20||YOKUŞ

195 8 9
                                    

-Yeniden bir aradayız, bu ne güzel bir sabah öyle. Bu bölüm tüm bölümler arasında en mutlu olarak yazdığım bir bölümdü. Gülmekten sevinçten ağzım kulaklarıma yapışacaktı, bakalım sizde de aynı etkileri yaratacak mı? Haydi o zaman geçelim.

Keyifli okumalar...

#Fikret Kızılok- Bu kalp seni unutur mu?
#Sezen Aksu- Vazgeçtim
#Christina Perri- A Thousand Years

#Fikret Kızılok- Bu kalp seni unutur mu?#Sezen Aksu- Vazgeçtim#Christina Perri- A Thousand Years

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir şeyler başlıyor, bitmek için."
(Jean-Paul Sartre)

FEVERAN
-
YOKUŞ
🕊️

Teslimiyet evresindeydim. Kendimi yokuş aşağı bırakmıştım. Hiç bırakmamam gereken bir zaman dilimiydi bu. Bedelini ağır ödeyecektim fakat içimdeki ses her şeye değeceğini söylüyordu. Dönebilirdik! Bu yoldan dönülebilirdi ama ben istemiyordum.

Neden mi?

Yolun sonunda canice öldürüleceğimi biliyorum. Ha onun elinden ha onun ailesinin elinden. Ve ben gittikten sonra bile ona acı çektirmek istiyordum. Yokluğum hayatını esir alsın ve beni ebediyete dek yaşatsın istiyordum. Bizimkisi, sakın diyen bir mücadeleydi.

Kulağa korkunç geliyor, ama hissettiklerim bunlardı. Tolga'nın ölümü kaderime yazılmıştı ama en az onun kadar benim de bir yaşama hakkım vardı. Ne kadar acı çekersem bir o kadar acı çektirmek istiyordum. Uluğ'a aşıktım ve bu onun sebebi olacaktı.

Benden uzaklaşan bir çift yeşil gözün karşısında savunmasızdım. Saniyeler önce dudakları hiç ayrılmak istemezcesine dudaklarımda hükmünü ilan ediyordu. Ben ise bu eyleme öyle yabancıydım ki bedenime kal gelmişti. Ona öylece bakarken belimde olan elini çekmiş ve elimi avuç içine hapsetmişti. Diğer eli ile de silahını çıkartmıştı.

Şaşkınlıkla diğer elim dudaklarıma gitmişti. Tuhaftı, her şey oldukça tuhaftı. Bunu bu kadar erken beklemiyordum. Onunla her göz göze geldiğimde bu anı yaşayacağıma dair sinyalleri alıyordum fakat bu kadar erken veya böyle bir ortamda değildi. Herkesin içinde meydan okur bir tavır sergilemişti. Bu beni şaşırtsa da bir o kadar da kafamı karıştırmıştı.

Ona gerçeği söylemek için saatlerdir kendimi hazırlıyordum. Ama şimdi kafamda başka planlar için bir kapı aralanmıştı. Sonumu ve sonunu getirecek bir plandı bu. Fakat bir gerçek vardı ki o da kısa da olsa unutulmayacak bir mutluluğa kucak açacaktık. Hissediyorum, bu sefer gerçek mutluluğa erişecektim. Ama bedeli de bir o kadar ağır olacaktı ve ben bu bedel karşısında sadece susabilirdim.

Silah sesleri az olsa kesilmişti. Ne olduğunu anlamak için etrafıma baktığımda Tersiyer'in adamlarının geri geri gittiklerini görmüştüm. Bu süre içerisinde Tersiyer'in konuşmasına şahit olmuştum; göz dağı verin ve çekilin demişti. O adamın derdi öldürmek falan değildi. Tek bir konuşmasıyla çözmüştüm. Tersiyer'in tek isteği Uluğ'un acı çekerek yalnız kalmasıydı. En büyük korkusu ise Uluğ'un ölmesiydi... Çünkü o, Uluğ'un her gün ölmesini istiyordu.

FEVERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin