10 Things I Hate About You & Jily texting

13

Lily : Lafı dolandıramayacak kadar çok uykum var Potter, direkt konuya gireceğim.

Lily : Senden nefret etmemin üçüncü nedeni inatçılığın.

Lily : Normalde yapman gereken şey çok basit ; sadece bırakmak.

Lily : Ama hayır James Potter asla pes etmez.

Lily : James Potter'a yapamazsın de ve izle de gör değil mi?

Lily : Potter bazı şeylerin farkına varmak gerekir.

Lily : Nasıl ışığa yalnızca karanlıkta ihtiyaç duyup gün içinde açmaya gerek duymuyorsan,

Lily : Ya da güneşe sadece üşüdüğünde ihtiyaç duyup fazla güneşli günlerde biraz bulutun olmasını istiyorsan,

Lily : Uzun yolculukları sadece eve dönmek için seviyorsan, normalde ise uzun yolculuklardan nefret edip, sadece zaman kaybı olarak görüyorsan,

Lily : İnatçılığı bir kenara bırakıp anlaman,

Lily : Ve sonunda her birini bırakıp gitmen gerekir.

Lily : Ya da gitmelerine izin vermen.

Lily : Bazen karanlığı sevmek gerek, uyumak için karanlığa ihtiyacın olduğunu kabul etmen lazım.

Lily : Güneş olmasa ay ışığını alacak bir kaynak bulamaz, farkında değil misin? Bazı zamanlar üşüdüğünde sadece kalın bir şeyler giymen lazım, hep güneşe ihtiyaç yoktur.

Lily : Uzun yolculukların sık olmasa da yaşanması gerekir, bazen kafa dinlemek için uzun yolcuğa ihtiyaç duyarsın. Sorunlarına çözüm bulabilmek için uzun yolculuğa ihtiyacın vardır, sevdiğin birine kavuşmak için uzun yolculuk şarttır.

Lily : Hayatta uzun yolculuklar da vardır Potter, inatçılığını bırakıp onları akışına bırakmalısın.

Lily : Karanlığı, üşümeyi, uzun yolculukları...

Lily : Onların varlığını kabul edip akışına bırakman lazım bazı zamanlar.

Lily : Bu demek değil ki bütün hayatın karanlıkta geçecek, hayatın boyunca güneş olmadığı için üşüyeceksin veya sık sık uzun yolculuk yapmak zorunda kalacaksın.

Lily : Hayatının her alanında değil, hayır.

Lily : Belki beklenmedik bir şey olur ve zamanla karanlığı, üşümeyi ve uzun yolculukları seversin.

Lily : Bazen hayatı akışına bırakman, inat etmemen ve kabullenmen yaşamın sana bir getirisidir, kabul etmelisin.

Lily : Her şey istediğin gibi olamaz.

Lily : Bazen arkadaşlarının morali bozuk olabilir, onları güldürmek için inat edip bütün gün onların kafasını şişiremezsin.

Lily : Ya da bazı zamanlar kötü şeyler olabilir, insanlar kötü şeyler yaşayabilir. Hepsini durduramazsın, kurtaramazsın.

Lily : İnadını bırakıp kabullenmekten başka çaren olmaz bu durumlarda.

Lily : Önemli olmayan her olaya inat etmen sadece seni değil karşındakileri de yorar.

Lily : Başaramayacağını söylerler inat edersin ve başarırsın, daha güçlü olamayacağını söylerler çok çalışırsın ve başarırsın.

Lily : Bu tür durumlarda zaten inat etmelisin.

Lily : Hayatın her alanında değil.

Lily : Tabii ki arkadaşının morali bozuk olduğunda onunla konuşmaya, daha iyi hissettirmek için uğraşmaya çalışmalısın.