"kız kardeşim."Sena karşımda gülümseyen gözleriyle bana bakarken kız kardeşini de kendi yanına çekti. iki insanın kardeş olmasına ne kadar sevinebilirsem o kadar sevinmiştim. neden bilmiyorum ama bu kızın, o kız olmasından deli gibi korkmuştum. daha fazla, bana kendimi suçlu hissettiren, düşüncelerimle yalnız kalmamak için elimi sena'nın kardeşine uzatıp gülümsedim.
"beril ben."
Sıcak bir gülümsemeyle o da bana elini uzattı. "burcu."
"beril benim," diye başladıktan sonra birkaç saniye duraklayan sena'ya baktım. şakacı bir şekilde tek kaşımı kaldırdığımda sırıttı. "harbi beril ya, sen benim neyim sayılıyorsun?"
istemsizce kıkırdadığımda burcu da bana eşlik etti. "gevşek hallerine devam edersen, gerçekten ölümün benim elimden olacak."
gözlerini kısarak bana baktı, onu taklit edip gözlerimi kıstığımda dayanamayıp güldü.
"biz de beril'le kahvaltı ediyorduk. sen aç mısın?"
burcu şirince gülümsedi. "biraz olabilir,"
"hadi sofraya o zaman."
üçümüz mutfağa yöneldiğimiz sırada kapı tekrar çalındı, aynı anda durduk. umarım kapıdan bir kız daha çıkıp sena'nın üstüne atlamazdı. kapıya en yakın ben olduğum için uzanıp açtım, ikisi de arkamda dikiliyordu.
"çağdaş?"
"beril?"
"ne işin var burada?"
durdu ve gözlerini arkamda bir noktaya dikti. sonra bana döndüğünde kaşlarımı çatarak çemkirdim. "hem sen nereden buldun beni ya?"
"cihan da bu binada oturuyor, unuttun mu? sabah beni aradı dün gece beril'i gördüm diye. kafan biraz rahat etsin diye dün gelmedim ama şimdi eve dönme vakti."
dişlerimi sıkarak öfkeli bakışlarımı ona yönelttim. "çocuk muyum ben? ne bu haller çağdaş? baskınlık yapma bana."
"baskınlık bir durum mu var beril, ne diyorsun?" durdu ve gözlerini tekrar arkama dikti. gözlerini tekrar arkama dikti. sessiz sedasız arkamızda dikilen sena ve burcu'ya baktıktan sonra yine bana döndü.
"hadi hazırlan, gidelim."
"bana bu şekilde davranamazsın. zaten dün yeterince sinirlendirdin beni , şimdi de gelmiş abilik taslıyorsun. canımı gerçekten sıkıyorsun, zorlama daha fazla."
"abilik taslıyorsun ne demek beril ya? abin gibi değil miyim ben zaten? ben olmasam kim sahip çıkacak sana?"
"hop orda ağır ol bakalım." arkamdan gelen burcu'nun sesine şaşkınlıkla döndüm. bir adım ileri atarak çağdaş'ın karşısına geçti. "onun sahip çıkılmaya ihtiyacı olduğunu nereden çıkardın?"
evet feminizm damarı kabardı. durumun gerginliğine rağmen gülümseme isteğimi zar zor bastırmıştım.
çağdaş kaşlarını çatarak alaylı bir şekilde ona bakan burcuya baktı. "sen kimsin be?"
"sena'nın kardeşiyim."
"sena kim?"
sena bir adım atarak yanıma geldi. "sena benim."
"iyi, memnun oldum ben de çağdaş. beril'in kuzeniyim."
"sena benim," kaşlarını çatıp bana bakığında alayla gülümseyen bendim bu sefer. "harbiden sena ya, sen benim neyim sayılıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
other lives |gxg|
Romance"Sabit siyah ayrılıktan aldığım pay denk seninkine. Neden ağlıyorsun? Ver elini ve söz ver bir düşte geri döneceğine. Sen ve ben acıdan bir dağız, sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız." Sena o kadın için bu şiiri okurken, ben Se...