Merhabalarr!
Uzun bir aradan sonra geldim. Öncelikle gecikme için özür dilerim. Annemin sağlık problemlerinden dolayı bir türlü odaklanamadığım için bölüm yazamıyordum, yazdığımı da bir türlü devam ettiremiyordum. Çok şükür ki geçti o süreç.
Uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım. Bölüm +18 olacaktır. Rahatsız olacakların dikkatine.
Düşünceleriniz benim için çok önemli. Lütfen bol bol yorum yapın.
Keyifli okumalar.
_ _ _
MAHKÛM PRENSES
8. BÖLÜMDarren kapıda beliren kadını ilk gördüğünde aklını kaybedeceğini sandı bir an. İçini yarı şeffaf bir şekilde gösterip yuvarlak kıvrımlarını saran gecelikle onu günaha davet eden dişi bir şeytan gibiydi adeta. Cesur adımlarla gözlerinin içine bakarak üzerine gelirken dokunmak için deli olduğu bedenini kendisine yasladığında bedenindeki tüm kasların gerildigini hissetti. Ama sözler, söylediği tutkulu sözler kulaklarında çınlıyor, zihninin duvarlarına vurup kalbini paramparça ediyordu.
'Bu gece senin esirin olmak istiyorum,' deyişi kalbini acıyla kıstıracak kadar etkilemişti onu. Kadınsı nazik sesinden duyduğu tutkulu sözcükler mıh gibi kazanmıştı kalbine. Öpmek istediği dudaklar bir nefes kadar uzağında, uykularını bölüp kuytularına gömülmek istediği mükemmel vücudu ise bedenine yaslanmış halde dokunulmayı bekliyordu.
Darren bu gece ona istediğini verecekti. Onu esiri edecek, alabildiği her şeyi ondan açgözlülükle alacaktı. Hissettiği tutku ateşi, yasakları çiğnetecek kadar güzel olan bu kadının bedeninde sönmeliydi. Bedenini yakan büyük yangın bu kadının mükemmel vücudunda küle dönmeliydi.
Kalbi öyle bir heyecanla atıyordu ki kadın bedenine ilk kez dokunan toy delikanlılar gibi gergindi. İlk ilişkisinde bile bu denli heyecan yaşamamıştı, hatta hiçbir kadın bedeni onu heyecanlandırmamıştı.
Ama bu lanet olası kadın ilk andan beri aklından çıkmıyordu. Onu gecelikle gördüğü o geceden beriyse gördüğü her rüyada ona sahip oluyor, zevk çığlıkları arasında nefes nefese kalmış halde uyanıyordu.
Bu gece ona gelmişti. Rüyalarının sahibi olan kadın gözlerinde aynı tutkuyla ona bakıyor, senin olmaya geldim diyordu. Tıpkı rüyasındaki gibi...
Helena diğer elini de adamın göğsüne koyup çıplak teninde gezdirdiğinde Darren artık kendini tutamayıp yavaşça, neredeyse ağırlıksız bir şekilde kolunu kadının ince beline sardı. Kendine verdiği tüm sözleri yakıp geçti bu temasla. Ne kafasında dönüp duran tutkulu düşüncelerinde ne de rüyalarında kadına karşı böyle nazik değildi. Asi ruhuna yakışan bir sertlikle sahip oluyordu narin bedenine. Darren onu kendi bedeniyle ehlileştirecek, her kuytusunda izlerini bırakacaktı.
"Benim olmak istiyor musun?" dedi tutkunun sardığı boğuk, erkeksi bir sesle. Lanet zihninin bir oyunu olamayacak kadar gerçekti kollarındaki ateş parçası. Bir rüyadan daha güzeldi. Ona sunulmuş bir rüya...
Diğer kolunu da kadının beline sarıp tüm kıvrımlarını hissedecek kadar kendine çekti. Ona sahip olduğunu, kuytularına gömülüp en mahrem yerlerini fethettiğini düşündüğünde göğsünün içinde bir yerlerde dinmeyen bir ateş baş göstermişti.
"İstiyorum, beni kadının yap!"
Darren sözlerine daha fazla tepkisiz kalamadı. Dudakları kadının davetkar dudaklarına büyük bir hırsla kapandı. Kalbi göğsünde sancıdı. Yıllarca bu anı beklemiş gibi yoğun bir özlem hissediyordu tenine. Dişlerinin arasında eziyor, dolgun dudaklarını kana kana içiyordu. Örselenmesine neden olacak kadar sertçe öpüyordu kadını. Onu düşündüğü, hayal ettiği her anın acısını çıkarırcasına uzunca bir süre dişleriyle, diliyle işkence etti dudaklarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkûm Prenses
Ficção Históricaİngiltere'nin Fetret Devri olarak anıldığı iç savaş döneminde taç giyme töreni yaklaşan prensesi kaçırmak, ancak ve ancak cesur İrlanda Kralı Andreas'ın yapabileceği bir şeydi. Kendisine düşman iki ülkenin barış için attığı adımı öngörüp kaçırdığı k...