Bölüm 6

570 27 6
                                    



mardine geleli neredeyse iki hafta olmuştu. bu iki hafta içerisinde hem yalçın hem de ailesi bize oldukça destek olmuştu. dağhan ağabey hemen hemen her gün arayıp bir eksiğimizin olup olmadığını soruyordu. birçe neredeyse her gün burada benimle ve ateş ile zaman geçiriyordu. meryem abla dava için ve mesleğimi yapabilmem için bana oldukça yardımcı  oluyordu. özelliklede fatih amca ile neslihan teyzenin ateşi torunlarıymış gibi benimsemesi ve sürekli arayıp soruyor olmaları yüzümde huzurlu ve minnettar bir gülümsemenin oluşmasına neden oluyordu.

meryem ablanın ve bazı tanıdıklarının  sayesinde mesleğimi yapmaya başlamıştım son bir hafta içerisinde. ateş bazen benimle adliyeye gelirken bazen de konağa, birçenin yanına gidiyordu.  şimdiden bir çok arkadaş edinmişti ve keyfi oldukça yerindeydi. iş çıkışlarında yada mola verdiğim zamanlarda yalçın mutlaka yanıma uğruyordu. beraber kahve içiyor ve bol bol sohbet ediyorduk. yalçın yardım sever, iyi kalpli, anlayışlı ve oldukça da kibar bir adamdı. hem ağırbaşlı, oturmasını kalkmasını bilen biri hem de oldukça karizmatikti. bana olan ilgisinin fakındaydım. davranışları, bakışları ve sözleri ile bunu oldukça belli ediyordu. açıkça söylemek gerekirse ben de yalçını beğeniyordum. hatta biraz da hoşlanıyordum ama ister istemez korkuyordum. şimdi her şey iyi ve güzelken ilerleyen zamanlarda bu durumun bozulmasından korkuyordum. onun değişmesi beni deli gibi korkutuyordu. tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.

ikimizin de birbirinden hoşlandığını biliyorum ama bunun daha ilerisi yoktu şu anda. birbirimize delicesini aşık değildik. henüz hiçbir şey belli değildi. bu durum zamanla değişecekti. ya aramızda ki ilişki ilerleyecek, katlanarak artacak ve aşka dönüşecekti yada basit bir hoşlantı ile kalacak ve ilişkimiz iki arkadaşın arsındaki bir ilişkiden farksız olacaktı.

şu anda odamda oturmuş önümdeki dosyaları incelerken odada yankılanan zil sesim ile telefonumu elime alımdım. arayan yalçındı. birden heyecanlanmıştım. onu çok fazla bekletmeden boğazımı temizledim ve telefonu açtım.

" efendim yalçın."

" merhaba sardunya. müsait misin?"

" tabi ki. buyur. bir şey mi isteyecektin?"

" aslında evet. bir ricada bulunacaktım. bu akşam bir şirket ile iş yemeği olacak. yabancı bir şirket. bizim çevirmenlerimizin biri işten ayrıldı diğeri ise rahatsız olduğu için yemeğe katılamayacak. şirkette ispanyolca bilen birisini bulamadık. benim de aklıma sen geldin. akşam müsaitsen benimle birlikte yemeğe katılabilir misin?"

" akşam bir işim yok. bu gün de erken çıkacağım zaten ama ateş ne olacak? her gün her gün  de size bırakamam yalçın. ayıp olacak neslihan teyzeye."

" saçmalama lütfen ne ayıbı? hem ablam bu gün müsait olursan sizi görmeye gelecekti. ateşi özlemiş. birçe zaten sizde. ikisi bakar ateşe. olur mu?" içim her ne kadar rahat etmese de yalçının teklifini kabul ettim.

"tamam o zaman. kaç gibi evden çıkayım ben?"

" yedide hazır ol. ben seni almaya gelirim. birlikte gideriz."

" tamam. tamam. akşam görüşürüz o zaman."

" görüşürüz gürcü güzeli. görüşürüz."



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

işten eve döndüğümde birçe ve meryem abla çoktan eve gelmişti. birkaç saat beraber sohbet etmiş ve kahve içmiştik. ateş odasına resim çizmeye gidince biz de yatak odasına çıkıp yemek için kıyafet seçmeye koyulmuştuk. yaklaşık olarak 45 dakikanın sonunda tamamen hazır olmuştum. ilk defa bir yemeğe çıkacaktım. aynı zamanda da bir iş yemeği olacağı için oldukça heyecanlıydım. aynadan kendimi süzdüğümde zarif ve şık olduğuma kanaat getirdim. beyaz, omuz detaylı, diz altı bir elbise giymiştim. beyaz, üzeri lacivert işlemeli topuklu ayakkabılarım, ayakkabılarla uyumlu çantam ve pırlantalarım ile oldukça güzel duruyordum. 

gürcü güzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin