Açılan kapıdan nefes nefese Eymen görünürken beklemeden üstüme atladı. Kolları bedenimi sararken belinden kucaklayıp içeri adımladım. Koridorun sonunda gözü yaşlı tebessüm eden anam derin bir nefes çekti.
"Çok korktum sana birşey olacak diye. Bir yerin yaralımı?"
Cevap vermeme fırsat bırakmadan eliyle tüm bedenimi yoklamış sakinleşmişti. Anamı daha fazla bekletmeden yanına adımlayıp elini öptüm.
"Hadi yine iyisin Safinaz sultan bu seferde kurtulamadın benden""Eşşeğoğlu eşşek "
Yaşıma başıma bakmadan kalçama yediğim tokatla ayıplarcasına baktım. Hiç yakışmıyor muydu bu yaptığı. Eymen kıkırdarken anamı ters çevirip odasına itekledim.
"Hadi ana bekleme yapma. Uyuyacaksan kulağını kapat seslerden rahatsız olma"Yüzüme ayıplarcasına bakıp odasına ilerlerken arkamda utangaç bir biçimde yere bakan adama ilerledim.
"Çok ayıp hiç anneye öyle denir mi?"
Tatlı tatlı konuşmasına iç çektim. Resmen bedenim kıvranıyordu
"Ben şimdi ayıbı yatakta göstericem sana "
Hızla kucakladığım beden şirince gülerken içimden sabır diledim. Bu adam insanı kalpten götürürdü.
"Kurban olurum kokuna "
Odaya ilerlerken boynunu öpüyordum. Hayatımda evliliğe kadar cinselliği hiç tatmayan ben Eymenin kokusundan aldığım zevki Hatice'nin anasıyla yaşadığım hiçbir ilişkide alamamıştım. Bu adam direk insanın kalbine nüfus ediyor insanın içi içine sığmıyordu.
İçimde ona biriktirdigim sevgi damarlarımdan taşarken bedenini yatağa yatırıp üstüne yarı uzanır şekilde yattım. Ereksiyon olan aletimi kasıklarına sürterken eymenden birkaç hafif inilti duyuluyordu. Dudaklarının kenarından başlayan öpücüğüm boynundan köprücük kemiğine kayarken açılan kapı ile neye uğradığımı anlamadan Eymenin üstünden atladım.
Uykulu gözlerle bir dağılmış Eymene bir ayakta dikilen bana bakan kızım küçük adımlarla yatağa çıkıp uzandı. Ne yapacağımı bilemez şekilde nefes nefese Eymene bakarken onun toparlandığını gördüm. Ama suç bendeydi. Evde küçük bir çocuk ve cadıdan hallice bir kadın varken kapıyı kilitllemezsem olacağı buydu.
"Baba gel yanıma yat"
Kollarını bana uzatmış dudakları büzülü kıza bakıp yanına yaklaştım.
"Hatçe babaların odasına böyle dalınır mı?"Kaşlarını hafifçe çatıp yanaklarını şişirdi.
"Baba yanıma yat diyorum"
Kendisinin kızgın olarak düşündüğü şirin sesiyle Eymene baktım napalım dercesine. Anlayışla gülümseyip yataktan kalktı.
"Sen yatağa geç bende işimi halledip geliyorum. "
Başımla onaylayıp yatağa geçtim. Hatçe hiç beklemeden kollarını bana sararken bende küçük bedenini sardım. İçimdeki azgın şeytani taraf kızı uyutup Eymenle banyoda oynaşmayı önerse bile aklımdan tarladaki işleri düşündüm. Şeytana uyamazdım.
Eymen toparlanmış bir şekilde yanıma uzanırken hatçe hafif doğrulup Eymene bakmış ardından daha sıkı boynumu sarmıştı. İkimizde bu tavrına hafifçe gülerken saniyeler içinde gülüşümüz solmuş birbirimizin gözlerinde kaybolmuştuk.
Sabah güneş ışığının gözlerime değmesi ile ağrıyan belime inat hafifçe doğruldum. Hala ayılamamış uyku ve uyanıklık arasında döngüye dahil oluyordum. Küçük bedeni ile beni yatağın en ucuna itmiş gevşek bir şekilde yüz üstü yatan bebeğimin yanağını öpüp diğer bebeğime baktım. Oda sırtını çevirmiş düz bir şekilde uyuyordu.
Ses çıkarmamaya özen gösterip yerimden kalkarken kemiklerimin birkaç çıtırtısı odaya yayıldı. Borcun en erken şekilde bitmesini sağlayıp kendimi maddi zorluğa düşürmeden bu işi halletmem lazımdı. Yavaş adımlar ile yan tarafa yürüyüp Eymenin uyuyan bedeninin önünde diz çöktüm.
Kolunu kendine dayanak yapmış huzurlu bir ifade ile uyuyordu. Büzülen kiraz dudaklarına uzanırken açılan gözler ile yerimde kaldım.
"Yunus"
"Eymen"
İçimi hafif utanç kaplamıştı. Ama bunun uzun sürmesine izin vermedim çünkü o benim eşimdi. Birbirimizi seviyorduk ve onu öpmek çok güzeldi.
Ben hala surat ifadesine bakarken yerinden doğrulup arkasına baktı. Uyuyan kızımla yüzüne tebessüm yayılırken "cadı seni benden uzak tutuyor" demişti. Hafifçe gülüp dibine yaklaştım. Anında kesilen nefesi ile bana aşağıdan bakarken dudaklarına küçük bir buse kondurup ayrıldım.
Dudaklarını büzüp mızmızlanmıştı.
"Böyle öpmek mi olur?"
Yanağından makas alıp kapıdan çıktım. Anam işe gitmeyeceğimi düşündüğü için kova hazırlamamıştı. Mutfakta lazım olan eşyaları kovaya koyarken Eymen kapıdan beni izliyordu.
"Keşke bugün gitmesen. Hem akşam nöbetim var. Eğer gidersen birgün boyunca görüşmemiş olucaz"
Bugün nöbeti olduğunu biliyordum. Ama aileme karşı sorumluluklarım vardı. Üstelik tüm yükü Eymene vermek bencillikti bana göre.
"Olsun sonuçta yarın var. Daha seninle geçireceğimiz bir sürü gün ay yıl var"
Hafif tebessümle yanıma yaklaşıp belimi sardı. Başını göğüs kafesime koyarken isyan bayraklarını çekmiş kalbimin atışlarını duymamasını istedim.
"Ben hep yanında olacağım. Ne olursa olsun her zaman sol yanında"
İçimi huzur kaplarken alnına dudaklarımı bastırdım.
"Hep sol yanımda"
Her ne kadar onunla saatlerce cilveleşmek istesem bile geç kalıyordum. Son kez alnından öpüp çipil cipil bakan gözlerine tebessümle karşılık verdim.
Açılan kapıdan hızla çıkıp ilerlerken Eymen arkamdan el salladı. Karşılık verip hızlı adımlarla toplanma alanına ilerledim. Biraz romantizm biraz hazırlık derken geç kalmıştım ama minibüs hala kalkmamıştı. Her zamanki yerime geçip başımı eğdim. Bu aralar zaten herkesin dilinde dolanırken birde kaldırdığım her bakışın bana geri döneceğini biliyordum. Köyün ise bilmediği birşey vardı. Bir güzel gelmiş gözümü kör etmişti.Hayatta mısınız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (GAY)
Художественная проза"Eğer parçalamayacaksan zincirlerimi karışma yara yaparsın." Gülmek istiyorsan buyur sende katıl aramıza. eşcinsel bir kurgudur. eşcinsel evliliklerin normal karşılandığı,yasal olduğu bir evren .