🌺İSTEME🌺

4.7K 413 228
                                    

Evet canlar telefonum bozulduğu için bölüm de aksama oldu bu yüzden öncelikle hepiniz den özür dilerim. Bu bölüm de her hangi bir sınır olmayacak söz verdiğim gibi bölümün arkasından bir bölüm daha aticam sınırı o bölüme koyacağım.

Emin olun bu sınır koyma işi en az sizin kadar benim de canımı sıkıyor.

Emegimin karşılığını alsam gerçekten koymam.

Hadi başlayalım ❤️

************
Cehennem neydi? Nasıl bir yerdi? İnsanoğlu öldüğü zamanki cehennem den korkardı, peki dünya da olan cehennem?

Ölmeden de insan cehennemi yaşayabilir di aslında. Bazı kayıplar bize ölmeden cehennemin varlığını anlatırdı.

Gidenler aslında bütün her şeyi alıp giderdi. Tek fark bazılarımız ın üstüne toprak atıldı duası edildi bazılarımız ise bir süliet olarak kaldı dünyada.

Sêngêr konağında kıyamet kopmuştu. Rizwan izin ortalığı birbirine kattı. Kardeşi yaralı bir ceylan dı. Onu bir söz için kurban vermek istemiyordu.

Hem Zaxir aşireti onlar ne diyecek ti bu duruma? Oğullarının emaneti olan kızları gibi gördükleri xezâl in böyle bir evlilik yapmasına izin verirler miydi?

Konakta bağırış sesleri yükseliyordu. Haklıydı aslında herkes ama en büyük soru işareti xezâl ın bunu kabul etmesi olmuştu.

Baba olmaz derim sana ben kardeşimi sırf bir söz uğruna kurban vermem. Diye bağırarak konuşuyordu Rizwan. Bilmem kaç kez tekrar etti aynı şeyleri o bile farkında değildi.

Xezâl olmasa Hazal olacak oğul ben sözümden dönmem. Dedi Hamit ağa. Oda bilemezdi yıllar önce verdiği sözün bir gün kapısını çalacağını.

Ağam etme tanımadığı etmediği bir adama gelin etme kızımızı... dedi sidan hanım. İstemiyordu bu evliliği Hamit ağa ona daha önce dediğin de bile karşı çıkmıştı.

Yirmi dört sene kalbinde olan bir acı,bir bekleyiş,bir sızı ile geçti.

Herkesin ağzından bir söz çıkıyor kimse ona neden diye sorma gereksinimi bile duymuyordu.

Herkes kendince haklıydı. Bütün tartışmaları bitiren ve bütün herkesin susmaasina sebep olan cümleler ise xezâl dan gelmişti.

Ayakta durmuş olanları izliyordu. Ama kimse onun varlığından bile haberdar değildi.

Yeter. Diye bağırdı sanki içinde olan acısını sesine vururcasına konuşmuştu.

Biri de bana sorsun neden? Diye dedi sesini yüksek tutarak.

Neden kızım? Niye kabul ettin? Diye sordu Hamit ağa.

Evet bacım neden? Fermanı unuttun da haberimiz mi yok? Dedi Rizwan kardeşinin evlenmesini istemiyor iken sarf ettiği cümleler ile kardeşinin yüreğine yaralar açıyordu.

Sorulan sorular ile süzüldü göz yaşları. Nefesi boğazında düğüm düğüm oldu. Konuşmak için çabalarken ses telleri dahi susması için taraf gibiydi.

Titreyen elleri, soğuklaşan, üşüyen Bedeni, kararmak için bekleyen bir çift gözü vardı.

Siz ne sanıyorsunuz? Diyebildi çıkmayan sesi ile.

Ben bu saatten istesem de kimseyi sevemem, kimseye gözlerinde kaybolduğum adama baktığım gibi bakamam. Derken akan göz yaşlarıni elinin tersiyle sildi.

Göğsünün üstünde duran künye ye gözü çarptığında içine verdiği hıçkırıkları iyicene dışarı vurmuştu.

Ben ferman'ın isteğini yapıcam. O yokken mutlu olmak için çabaladığımı görsün istiyorum. Dedi son nefesleri,son sözleri bunlardı.

XEZÂL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin