IX

221 53 8
                                    

                                                                                         EYLÜL

3 ay sonra...

''Edward tekli koltukta,babam da kanepede oturuyordu.ikisinin de gözü televizyondaydı.Babamın televizyona odaklanması normal olsa da Edward için öyle değildi.''

Evet.Kapımızı zombiler yumruklarken akşam yemeği için aranırlarken ben kapının karşısına oturmuş belkide milyonlarca kez okuduğum Yeniay'ı tekrar okuyordum.(Hey aranızda gülenler var biliyorum.16 yaşında bir kızın gidipte Suç ve Ceza okumasını beklemiyordunuz herhalde.)

Yanımda Umut horul horul uyuyordu.Aklıma yapcak birşey gelmediğinden oturmuş kitap okuyordum.Diğer yanımda ise 1,5 ay önce tanıştığımız Selin vardı.Kahverengi saçları omuzlarına kadardı.Kahverengi gözleri vardı.Benden 3-4 yaş küçük olmasına rağmen oldukça iyi anlaşmıştık aslında.

Sadece üçümüz bir öğretmenler lojmanında sıradan bir binanın bodrumunda kapalı kalmıştık.Yanımızda sadece 4 mermimiz ve birar tane bıçağımız vardı.İçinde olduğumuz durum gerçekten süperdi yani.Tam 3 ergenin başedebileceği türden bir durumdu.Bunlara daha fazla kafa yormayarak kitabı yanıma koyup ayağa kalktım.Sol ayağım kaçarken düşmemden dolayı hala zonkluyordu.Güç bela ayağa kalkıp kapıya gittim.Hırıltılar...Hırıltılar....Hırıltılar....

Durumumuz 4 saat öncekiyle hemen hemen aynıydı.Arkamdan bir inleme duyunca döndüm.

-Günaydın şapşal.Bileğin nasıl ?

Umut dik dik baktı:

-Harika saol.Sanada günaydın.Birşeyler bulabildin mi ?

-Immm.Edward Bella'yı bırakmak üzere aslında.Ama sonra Bella peşinden falan gidecek.Bilirsin.

-Ne ? Bella mı ? 2 sattir sadece kitap okuduğunu söyleme bana.

-Peki söylemem.Ama burda gerçekten birşey yok.

-Bak babanın dönmesi uzun sürebilir.

-Gerçekten mi ? Ben farkında deildim saol.Alt tarafı 4 saat oldu ve sadece etrafı dolaşıcaktı.4 saat sürmesi normal zaten (!)

-Her neyse.

Sizinde farkettiğiniz gibi Umut son üç ayda çok değişmiş isminin aksine tamamen umutsuz biri haline gelmişti.

-Bağrışmayı biraz kesseniz nolur ? Aylaklar yeterince bağırıyr zaten.

-Pardon Selin.

Umut tuhaf bir bakış atarak kapıya yöneldi.

-Bak burdan çıkmalıyız.Gerekirse savaşalım.Dışarıda en fazla 6 aylak vardır.

-4 mermimiz var ve Selin daha önce bir aylakla hiç uğraşmadı.

-Aslında halledebilirim,dedi Selin.

-Sanmıyorum.

-Gayet eminim

-Hmmm... Hayır biz hallediyoruz sen burda kalıyorsun.

Selin göz devirdi ve duvara yaslanıp beklemeye koyuldu.Bu sırada biz de çoktan kapıya gitmiştik.Önündeki masayı yavaşça çektik ve Umut'la bir an göz göze geldik.Yamuk bir şekilde gülümsedim ve bıçağımı elime aldım.1....2.....3

Kapıyı açar açmaz yaklaşık 2 metre boyunda ve oldukça şişman bir zombinin altında kaldım.Altında kaldım.Altında kaldım diyrum çünkü zombi tökezleyip üzerime yığıldı.Alında oldukça komikti bir zombinin tökezlediğini hiç görmemiştim ama o an gülmeye vaktim yoktu.

Benden dev ısırıklar almaya çalışıyor ve kilosunu korumaya çalışıyordu.Elimi boynuna koyarak kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum bu sırada Umut kapıdakileri halletmeye çalışıyordu Selin de ona yardıma koşuyordu.Sol elimle kafasını yavaşça yukarı ittirerek sağ tarafımda yere düşmüş olan bıçağıma sarıldım.Hiç düşünmeden boynuna sapladım ki bu kötü oldu çünkü biraz fazla batırmış olmalıyım ki bıçağı çektiğim anda içerideki herşey üzerime döküldü.

Kusmamaya çabalıyarak sağa doğru yuvarlandım ve ufaklıktan kurtuldum.Bu sırada Selin kaskatı kesilmişti ve Umut'un başı dertteydi.Bıçağıma hızla davranıp aylağın işini bitirdim.Umut bana ''Teşekkürler'' bakışı atarak soluklanmaya başladı.(emin olun o bakış nasıl bilmiyorum ama o an ne demek istediğini anladım)

5 dakika sonra dışarı çıkmış babamı arıyorduk ki onun da epey meşgul olduğunu anlamamız uzun sürmedi.Benim harika babam bir otobüsün üzerine çıkmış etrafındaki zombilerden kendini savunmaya çalışıyordu.Ne yapacağımı bilemeden olayın şokuyla bağırmaya başladım.

-Baba!Baba!

-Harika birazını üzerimize çektin,diyerek göz devirdi Umut.

Tam hazırlanmıştık ki.Bir sesle dikkatimiz dağıldı.Uzakta yaklaşan helikopteri gördüğümde susuzluktan dolayı gördüğüm bir hayal zannettim.Sonra önümüzdeki zombileri tekrar farkettim ve Umut'la onları haklayıp sonra da helikoptere bön bön bakmaya başladık.Yavaş yavaş önümüze doğru alçaldı ve içinden sarı saçlı yakışıklı biri bize seslendi:

-Hey ! Yardıma ihtiyacınız var gibi gözüküyor...

Arkadaşlar uzun süredir paylaşmadığım için özür dilerim.Açıkçası baya umudumu kaybetmiştim.Yzmaktan soğumuştum fakat bir kaç arkadaş bana bu isteği yeniden verdi onlara hu bölümü ithaf ediyorum.Çok teşekkürler.Her şey sizin sayenizde...İki kişiye ithaf edemiyormuşum maalesef :( Diğerini yarınki bölümde yapıcam :/

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin