XV

164 37 27
                                    

SELİN

Murat'ı gördüğümde göz devirdim. Çocuk bumerang gibiydi yahu. Gidip gidip geliyor. Suratında sert bir ifade vardı.

Umut'un "Harika.." diye mırıldandığını duyar gibi oldum ve Murat Umut'un önünde durdu.

"Sadece konuşmak istiyorum."

"Ben istemiyorum." diye çığırdı arkadan Eylül. Yanakları kıpkırmızı olmuştu ve göz temasından kaçınıyordu.

"İstemiyor işte bırak gitsin." dedi Umut. Murat sinirle baktı. Aslında tatlı çocuktu. Yüz hatları iyice gerilmişti. Siyah kısa saçları darmadağındı. Üzerinde Keep Calm and Call Batman yazılı bir ergen t-shirtü vardı. Altında kot pantalonu bardı be converse ayakkabı vardı. Tabi ben bunları böyle sayarken onlar boş durmamıştı tartışmaya başlamıştılar.

"Hey ergen çocuk bırak işte kızı istemiyor be." dedim bana sert bir bakış attı. "Ne bakıyon be !" dedim fakat onların duyamayacağı kadar cılızdı sesim. Murat'ın yüzü aniden yumuşadı "Sadece bir dakika, lütfen ?" Eylül dönü bana baktı. Bende göz kırptım. Kötü birine benzemiyordu Murat. Sadece... sinirliydi.

Eylül onun yanına gittiğinde Umut beklemeye ben ise koyunuma bakmaya devam ettim. Çok tatlı gözüküyordu. Koyuna bakarken ilginç bir şekilde düşüncelere daldım. Bu olaylar herkesi değiştirdiği gibi benide değiştirmişti. TEOG'a hazırlanan bir kız için çok değişkti bunlar. O zamanlar kalem şimdi ise bıçak kullanıyordum. Aslında zorluk hep aynıydı. Her zaman zordu hayat. Özellikle de benim için Annemi yangında kaybettikten sonra her şey zor olmuştu. Ailem asla toparlanamadı. Babam kimseyle konuşmaz oldu. Sonra ise beni dayımların yanına gönderdi. Öylece. 3 sene o şekilde sular seller gibi geçti. Kapıcımızın bir aylağa dönüşmesiylede kaçmak zorunda kaldık. Eylül beni o depoda bulmasaydı nasıl bir yerde olacağımı hayal bile edemedim bir an.

"Selin ?"

"Ha. Efendim bir şey mi dedin ?"

"Sana yaklaşık 10 defa seslendim."

"Pardon dalmışımda."dedim. Eylül bunun üzerine gülümsedi ve birlikte arabaya yürümeye başladık.

"Aaa şey.. Ne konuştunuz ?" dedim sakince. Bir iç çekti.

"Sadece özür diledi. Beni kendine aşık etmeye falan çalışıcakmış. Her neyse."

"Hey sakin ol kanka." biraz durakladım. "Ve Batman'i çağır." Eylül bana anlamsız bakışlar yöneltti. Dediğimi duyan Umut'un ise dikiz aynasından sırıtışını görebiliyordum.

Başımı Eylül'ün omzuna yasladım "Beni o gün bulduğun için teşekkür ederim."

*

*

*

Kasabaya vardığımızda herkes tuhaf bir şekilde neşeliydi. Her taraf pankartlarla donatılmış üzerlerinde "Seçim zamanı" vesaire şeyler yazılıydı.

Noluyo la koalisyon falan mı kuruyonuz sjksj.

Eylül bana tuhaf tuhaf baktı. Galiba sesli düşündüm. Kahretsin.Sonra Umut dikiz aynasından bana tuhaf tuhaf bakarak "Gerçekten mi yaşadığımız yerin seçimle yönetildiğini bilmiyor muydun ?"

Omuz silktim "Bilmem öyle mi yönetiliyormuş."

Tamam biraz gıcığım kabul ediyorum ama bunca zaman yalnız kimsesiz olup buna alıştıktan sonra 1-2 ay içerisinde geriye dönmeyi bekleyemezdiniz.

Eylül aklımdan geçenleri okumak istiyorcasına gözlerini alnıma dikti. Bu olay çok uzun sürünce dayanamadım ve "Edward falan mısın kızım ne yapmaya çalışıyon sen ?" dedim oda kıkırdayarak cevap verdi.

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin