Bu şarkı Taehyung'a gelsin...
(Son arzum 🎶)(Jeongguk kütüphane kapısın önüne geldiği zaman dilimi, yeni)
Şimdi ise bazı soruların cevabını bulmak için Jimin'in büyü kitabını bulduğu kütüphanenin önündeydim, tekrardan. Jimin'in gidişi üzerine koşa koşa buraya gelmiştim. Büyü kitabına benzer bir şeyler aradım. Günlerim bu kütüphanenin ahşap sandalyelerinde uykulayarak geçmişti. Bir sonuca vardığımı söyleyemem, tekrardan buraya gelmemin sebebi ise yine bir şeyler bulma umuduyla.
Açık ahşap kapının önünde durmayı kesip içine girdim. Beni karşılayan uzun koridoru geçerek direkt kitap raflarının önüne gelmiştim. Bugün burası oldukça kalabalıktı. Kitaplara öylesine göz gezdirip ilk defa gördüğüm bir çalışanın yanına vardım bir kaç adımda.
Benim yaşlarımda bir gençti."Bakar mısınız, Yoana nerede?"
Arkası dönük bedenini bana döndürdü.
İlk önce anlamaz bakışlarıyla beni süzerken cevap vermek adına kalın dudaklarını aralamıştı ki bir şey diyemeden dudaklarını birbirine bastırdı. Kahve harelerim onun kırmızı saçlarında gezinirken, cevap vermesi için beklerken, elinde ki kitabı yanında ki rafa koyarak tekrar bana döndü."Üzgünüm, dediğiniz kişiyi tanımıyorum."
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, gözlerini üzerimden çekip işine devam etti ta ki ben onu kolundan tutup sertçe kendime çekene kadar.
"Ne demek tanımıyorum? O buranın sahibi." Sinirle dişlerim arasından çıkan sözcükler adamın kulağına ulaşır ulaşmaz ilk önce kolunu ellerimin arasından kurtardı, sonra ise aynı şekilde sinirle homurdanarak elini ensesine attı.
"Buranın sahibi; Kim Seokjin. Bende burada çalışan bir öğrenciyim, o yüzden beyefendi neyden bahsettiğinizi bilmiyorum ve izin verirseniz işime devam etmeliyim."
Dedikten sonra benim şaşkınlıkla açılan gözlerimden bakışlarını çekip, işine devam etti.
Yoana burayı satmış mıydı?
Kırmızı saçlı adama arkamı dönüp bir kaç adım attıktan sonra duraksayarak arkamı döndüm. Gittiğim adımları geri gelirken, o da elinde ki kitaplar ile rafı düzenlerken karşısına geçtim.
"Buranın sahibiyle nasıl iletişime geçebilirim-"
Etrafımı kaplamaya başlayan sis bulutu ile içimde lanetler okuyarak etrafıma baktım. Kırmızı saçlı adam yoktu; buradaki insanlar yoktu...
Herkes biran da kaybolmuş gibiydi. Korkuyla kütüphane koridorunda geçerken ansızın gördüğüm ayna ile adımlarıma engel olamayarak aynanın önüne geldim.
"Büyücü? Burada bile rahat yok mu cidden?!"
Aynanın içinde ki sis bulutu büyücünün yansımasını gösterirken, içimde lanetler ettim. Sırıtan yüzüne herne kadar bir yumruk çakmak istesemde, derin bir nefes alarak soruma cevap vermesini bekledim.
"Kararını verme zamanın çoktan geldi, Jeongguk."
Parmaklarımı alnıma koyup sıvazlarken, aynanın yanına yere oturarak bacaklarımı kendime çektim.
"Burada ki insanlara ne oldu?"
Kimsenin zarar görmesini istemiyorum.
Üstelik benim yüzünden...
Üstüme çöken ağırlık ile gözlerimi sabitlediğim yerden kaldırıp aynanın yansımasına baktım. Üzerinde ki tuhaf kıyafeti ve elinde ki âsası ile yutkunurken, dudaklarını araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aster's Second Life|Taegguk
Fanfiction"Paralel evrende ki bir büyücü yaptığı bir hata sonucu infazına karar verilir fakat, Tanrı'lar onu insanların yaşam sürdüğü dünyada tekrar doğmasını sağlarlar, hiç bir şey hatırlamadan. Kısacası; ikinci bir hayat vermişlerdir kendisine..." - Hikâye...