Bölüm 4

724 30 4
                                    

Yolculuğumuz bol sohbetli ve kahkahalı geçmişti. Ateş ve yalçın oldukça iyi bir şekilde anlaşmış. Ateşin konuşma şekline ve davranışlarına baktığım zaman Yalçını ne kadar sevdiğini anlayabiliyordum. Yalçın'ın her güzel sözünde kocaman gülümsemesiyle bana dönüyordu oğlum. Ve bir anne olarak bu durum oldukça hoşuma gidiyordu. Hakkıydı bu gülümseme. Oldukça zor zamanlar geçirmiştik anne- oğul. Şimdi onun bir gülümsemesi benim için dünyalara bedeldi.

Akşam vaktine doğru Mardin il sınırına giriş yapmıştık. Hava iyiden iyiye kararmaya başlamıştı ve bu durum biraz canımı sıkmaya başlamıştı. Çünkü henüz bir eve yerleşememiştik. Sıkıntılı bir soluk alıp vermeden sonra yalçın bu halimi anlayıp konuşmaya başlamıştı

" Ben yola çıkmadan evi hazırlattım kuzenime ama anca temizlik ve tapu işlemleri halloldu. Eşyalar daha yok. Malum senin evin. Sen seçersin diye bir şey demedim. Tapu şu anlık benim üzerime ama bir iki gün içinde senin üzerine geçiririz. Benlik bir sıkıntı yok ama sen istemezsin diye diyorum." Demişti yalçın o kibar gülümsemesi ile.

" Tapu işini bu hafta içerisinde hallederiz sorun yok. Mobilyayı da ben hallederim ama bu akşam nerede kalacağımız sorun benim için."

" Eğer kabul edersen bizim konağa geçelim. Akşam yemeği hazırlanıyordur. Gidince hemen sofraya geçeriz. Ablam ve kız kardeşim ile kalırsın. Hem yemekten sonra su dava işini de konuşursunuz. Ne kadar erken olursa senin için o kadar iyi olur diye düşünüyorum."

" Dava konusunda haklısın ama yemeği ve özellikle de kalma konusunu bilmiyorum. Aileni tanımıyorum. Onlar da beni. Öyle akşam vakti Cat kapı gelmek ayıp olur yalçın. Bir arkadaşın olsam neyse de daha yeni tanıştık. Sen beni bense seni tam anlamıyla tanımıyorum. Bu durumun pek uygun olduğunu sanmıyorum." diyerek düşüncelerimi ifade ettim.

" anlıyorum seni ama bu akşam kalacak bir yeriniz yok. istiyorsan otele bırakırım ama önce karnınızı doyurmanız lazım. konağa gidelim. dediğim gibi yemek hazırdır şimdi. ben haber vermiştim. bizi bekleyecekler."

"yalçın yardımcı olmaya çalışıyorsun, anlıyorum ve bu durum beni sevindiriyor. yıllardır kimseden destek görmedim çünkü. ama bu işin sonu sana dokunur. ailen hoş karşılasa insanlar ne diyecek? herkes senin benim gibi değil. illaki yanlış anlayan olacak. gecenin bir vakti elinde valizi, yanında çocuğu olan bir kadın. olan bana değil sana ve ailene olur. sizin canınız sıkılır. yarın gündüz vakti gelirim müsaitseniz o zaman hallederiz her şeyi olur mu?" beni asıl rahatsız eden ve endişelendiren konuyu paylaştım yalçın ile ve ondan bir yanıt bekledim.

" insanlar senin için önemli mi bu kadar? açıkçası bu dediğin benim için büyük bir saçmalıktan ibaret. ben insanların ne dediğine bakmam sardunya. ailem de aynı şekilde. herkes, her şeyi, her şekilde konuşuyor zaten. olanı da olmayanı da. insanların laflarına göre hareket edecek, onların dediği gibi yaşayacak olsaydık birer kukladan farkımız kalmazdı ki. biz biz olmazdık o zaman. seni sıkmak istemiyorum. bence bu konu burada kapansın ve konağa gidelim. bizden yana içinde bir sıkıntı olmasın lütfen."

daha fazla itirazda bulunmadım. yalçın haklıydı. bende insanların laflarına bakan bir kadın değildim. ve hiçbir zaman da öyle biri olmayacaktım. sadece yeni tanışmış olduğum ve bana oldukça iyiliği dokunmuş birine benim yüzümden bir zarar gelsin istemiyordum. yalçının bu sözleri ise içime biraz su serpmişti ama yine de biraz stres olmuştum.

yaklaşık olarak 15 dakika sonra araba durmuştu ve yalçın hadi diyerek arabadan inmişti. ateş uykusundan yeni yeni ayılıyordu. yalçın kapıyı açınca ateş uyku sersemi indi ve yalçının elini tuttu. yalçın da onu kucağına aldı. onların bu halleri yüzümde küçük bir gülümseme oluşturdu. bende sırt çantasını aldım ve arabadan inip kapıyı kapattım. hep beraber konağın açılan kapısından içeri girdik ve bizi karşılayan kişiler ile tanışmaya başladık.



gürcü güzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin