16

41 4 1
                                    

Bilinmeyen Numara : Çiçeğim niye kaçtın benden?

Bilinmeyen Numara : Tamam kaçan kovalanır derler ama bunun mecazi anlamda olduğunu sanıyordum.

Bilinmeyen Numara : Seve seve peşinden koşardım ama McGonnagal beni bırakmadı.

Bilinmeyen Numara : Ve ofisinde beni görmekten mutluluk duyacağını söyledi.

Bilinmeyen Numara : Gidince de aynı şunları dedi.

Bilinmeyen Numara : "Bir bisküvi al Potter ve otur."

Bilinmeyen Numara : Senin bisküvilerinden oluşan kocaman bir koleksiyonum var, diyemedim.

Bilinmeyen Numara : Neyse elbette ki konu bu değil, konu sensin.

Bilinmeyen Numara : Niye benden kaçtın Lily, yanlış bir şey mi yaptım?

Bilinmeyen Numara : Sana karşı fark etmeden bir hatam mı oldu?

Lily : Biraz abarttım kabul ediyorum, koşarak kaçtığım için normalde olacağımdan daha fazla rezil oldum.

Lily : Hayır bir hatan yok, tamamen benim aptallığım.

Bilinmeyen Numara : Alt tarafı konuşuyorduk çiçeğim ne rezil olması seni anlayamıyorum.

Lily : Senden nefret ediyorum James Potter.

Lily : Parazit gibisin böyle olmandan nefret ediyorum.

Lily : Virüssün resmen.

Bilinmeyen Numara : İyileșeli nereden baksan bir buçuk hafta oluyor, hasta olsam yanına yaklaşır mıyım sanıyorsun?

Bilinmeyen Numara : Hasta olup yatakta bir şey yapmadan öylece uzanmaktan nefret ettiğini biliyorum, hasta olduğum zaman diliminde sana bugüne dek bir kez bile bulaşmadım farkında değil misin?

Lily : O anlamda virüs değil.

Lily : Of Potter, nefret ediyorum senden!

Lily : Bahsettiğim parazit öyle bir şey değil.

Lily : Benimle son zamanlarda konuşurken gözlerinde gördüğüm o ifadeden nefret ediyorum.

Lily : Mesela bugün konuşurken birden ne diyeceğimi şaşırdım, yüzüne baktığımda gözlerinin içinde gördüğüm o ışık... Ondan nefret ediyorum!

Lily : Bil diye söylüyorum Potter, biriyle konuşurken aynı anda farklı şeyleri de düşünürüm.

Lily : Bir sonraki dersi, en yakın arkadaşımın nerede olduğunu, akşam yemekte ne yiyeceğimi, yapmadığım bir ödev olmadığını vesaire.

Lily : Seninle konuşurken sadece seninle konuşmuyorum yani, kafamın içinde düşündüğüm şeylere de cevap buluyorum.

Lily : Bu yüzden bugün dediklerine cevap verirken ikide bir laflarım ağzıma dolandı, ne diyeceğimi bilemedim. Böyle olunca da kendimi kötü hissettim ellerim ayaklarıma karıştı.

Lily : Bunun üstüne bir de bana öyle bakınca...

Lily : Deli ettin beni Potter.

Lily : Böyle sanki ne olduğunu anlıyormușsun gibi baktın, sanki ne olduğunu biliyordun da bir de anlayış ile bakman kalmıştı.

Lily : Sonra hafifçe gülümsedin.

Lily : Bende kaçtım.

Lily : Niye kaçtım bilmiyorum ama bu yüzden profesör McGonogall yanına çağırdı herhalde seni.

Lily : Özür dilerim Potter.

Lily : Sana tam olarak ne dedi?

Bilinmeyen Numara : Dersin ortasında birden neden kaçtığını sordu.

Bilinmeyen Numara : İksir profesörünün hasta olması nedeniyle derse girdiğim için mi kaçtı benden, dedi.

Bilinmeyen Numara : Sonra güldük tabii ki.

Bilinmeyen Numara : Neler olduğunu sordu laf arasında.

Bilinmeyen Numara : Ben de ona iksir dolabına giderken seni gördüğümü, ellerinin dolu olduğu için düşürdüğün malzemeleri aldığımı söyledim.

Bilinmeyen Numara : Ellerinden de ağır malzemeleri alıp senin sırana kadar eşlik ettiğimi anlattım, iksir hakkında konuşurken konunun birden değiştiğinden bahsettim.

Bilinmeyen Numara : Ayrıntılara girmedim elbette, kabataslak anlattım.

Bilinmeyen Numara : Mesela sana son zamanlarının nasıl geçtiğini sorduğumda iyi derken sesinin kısıldığını, hafifçe yutkunup uzunca gözlerimin içine baktığını söylemedim.

Bilinmeyen Numara : Sana başka bir soru sorduğumda beni duymayıp hâlâ daha gözlerimin içine baktığını, boğazını temizleyip boynundaki kolye ile oynarken gözünü kaçırdığını ve çevrene uzunca bakıp inatla bana bakmadığını söylemedim.

Bilinmeyen Numara : Boylarımızı eşitlemek için her zaman yaptığım gibi hafifçe kafamı sana doğru eğince gözlerime ardından kısa bir süre için bile olsa dudaklarıma baktığını, gözlerini sertçe kapatıp başını iki yana sallayıp inat ile gözlerimin tam içine baktığından hiç bahsetmedim çiçeğim.

Bilinmeyen Numara : Yaptığın saç modelini beğendiğimi söyleyince ne diyeceğini bilemeyip yine de gözlerini kaçırmadan sessiz sessiz bana bakmaya devam ettiğini de söylemedim.

Bilinmeyen Numara : Bir şey demeyecek misin diye sorduğumda gözlerini hızlıca iki üç kez üst üste kırpıștırıp burnundan sinirle nefes verdiğini, bir iki anlamsız kelime söyleyip arkana bakmadan dersi terk etmeni böyle anlatmadım.

Bilinmeyen Numara : Sanırım kendini kötü hissediyordu eminim ki hastane kanadına gitmiştir, dedim sadece.

Bilinmeyen Numara : İkna olmadı ama irdelemedi de, gidip onunla konuşsan iyi olur bir ara.

Lily : İşte tam olarak bundan nefret ediyorum Potter.

Lily : Beni hep anlamadan veya anlıyormuş gibi davranmandan nefret ediyorum.

Lily : Seninle konuşmaya çalışıp başaramadığımda manidar bir şekilde gülüp neler olduğunu anlamandan nefret ediyorum.

Lily : Kafamın içini okumandan nefret ediyorum.

Lily : Özellikle bunların hepsini yaparken sanki hiç neler döndüğünü anlamamış gibi davranmandan, sabırla beni dinlemeye devam etmenden, gözünde en ufak bir ima kırıntısı olmamasından nefret ediyorum.

Lily : Senden nefret etmemin yedinci sebebi parazit gibi olman.

Lily : Her davranışımı, kafamın en arka planında daha benim düşünmeye cüret etmediğim şeyleri anlamandan, hatta anlamak az bile kalır ezberlemek diyelim, ezberlemenden nefret ediyorum.

Lily : Bir parazit olmandan nefret ediyorum.

Bilinmeyen Numara : Söylememe gerek var mı çiçeğim?

Lily : Tek kelime dahi etme Potter.

Lily : Parazit diye adlandırdığım, her huyumu bilme özelliğinden nefret etmiyorum.

Lily : Aksine hoşuma gidiyor çünkü her hareketimi ezbere bildiğin için yanında yanlış bir hareket yapacak gibi olsam beni anlıyorsun.

Lily : Beni anlıyorsun ve yadırgamıyorsun.

Lily : Parazit gibi olmanı seviyorum Potter.

Lily : Sen yine de bir şey söyleme.

*Bilinmeyen Numarayı 'James' olarak kaydettiniz. *

10 Things I Hate About You & Jily textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin