Eymenin ağzından
Ellerim istemsiz karnıma gitmişti. Dokunduğum yerler yanıyordu. İçimde bir bebek vardı. Benle yunusun bebeği
Küçücük olduğunu bildiğim halde sanki ona temas ediyormuşsacına duygulanmıştım. Bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum. Üstelik Yunusun yoğun işleri arasında ona yük olmak istemezdim. Zaten ailesiyle ilgilenemediği için kendini suçlu hissettiğinin farkındaydım.
Lavabodan çıkıp kapının ucunda durdum. İçeri gidip sevinçli haberi vermekle odaya gidip uyumak arasında kalmıştım. Safinaz anne çok sevinecekti. Kızımıza kardeş geliyordu. Yunusa ise ikinci bir evlat.
Peki bana ne geliyordu. Çoğu doğumu görmüştüm. Çoğu kadının yaşadığı sancıyı. Sağlıklı kadınların bile süreç boyunca yaşadığı zorlukları. Erkek halimle üstelik yaptığım testlerden çıkan sonuçlar ile bebeğin rahmimde yaşaması uzun sürmeyecekti. Belki de birkaç hafta sonra düşük yapardım.
Yanaklarımdan akan damlaları silip odaya girdim. Yatağa sırt üstü uzanıp tavanı izlerken düşüncelere dalmış geceyi tüketmiştim.
Kapının açılmasıyla gözlerim sessizce içeri giren yunusa kaydı.
"Uyumadın mı"
"Uyku tutmadı"
Başını anlayışla sallayıp dolaba ilerledi. Üstüne tişört altına siyah bir eşofman giyinip yatağa girdi.
"uyuduğunu sandığım için rahatsız etmek istemedim. "
Artık yüreğim değil göz bebeklerim de sızlıyordu. Ağlamak isteyip ağlamamak nefes almamı güçleştirmişti. Yunusun yanında ağlayıp onu endişelendirmek istemiyordum."Olsun"
Gözlerimin dolacağını hissedince eşime arkamı dönüp yüzümü yastığa bastırdım. Niye böyle yaptığımı sorguladığını biliyordum ama cevabı bende de yoktu. Küçücük zigot anında duygusallaştırmıştı beni. Ömrü uzun değildi konakladığı yerde. Çünkü sağlıklı bir kadında olması gerekirken sağlıksız bir rahimde çift cinsiyetli birinin karnındaydı.
Karnıma sarılan kollar ile yavaşça sırtımı göğsüne bastırdım. Sertçe göğüs kafesini döven kalbî sanki kalbimle uyum içerisindeydi. Beraber atıyorlardı. Yüzünü saçlarımda hissederken derin bir nefes aldım. Şişen göğüş kafesim ile gevşeyen kollarını daha sıkı sarıp ensemden öptü.
Şefkatli öpücüğüyle gözlerimi yumdum.
Ağlayan bebek sesi ile gözlerimi açarken kollarını gevşekçe bedenime sarmış soğuk beden ile arkamı döndüm yavaşça. Yunusun uyurken huzurlu ifadesi kaybolmuş kötü bir düşteymiş gibi çatılıydı kaşları. Hafif aralık ağzından her zaman çıkan nefesin yerine sıcak bir buhar çıkıyordu.
Bebek ağlaması yan odamızdan geliyordu. Kimin bebeğiydi bilmiyorum. Ne zaman eve gelmişti. Köyde yeni doğum yapan kimse yoktu. Yavaşca ayaklanıp kapıdan çıktım. Nedensiz bir ürperdi geziyordu bedenimde. Titreyen ellerim ile sesin geldiği odanın kapısını açtım. Haticenin odasıydı.
Kapıyı açar açmaz üzerime uçan yarasalar ile çığlık atıp eğildim. Bağırmama rağmen ses çıkmıyordu iki dudağımın arasından. Sallanan sarı beşiğin başında Esra vardı. Kocamla aramıza girmeye çalışan Esra.
Yakasından tutup evden atmak istesem bile hala ağlayan bebek ile beşiği ilerledim. Onun kəskin gözleri bədənimdən ayrılmamıştı.
Boş beşiği görmem ile tekrar Esra ya baktım.
"Ne yaptın bebeğe"
Yüzünde tehditvarı bir gülümseme oluştu. Daha yeni gördüğüm elindeki kundağın ucunu açıp yunusa benzeyen bebeği gösterdi.
" Bu bebekten mi bahsediyorsun"
Ellerim uzansa bile bir türlü yetişemiyordum oturan bedene. Ayaklarım yere çivilenmiş gibi hareket edemiyordum. Artık bağırıp çağıran sesim duyulmaz olmuş onun gülen sesi yankılanıyordu odada. Öne doğru atıldıkça yeriye çekiliyordum.
Ayağa kalkıp bebeği beşiği yatırdı. Gözleri hala üzerindeyken yanağını küçükçe okşayıp ellerini çekti. Masum bir öpücük değildi bu. Bebeğin yanağı anında kızarmış derin bir yaraya dönüşmüştü. Bu kadarı benim için fazlaydı. O kapıya çıkana kadar hala yerimde duruyordum . Arkamdan kapıyı örttüğü gibi ayaklarımın bağı çözülmüş beşiği ilerlemişti. Beyaz sarı renkli çarşaflar kanla lekelenmişti. Kucağıma almak için eğilirken tekrar kapının açılması ile arkamı döndüm.
"Ne yapıyorsun sen. Bırak bebeğimi."
Yunus sertçe beni duvara iterken bebeği kucağına almış nefretle bakıyordu bana. İçimi ısıtan gülüşü yerine mimiksiz dudakları yerleşmişti. Gözleri kinle parlıyordu. Bu bebek Yunusun bebeğiyse kimdendi.
Beynim sızlıyordu artık bu denklemlerle.
Bir türlü almak nasip olmamıştı bebeği. Aşkla baktığım surat yavaş yavaş küçükken korkmama rağmen sürekli izlediğim çizgi flimdeki palyoçoya dönüşmüştü. Sanki korktuğum ne varsa sırasıyla geçiyordu karşıma. Her zaman elinde tuttuğu zili göz hizama kaldırıp sallamaya başladı. Ah bu çın sesi. Küçüklüğümde kabuslarıma kadar yer edinmişti.Çınn çın
"Eymen kalk"
Yunus portlemiş gözleri ile derince gülümsüyordu. Büyük sarı dişleriyle midem bulanırken belimden aşağı akan sıvı ile rahatsızca yerimden oynadım.
"Eymen kabus görüyorsun kalk"
Hala iri gözleri korkunç yüzü ile gülümseyerek bakıyordu bana. Ona ait ses ondan çok uzaklardaydı. Ağzı hareket etmiyordu ama konuşuyordu. Korkudan artık yüreğim ağzımdaydı. Ne yapacağımı bilemez şekilde yerimde sabitlenmiş bu insanın içini ürküten sahneye şahitlik ediyordum.
"Lan kalksana"
Yüzüme aldığım acı ile herşey geri sayım gibi küllere dönüşmüştü. Bebek Arabası koltuk kenara öylesine yerleştirilmiş oyuncaklar ve en son Yunus ve bebek. Hepsi yavaş yavaş yok oluyordu gözlerimin önünde. Kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Yerimden hareket ettikçe daha da sisleşiyordu etraf.
"Gitmee. Yunus gitme"
Yine sesim kaybolmuştu. Herşey griden beyaza dönerken karşımda yunusun endişeli suratı vardı.
"Kurban olduğum sakinleş gitmiyorum"
Havalanıp anında buluşan bedenlerimiz arasında bir hıçkırık çıktı dudaklarımdan. Ne zaman döküldüğünü bilmediğim göz yaşlarım dudaklarımdan içeri sızlıyordu.
Yunus terden ıslanan sırtımı okşarken ilk defa bu kadar üşümüş hissediyordum .Gidecekti biliyorum. Bugün olmasa bile birgün mutlaka gidecekti.
Bu aralar arka dişim fena ağrıyor buda sinirlerimi bozuyor. Ve kafamda deli sorular.
Angst yazma fikri nolur çık aklımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (GAY)
General Fiction"Eğer parçalamayacaksan zincirlerimi karışma yara yaparsın." Gülmek istiyorsan buyur sende katıl aramıza. eşcinsel bir kurgudur. eşcinsel evliliklerin normal karşılandığı,yasal olduğu bir evren .