4. BÖLÜM

287 24 6
                                    

MAHKÛM PRENSES
4. BÖLÜM

Helena kadına beklentiyle baktı. Kapıyı kapatıp usulca yanına yaklaştı. Heyecanla atıyordu kalbi. Gözleri sık sık kapıya kayıyor, sığ nefesler alıyordu. Ellerini avuçlarının arasına alıp şaşkın yüzüne kaldırdı gözlerini. İkna edici olmaya çalışarak tek tek konuştu.

"Lütfen bana yardım et. O adam beni kaçırdı. Kocam değil, yalan söylüyor," dedi hızlı konuşarak. Kadın şaşkın bir şekilde suratına bakarken prenses olduğunu söyleyip söylememe konusunda kararsız kaldı. Gözlerinde acımayla karışık gördüğü şaşkınlık iyice sabırsızlanmasına neden oldu. Diken üstündeydi. Bakışları kapıyla kadının yüzü arasında mekik dokuyordu. Tepkisizliği yüzünden umutsuzluğa kapılmaya başladığında kolunda hissettiği dostane tutuşla bir nebze olsun rahatladı.

"Teşekkür ederim." dedi fısıltıyla.

Hızla açılan kapıyla kadından uzaklaştı. Askerin öfkeli bakışı yanındaki kadına kaydığında "Dışarı çık," dedi sert bir sesle. Helena askerin şüphelendiğini bilse de üstünde durmadı. Plan yapıp bir şekilde kaçmalıydı.

Kadın cesareti kırılmış bir şekilde odadan çıktığında arkasından baktı. Cevap vermemiş olsa bile onu kurtarmak için bir şeyler yapacağını umuyordu. Kapanan kapıyla odaya baktığında yatağın üzerinde beyaz bir gecelik ve hemen yanında yeni elbiseler olduğunu gördü.

Bakışları buharı tüten sıcak suya kaydığında sabırsızca elbiselerini çıkardı. Tamamen çıplak kaldığında elini sıcaklığını kontrol etmek için suya soktu. Tenini saran sıcaklıkla yüzünde küçük bir tebessüm belirdi. Nihayet temizleneceği için mutluydu.

Ayaklarını suya sokup kuvetin içinde oturduğunda yanındaki küçük taburenin üzerinde duran sabuna kaydı gözleri. Alıp kokusunu almaya çalıştı ama alıştığı güzel kokulu sabunların aksine pek de hoş kokmuyordu. Bu koşullarda elindekiyle yetinmesi gerektiğini bildiği için tenini köpürtmeye başladı. Ne her işini yapacak yardımcılar ne de özgürlük artık yoktu. Bunu kabullenmiş olsa da vazgeçmemişti. Su soğuyunca dek içinde kaldı, uzun uzun düşündü. Türlü planlar yaptı ve hepsinin sonunda kendini Darren'ın elinde bulduğu için sıkıntıyla vazgeçti. Ama pes etmeyecekti. Er ya da geç kurtulacaktı.

Yolculuğun kirini üzerinden atmanın verdigi rahatlıkla kuvetin içinden çıktığında gözleri kurulanmak için bir havlu aradı. Arayışı sonuçsuz kalınca çıplak bir şekilde küvvetten çıktı. Ardında ıslak izler bırakarak eski dolaba yöneldiğinde içinde bir havlu bulmayı umuyordu. Kapakları açtığında içinin neredeyse boş oldunu görmesiyle hayal kırıklığına uğradı. Yeni kıyafetleriyle kurulanamazdı. Eskileri de artık kullanmak istemiyordu, kirlenmişlerdi.

Islak teninin üzerine kıyafet giymeyi sevmese de mecburdu. Bakışları yatağın üzerinde duran beyaz geceliğe ve hemen yanına bırakılmış renkli kıyafetlere kaydı. Rahat bir uyku çekmenin özlemiyle elleri geceliğe uzandı. Askılarından kaldırıp kısaca baktığında Darren'ın karı koca olduklarını söylediği anı hatırladı ve bunun getirilme amacının farklı olduğunu anladı. Umursamadan geceliği üzerine geçirdiğinde ıslandığı için ağırlaşan uzun saçlarını kurtarıp geceliği düzeltti. Dizlerinin çok üstünde biten bacaklarını ve göğsünü zar zor örten geceliğe bakarken sürgünde geçirdiği yılları hatırladı. Orada konuştuğu kadınların eşlerini memnun etmek için giydiği kıyafetleri nasıl tarif ettiklerini hatırladı. Üzerindeki gecelik tam da o tarife uyuyordu.

Artık uyumak ve üzerine çöken bu yorgunluktan kurtulmak istiyordu. Tenine yapışan ıslak kumaş onu biraz rahatsız etse de umursamadı. Sabahlığını alıp yatağın baş ucunda duran küçük dolabın üzerine bıraktı. Bakışları çingenelere ait olduğu belli olan, renkli ve birkaç parçadan oluşan kıyafetlere kaydı. Uzak köşedeki eski ama temiz duran koltuk takımını gördüğünde düzgünce katlanmış elbiseleri aldı ve tekli koltuklardan birinin üzerine bıraktı. Yorgunluğun sebep olduğu bir sabırsızlıkla yatağa doğru ilerlediğinde beklenmedik bir anda tam karşısında duran kapı büyük bir gürültüyle açıldı.

Mahkûm PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin