Eymenin ailesi haber göndermiş 1 hafta sonra nişan yapıcaklarmış. Bu yüzden Eymeni alıp ilçeye yüzük almaya gitmeliydik.
Annem yastık altından servet çıkarınca çok şaşırmış ama beni kimseye muhtaç etmediği için de çok sevinmiştim. Yanıma yeterli olacağını düşündüğüm bir miktar para alıp evden ayrıldım. Kızım daha prensesler gibi uyuyordu.
Bugün işe gitmemiştim. Eymenle birkaç konu hakkında konuşmak istesem bile orda nasıl söze gireceğimi bilmiyordum . Kalbini kırmadan yada hesap sorar gibi olmadan neden benimle evlendiğini öğrenmem gerekiyordu. Dün geceki hevesli tavrının altında ne yattığını bilmem lazımdı .
Kapılarını çalıp beklemeye başladım. Çok geçmeden sade kıyafetler giyinmiş saçını düzeltmiş göz çevresine sürme çekmiş bir adet Eymen açtı.
"Hemen geliyorum"
O tekrar içeri girerken kapıdan biraz ayrılıp temiz havayı solumaya başladım. İnsanın böyle zamanlarda uyuyası geliyordu.
Kapının kapanması ile yan dönüp bana bakarak ilerleyen çocukla göz teması kurdum. Açık havada belli olan kahve gözlerini bana dikmişti. Yanıma gelince yan yana yürümeye başladık.
"Arabam yok o yüzden yürüyeceğiz"
Başıyla onaylayıp önüne dönünce biraz geride kalıp yüzünü incelemeye başladım. Uzun kıvrık kirpikleri, şakağına rasgele dağıtılmış benler , normal bir dudak , kemersiz küçük burun . Yakışıklı çocuktu Allah var şimdi.
"Aşık oldun herhalde"Ağzında birşeyler gevelerken
"anlamadım"dedim. O kadar yavaş söylemişti ki kendisi bile duymamıştır.Köyün çıkışına doğru yürüyorduk. Köyde otobüsler genelde ordan geçiyordu. Durağa ilerleyip oturdum . Yavaş adımlarla yanıma gelip oturdu. İkimizde sakince otobüsün gelmesini beklerken içinde bulunduğum saçma duruma sabır çekiyordum. Terleyen elini kotuna silip bana baktı.
Sessizlik rahatsız edici boyuta ulaşırken ikimizde bozmak için çaba göstermiyorduk. Ağaçların hışırtısı, kuşların ötüşü daha cazip geliyordu.
Güneş yavaş yavaş yükselirken uzaktan duyulan ses ile ayaklandım. Yola bakınca bize doğru ilerleyen otobüsü gördüm. Yakınlaştıkça yavaşlamış sonunda önümüzde durmuştu.
Kenara çekilip Eymene yol verdim. Kibar bir tebessüm gönderip otobüse binmiş boş olan koltuğa oturmuştu. Bende binip yanına ilerleyerek ayakta durdum. Önümde hareketlenen kadını elimle durdurup "çocuğun rahatını bozma abla böyle iyiyim" dedim. Ben oturayım diye çocuğu kucağına alacaktı.
Çukurlu yollarda ilerlerken bazen sarsılıyordum. Tutunabileçeğim tek yer Eymenin oturduğu koltuktu. Dengemi ayarlayıp ucundan görünen yola bakmaya başladım.
Otobüsün durması ile ayaklanan insanların ardından bende ilerleyerek çıktım. Ayaklarımı açmak amaçlı biraz yürüdüm. Arkamdan gelip yanımda duran Eymene bakarak konuşmaya başladım.
"İlk nişan yüzüğü alalım"
"Olur"
Esnafın toplandığı çarşıya girerken bir gözüm eymendeydi. Çok kalabalık olmasa bile gözümün önünden ayrılsın istemiyordum . Çarşının sonlarına doğru kuyumcuların toplandığı yere gelince rasgele birine girdim. Adamla tokalaşıp yüzüklere baktım.
"Abi biz nişan için alyans alıcaz"
"Tabi abim fiyat hangi aralıkta olsun"
"Düşükte olmasın yüksekte olmasın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (GAY)
General Fiction"Eğer parçalamayacaksan zincirlerimi karışma yara yaparsın." Gülmek istiyorsan buyur sende katıl aramıza. eşcinsel bir kurgudur. eşcinsel evliliklerin normal karşılandığı,yasal olduğu bir evren .