4. Bölüm

158 45 12
                                    

" Evet!"
"Hayır!"
Efe ne olduğunu anlamadığı için gülümsedi ve "karar verin" dedi. Bende
-Tanışıyoruz ama tanışmıyoruz, dedim.
Zavallı Efe'nin kafası iyice karışmıştı. Keko konuşmaya başladı. Hala anlamıyorum , yakışıklı çocuksun sen nasıl keko oldun bee. Keko olunmaz doğulur diye bişey olmalı yoksa sen bu tiple keko olmamalısın bence. Anan baban da keko olmalı ki sende keko ol. Yoksa arabanın arkasına -araba dediğime bakmayın porshe abi porshe araba mı , araba üstü varlık -niye yazı yazdırsın.
+ Tabi ki tanışmıyoruz , sadece saçma sapan tesadüflerle onun gibi bi yaratığı görüyorum, dedi.
Çok sinirlenmiştim. 2.kez bana yaratık demişti ve Efe hala beni savunmadı. Alacağın olsun Efe. Kardeş dedik bağrımıza bastık sen bizi savunma. ~Saçmalama daha sen bile kendini savunmadın, Efe mi seni savunacak~ İç sesim gayet haklıydı. Ben bu çocuğu gördüğümden beri kendimi savunamuyordum. Ne oluyo bana. Böyle diyince sanırsın çocuğa aşık oldum da kafam karışıyo falan. Ama merak etmeyin daha çocuğun adını bile bilmiyorum aşık olmam.
Şükürler olsun aklım başıma geldi ve cevap vermeyi akıl ettim.
- Bak hala yaratık diyo, sen kendini ne sanıyosun ? Bide beni en yakın arkadaşımın yanında rezil ediyo. Senin de alacağın olsun Efe şurada kekonun teki kardeşine yaratık diyo sende karşı çıkmıyosun!
Efe ve çocuk bana şaşkınca bakıyorlardı. Neden şaşkın baktıklarını bilmiyordum. Daha doğrusu Efe'nin , ona çıkışmamdan şaşırdığını tahmin etmiştim ama çocuk neden şaşırmıştı ki? Ben içimden kendi kendime sorular sorarken çocuk sanki bana cevap verir gibi konuşmuştu.
+ Kardeşim mi ? Efe bu senin kardeşin mi ?
Anlaşıldı bunun tepkiler. Efe'yle bizi kardeş sanmıştı. İyi sanmaya devam etsin o zaman. Efe ağzını açmıştı ki hemen lafa atladım.
- Evet kardeşiz yakıştıramadın mı?
Efe' ye göz ucuyla baktığımda şaşkınca bana bakıyordu ve tam konuşacakken yine lafını kestim.
- Ağzını açma Efe , ben buraya bana darılmışsındır diye geliyorum sen beni savunmuyosun!
Saçmaladağımı fark ettim ve daha fazla saçmalamamak için aklıma yeni düşen soruyu hemen sordum.
- Sen kimsin , Efe'nin nesi oluyosun?
diye sordum. Çocuk kahkaha atmaya başladı. Anlamsızca ve yüzümü buruşturarak çocuğa bakmaya başladım. Bu arada çocuğun gülüşü çok güzel veya kahkasının sesi beni çok etkiledi demeyeceğim. Çünkü o da her insan gibi gülüyordu işte. Çok bir büyüleyici tarafı yoktu bana göre. Çocuk kahkahasına devam ederken Efe' ye baktığımda o da sırıtmaya başlamıştı. Ne oluyordu burda!! Kendimi salak gibi hissetmeye başlamıştım. Efe'nin kahkahasını duyduğumda bi şeyler olduğunu anlamıştım. Ama ne olduğunu anlamamıştım. Kahkahaların durmayacağını anladığımda susturmak için her zaman ki yöntemim olan SAÇMALAMA ya baş vurdum.
Yazın kuzenlerimle kuran kursunda kalırken bir hadisi söyledim.
-El kahkahatü mineşşeytan , et tebessümü minerrahman.
Salak gibi kahkaha atılan her ortamda bunu söylerdim. Saçmalamam işe yaramış olmalı ki ikiside kahkaha atmayı bırakıp anlamamış gibi bana, daha sonra birbirlerine bakmaya başladılar. Efe en sonunda sormaya karar vermiş olmalı ki konuştu.
+O nebe ?
- Boşver anlamazsın.
Ben hala neler olduğunu anlamamıştım. Ve ayakta dikilmekten çok sıkılmıştım. Yorulduğumu belli etmek istercesine bir iç çektim ve cevap olarak Efe'nin sesini duydum.
+ Otursak mı artık ?
Sanki bunu beklermiş gibi hızlıca içeri geçtim ve koltuklara oturdum. Çocuğun kim olduğunu hala öğrenememiştim. Efe' ye tekrar sormaya karar verdim.
- Ee abicim beni arkadaşınla tanıştırmıycak mısın artık?
Çocuk bunu demem üzerine tekrar gülmeye başladı. Aa hadi ama şurda annemden izin alıp akşam akşam arkadaşımın evine gelmişim bütün gün senin gülmeni mi dinleyeceğim. Tamam daha demin etkilenmediğimi söyledim ama kötü olduğunu söylemedim. Gizlice çocuğu incelerken gülerken göz kenarlarının yanında olan çizgilerin ne kadar hoş durduğunu fark ettim. Hadi ama saçmalama. Kafamı sallayarak kendime geldim. Efe' ye 'hadi artık' der gibi bi bakış attıktan sonra Efe bunu anlamış ve tam ağzını açmıştı ki çocuk elini kaldırarak Efe'yi susturdu. Zavallı Efe'm. Bi konuşturamadık çocuğu. Ben bunları
düşünürken çocuk dudaklarını kıpırdatmaya başladı. Dedikleriyle bana neden güldüklerini ve yaptığım salaklığı şimdi anlamıştım.
" Ben Efe'nin kuzeniyim."

Hay şansıma. Bir yalan söyleyeyim dedim onu da elime yüzüme bulaştırdım. Olanları düşününce. Büyük ihtimal ben kardeş diyince çocuk bizim yakın arkadaş olmamıza şaşırmıştı. Ben de salak gibi bizi kardeş sandığını düşünmüş ve yalan söylemiştim. Tabi çocukta Efe'nin kuzeni olunca. Öff. Aferin bana.
Yüzüm asılmış ve salak salak etrafıma bakmaya başlamıştım. Allah'tan Efe düştüğüm durumdan beni kurtarmak için konuştu. Biraz geç kalmış olsa da.
"Hey, tamam. Kuzen yeterli. Bu kız benim kardeşim olur." Efe kıkırdadı. Ben yine utanmıştım. Salak gibi tanımadığım bi çocuğun karşısında kendimi rezil etmiştim resmen. Efe devam etti.
"Madem saçma tesadüflerle karşılaşıyorsunuz , bu arada kuzen alındım haberin olsun bende mi saçma sebebim şimdi. Her neyse." Efe biraz soluklandıktan sonra tekrar konuştu.
"Tanıştırayım o zaman sizii." Bir eliyle kuzenini gösterdi " Bu kuzenim Giray" diğer eliyle de beni gösterdi ve " Buda kardeşim" Efe sırıttıktan sonra " kardeşim Ada" dedi.
*************

Facebookta DEĞİŞİK adlı grup kurduk. İsteyenler katılabilir. Katılsanız iyi olur. Katılmalısınız. Katılııın. Djdjjd :)

DEĞİŞİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin