twelve

237 39 17
                                    

.


boş bakışlarım aynadaki yansımamı izliyordu.

gri renkteki, kısa tişörtümü düzelttikten sonra sonra pantolonumun düğmesini kapattım ve bakışlarımı tekrar aynaya çevirdim. birkaç adım atıp tam aynanın karşısına geçtim, bunu çok sık yapmaya başlamıştım ama elimde değildi. gözlerim yanlışlıkla aynaya değdiğinde bile orada yabancı birini gördüğüm için ürküyor, bu karşımdaki kızı tanımaya çalışıyordum. boş bakan ama cesur gözleri vardı. kıvrılınca dudaklarımın iki yanında beliren çizgiler vardı ama ortaya çıkmak için fazla halsizlerdi. gözlerim altındaki morluklar uykusuzluğumun şaheseriydi. dudaklarım kaygıyla ısırılmaktan hep yara içinde. kaşlarımsa farkında bile olmadan hep çatıklardı. her an endişelenecek bir şey olacakmış gibi.

çalışma masamdaki beyaz çerçeve içindeki fotoğrafa değdi gözlerim, geçen yıl çağdaş'ın doğum gününde çekilmişti, hatırladığım son günümden. büyük bir arkadaş grubuyla kahkaha atarken çekilmiş bir fotoğrafımızdı. gülüşüm yerindeydi çünkü eğlenmeyi hatırlıyordum o zamanlar. etrafımdaki insanlar beni pek bağlamazdı, ben ortama uyar ve eğlenirdim. yine de güzel ve düzenli bir hayatım vardı ve endişeleneceğim tek şey bütlere kalmadan seneyi atlatabilmekti.

siyah çantamı yatağımdan aldım, ince ceketimi üzerime geçirdim ve odamdan çıktım, çağdaş da kendi odasından çıkıyordu bu sırada. beni görünce hafifçe gülümsedi.

"günaydın, nereye sabah sabah?"

"hava alacağım biraz. yürürüm sahilde falan. bilmiyorum, haber veririm."

kordidordan dış kapıya doğru ilerlediğimde o da peşimden geliyordu. kapıyı açtığım sırada arkamdan seslendi.

"beril?"

arkamı dönmeden başımı çevirdim. "efendim?"

birkaç adım atarak bana yaklaştı, yüzüme baktığında yine o endişeli ifadesini gördüm.

"ben özür dilerim. yani o gün seni zorlamamalıydım bizimkilerle bir araya getirmek için. ben düşündüm ki.." lafını kestim.

"eskisi gibi olabileceğimi düşündün."

kafasını yavaşça salladı. devam etti. "iyi olmanı istiyorum sadece, hayatına devam etmeni istiyorum. en sağlıklı şekilde. belki baskıcı gibi görünebilirim ama sen benim tek ailemsin, seni de kaybedemem. kız kardeşimsin benim, bunu asla aklından çıkarma."

en başından beri niyetini bilmeme rağmen gözlerim dolar gibi olmuştu, belki de bu hayatta beni önemseyen tek kişi oydu. hafifçe kafamı sallarken mırıldandım.

"biliyorum, sağol." ona tamamen dönüp kollarımı boynuna doladım. o da gülerek sarıldı bana. "sen de benim tek ailemsin."

"ama bir daha eve gelmemezlik yapmıyorsun beril, meraktan öldüm. cihan beni aramasaydı ne yapardım bilmiyorum."

geri çekilirken gözlerimi devirdim. "kuru göt cihan az kendi hayatıyla ilgilensin. tam bir mahalle kadını ya."

"ciddiyim beril. yabancı insanların evinde ne işin var yani? hele o çirkef kız. allah bir çene vermiş. susmadı bir türlü be."

"neden öyle diyorsun be? bence gayet hoş kız."

"o mu hoş? hayatımızda hoş kız görmesem inanacağım."

gülerek kapıdan çıkarken mırıldandım. "ayarlayayım?"

yüzüme kapıyı kapatırken gözlerini devirerek söylendi. "hee ayarla ayarla. polis ayırsın kavgalarımızı."


other lives |gxg|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin