Mrbbb Jeon'un sesine ne kadar aşık olduğum belli oluyor mu :)
_
Karanlık ve izbe bir yer. Ormanın derinliklerinde sık ağaçların etrafı sardığı yerde, kuşların tiz sesi kulaklarını dolduruyor, etrafta elinde meşalelerle insan topluluğuna anlamaz gözlerle etrafına bakıyordu genç çocuk.
"Hey Aster, sonun da geldin. Bu ayini senin yapman gerekiyordu?"
Elini uzun kıvırcık tutamlarından geçirerek, kaşlarını çatmış daha önce görmediğine yemin bile edeceği adama başını olumsuz anlamda sallayarak dönen başı yüzünden gözlerini bir kaç kez kırpıştırmıştı.
Çınlayan kulaklarıyla elini sesi durdurmak adına bir çaba sarf ederek kulaklarına attı. "Aster"
"Aster, beni duyuyor musun?"
"Hey, Aster"
Ter içinde uyanmıştım. Ağrıyan başıma elimi atarak sıvazladım bir kaç kez.
Yatakta oturur pozisyona gelerek sırtımı yatak başlığına yasladım.Bu rüya tam bir kabustu.
Kim Taehyung,
Gerçekten benden ve rüyalarımdan ne istiyordu? Bir kaç gün olmuştu, bu rüyaları sık sık görmeye başlamak korkmama sebep oluyordu.
Bunu ona söylemek istesem de sanki, bir şeyler beni tutuyor konuşmamı engelliyor gibiydi.Biz en son orman da büyü çalışmayı deniyorduk ama onun birden beni tutmasıyla kendimi evim de yatağım da bulmuştum. Hadi ama sadece bir iki büyü için mi gittik o ormana?
Ve kendimi kanıtlamış mıydım iblisin gözünde? Bilmiyorum çünkü gözlerimi açtığımda yalnızdım. Bir kaç gün oldu ve hala ortalıklar da yoktu, ne o ne de başka birisi...
İlk defa bu kadar uzun süre yoktu. Bunu endişelendiriyor olsa da bir yan dan burada olmaması iyi hissettiriyordu.
Sanırım...
Yani sonuçta olmaması daha iyi değil miydi benim için? Evet öyle olmalıydı.
"Ah sonun da uyandın demek."
"Siktir!"
Yugyeom başımda dikiliyordu. Uzun saçları gözlerini kapatmış olsa da dik dik bana baktığını anlamıştım. Tanrım o ne zaman dan beri başımda dikiliyordu? Hiç fark etmemiştim.
Nasıl bu kadar dalgın olabilirim...
"Tanrım, korkttun beni! Nasıl girdin evime?"
Elime kalbime atarak sakinleşmesini umdum. Yatağımın kenarına oturarak, kaşlarını çatmış ciddi olup olmadığımı sorguluyordu.
Yugyeom bir anahtar vermediğime adım kadar emindim. Elimi koluna atarak bedenini sarstım. Bir rüyada olabilirdim sonuçta, emin olmam lazım.
"Şaka mı yapıyorsun Jeongguk?"
Kolunu tutan elimi kendinden uzaklaştırdı. Cevap vermeden kendime gelmek adına yatağımdan kalkarak kendime banyoya atarak yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra odama geri döndüm.
Yugyeom hala olduğu yerde duruyordu, arkası dönük bir şekilde.
"Yugyeom,"
Ona seslenmemle bana dönmüştü. Yanına gidip karşısına geçerek, aynı şekilde yatağa yan bir şekilde oturdum.
"Evime nasıl girdin?"
Yugyeom ne zaman dan beri evimdeydi ve nasıl girmişti?
"Jeongguk, gerçekten hatırlamıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aster's Second Life|Taegguk
Hayran Kurgu"Paralel evrende ki bir büyücü yaptığı bir hata sonucu infazına karar verilir fakat, Tanrı'lar onu insanların yaşam sürdüğü dünyada tekrar doğmasını sağlarlar, hiç bir şey hatırlamadan. Kısacası; ikinci bir hayat vermişlerdir kendisine..." - Hikâye...