsin zaten. üstünü değiştirirsen çok makbule geçer." her ne kadar yavrum değişiyle içim bir hoş olmuş olsa da yalçına belli etmedim ve bunu düşünmeyi sonraya bıraktım.

" ya değiştirmezsem?" tek kaşımı kaldırıp sorduğum soruyla yalçının dudağının kenarı kıvrılmıştı

" o zaman yapacak bir şey yok. seni  bir şeye asla zorlamam. sana bakanların gözlerini oya- bozarım." ateşin yalçına bakmasıyla laflarını toplamaya çalışan yalçın çok başarılı olamasa da ateş ne demeye çalıştığını anlamamıştı.

yalçın ateşin elini tutmuş, yanağıma küçük ama içten bir öpücük kondurmuş ve göz kırptıktan sonra ateşle beraber evden ayrılmıştı. yüzümde yer edindiğini sonradan fark ettiğim tebessümle birlikte evi kontrol ettikten sonra anahtarımı alıp evden çıktım. bu günle ilgili içimde isimlendiremediğim bir hissiyat vardı.

YAZARDAN 

Dağlı ailesi mardinin ileri gelen ve hatırı sayılan aşiretlerinden biriydi. yıllar öncesi ailelerine karşı gelerek evlenen sevgi hanım ve akif bey evliliklerinin ilk yıllarında oldukça zorluklar yaşamış, onların bu evliliği mardinin gündemine bomba olarak düşmüştü. zamanla aileler tarafından da kabul görülen evlilikleriyle mutlu mesut yaşamaya başlamışlardı. ta ki o güne kadar. 4 erkek çocuğundan sonra bir kız evlada sahip olacaklarını öğrenen dağlı ailesi ile hem dağlı konağı hem de mardin şenlik alanına dönmüştü. kızları için kurbanlar kesilmiş, fakirlerin ihtiyaçları giderilmiş ve bağışlar yapılmıştı. her şey çok güzel ilerlerken doğumdan sonra kızlarının ölüm haberini alan aile büyük bir yıkım yaşamıştı. uzun bir süre kendini toplayamamıştı dağlı ailesi. cennetleri cehenneme dönmüştü. kızlarından sonra iki erkek evlat sahibi olan sevgi hanım ve akif bey yüreklerindeki dinmek bilmez yangına rağmen çocukları için kendilerini toplamışlardı fakat kızlarının yerini asla doldurmamışlardı. kızlarının ölümünden tam olarak 24 yıl sonra ellerine bir mektup geçmiş ve hayatın ikinci bir darbesini yemişlerdi. 24 yıldır acısını yüreklerinde taşıdıkları kızlarının aslında yaşıyor olduğunu öğrenmişleri. kızları, biricikleri, melekleri aslında yaşıyordu...



gürcü güzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin