XVIII

101 37 4
                                    

Mert gitmişti.Sadece gitmişti...

O silah sesini duyduktan sonra son kalan mermisini kendisine sakladğını anlamıştım. Gözlerindeki sevecen bakış aklımdan çıkmıyordu. Selin yanımda kolunu bana sarmış başını bana yaslamış dururken aklımdan geçenler bunlardı.

Arabayla yine seyehat ediyorduk ve hiç olmadığımız kadar hızlıydık. Yaklaşık 2 saattir yolda olmamızı ve Mert'i aklımdan çıkarmaya çalışarak camdan dışarı baktım.

Umut'un titrediğini farkedince duraksadım. "Umut?"

"Evet ?"

"İyi misin ?"

"Tabii.."

Biraz zaman geçtiğinde Umut sağa çekti ve arabadan indi. Çantasındaki suyu çıkarıp bir kaç yudum aldı. Selin ise saçlarımla oynuyordu. Ardından sakince eğilip yanağıma bir öpücük kondurdu. Yavaşça doğruldum yerimden. Mert'den o da çok etkilenmişti. Gözleri kıpkırmızıydı. İkimizde dışarı çıktık yavaşça.

Umut kesik kesik soluk alıyordu. Göz torbaları belli oluyordu. Çok yorgun olduğu her halinden belliydi. Yanına yaklaşıp yavaşça elimi omzuna koydum. Dönüp gülümsemeye çalıştı fakat pek becerebildiğini söyleyemem.

Bu sırada Selin de arabadan çıkmış etrafa bakınıyordu. Karşıdaki sokağı işaret ederek "Orda işimize yarayabilecek bir şeyler bulabiliriz. Benzinimiz de az kaldı" dedi. Umut'ta bende ona katıldığımızı belli ettik. Sallana sallana yürümeye başladık.

Aklımdan sürekli Mert geçiyordu.Ölmüş olamazdı...

Ölmemeliydi...

Sağ taraftaki dükkana daldık önce adam kasasının altında silah saklamıştı. Ah tedbirli insanlar seviyorum sizi.

Mermileri alıp büyük av tüfeğini sırtına astı Umut.

Güzel şimdi 7 tabanca mermimiz, bir av tüfeğimiz ve 7-8 tane tüfek için mermimiz vardı.

Yalnız kalmak istiyordum. Tek istediğim buydu. Babam kayıptı muhtemelen ölmüştü. Mert... de aynı şekilde...

Bizimkilerden ayrı bir tarafa döndüm Selin beni durdurmak istese de Umut tuttu onu ikisi eczaneye yönelirken ben sokakta aylak aylak dolanmaya başladım. Bir süre sonra silahımı elime alıp dükkanın birine öyleye daldım. Duvara sırtımı vererek yere oturdum ve dizlerimi kendime çektim. Herkes gitmişti. Yalnızdım...

Elimdeki silaha bakarak yavaşça kafama götürdüm.

Dikkatim koşma sesiyle dağıldı ve karşımda babamı gördüğümü sandım.

Harika hayal görmeye başlamıştım.

Yanıma geldiğinde silahımı hızla elimden aldı ve başımı ellerinin arasına aldı.

"Buradayım bir tanem... Buradayım..."

"Baba ?"

"Evet benim ama şimdi gitmemiz lazım hemde acilen."

"Noluyor ? Ne gitmesi ? Selin ve Umut olmadan olmaz."

"Acelemiz var Eylül onlar için sonra döneceğiz. Sana söz veriyorum."

Babamın suratına tuhaf tuhaf bakarken beni kolumdan kavradığı gibi az uzaktaki arabaya bindirdi ve gaza bastı.


İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin