15

353 13 4
                                    

Eymen akşam yemeğini sofraya taşırken
çalan kapı ile oturduğum halıdan kalktım. İki gün önce fazla hırçın olunca yatağın bir ayağı yerinden çıkmıştı. Aklıma gelen anlar ile tebessüm ederken odadan çıkıp kapıya ilerledim.

Açtığım kapıdan anam sinirle kızım tebessümle bana bakarken hafif yana kaydım ezip geçmesin diye.

Sinirli soluklarıyla içeri geçerken nenesinin elini sıkı sıkıya tutmuş kızıma baktım. Tebessüm ediyordu ama sanki bir şeylerden korkar gibi nenesinin elini bırakmıyordu.

"Eymen oğlum iki dakika kulağını kapat hele. Sen mektepli adamsın bu sözleri duyma"

Eymen şaşkınca bana bakarken gözlerimi yumup açtım. Yavaşça kulaklarını kapatmıştı. Anamda hatçenin kulağına elini koyup bana döndü.

"Ulan babasının piçi, itin tezeği, kuşun pisliği eşşek hoşafı.Sen beni katil mi edecen heee.  Ağa haber salmış namusumusu kirletenleri vuracam diye. Heyvan babay bıraktı gitti bizi ben bu yaşa kadar ölesin diye mi baktım açlık içinde."

İçine sığmayan sinir ile elini Hatice'nin kulaklarından çekip göğsümu yumruklamaya başladı. Ben ise gözü yaşlı anama bakıyordum tepki vermeden. Eymen ise olayın merakı ile elini hafifçe çekmişti. Annemin sinirini görünce korkmuş olacağını anladım.

"Sen gidersen ben needecem. Babanın kanıyla yanan içimi birde senin ateşin mi harlayacak. Ne ettin oğul bize."

"Ana bi sakin ol. Geldiler mi ki arkamdan ağıt yakıyon . "

Nefesi kesilen anamı koltuğa oturttururken Eymen koşarak mutfağa gitti. Elindeki suyu bana verince anama içirip köşeye bıraktım.

"Etmedim de karımdan başka gül koklamadım de"

Gözü yaşlı kadın olayı çok yanlış biliyordu. Üstelik o ağlayınca benimde içim hüzünle dolmuştu. Aldığım nefes boğazımı yakıp geçiyordu.

"Ana bir dur. Yok öyle bir şey. Kadın kapıma gelmiş iftira atmış. Bunu duyunca bende kapının önüne attım. Tüm köy şahit olaya. Sen hangi sağırdan işittin de böyle celallendin."

İbo Ağa'nın bunu sineye çekmeyeceğini biliyordum ama gözünün döneceğini bilmiyordum.

Sakinleşen kadın ile yere diz üstü oturup bir ayağımı bükdüm. Düşünme pozisyonu alırken ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. Tüm köy şahitti ben değil o bana iftira atmıştı. Ellerini omzuma koyan eşim ile derin bir nefes aldım İçimdeki sıkıntı hiç iyi şeylerin olmayacağı yönündeydi.

"Eymen yemeği getirsene"

Sakinleşen kadın bana yan gözlerle bakarken alayla konuştum.

"Nee aç mı öleyim be kadın"

Eymende bu tavrıma şaşırmış mutfağa giderken anama dönük yüzümü çevirip sofraya odaklandım. Gelen yemekleri sakince yerken anam bile bu sakinliğe anlam veremedi. Ben ise yaşayacağımız senaryoları kafamda çevirip çevirip duruyordum.

Namus derdine düşerler ve ölürdüm.

Namus derdine düşerler ve esmayı ikinci eş olarak alırdım.

Zaten borçları var diyip köyden sürülürdüm.

Aileme zarar gelirdi.

Ağa yumuşar küçük bir zararla kurtulurduk.

Namusu temizlemem adına bana birşey teklif ederdi ben ise ölmekten beter diyip kendimi asardım.

Milyarlarca senorya saatin tiktakları işleniyordu beynimde. Birden parlayan ve aynı hızla sönen fikirler başımı ağrıtıyordu. Tek yapmamız gereken şey beklemekti. Gidip konuşmaya kalksam kendi kafesime kendim girer kendimi kana susamış sırtlanların arasında bulurdum.

Sofrayı kaldırıp derin bir sessizlik içinde otururken tek duyulan ses gerginliğin farkında olup hiç birşey demeyen kızımın oyuncaklarının sesiydi.

Herşeyin bir sonu olduğu gibi bu sesinde sonu kapıyı kıracakmış gibi çalan insanlardı.

"Eymen anam sen hatçe arka odaya geçin"

Başını salladı hızlıca. "Hayır gitmiyorum"

Şuan sevdiğim insanlar tarafından sınanmak en son isteyeceğim şeydi.
Gözleri korkuyla büyümüş bana bakan çocuğun alnını uzunca öpüp ayrıldım.

"Hadi Eymen Koca sözü dinle biraz"

Gözlerini üzerimden çekmeden kızımı kucaklayıp odaya girdi. Arkasından giren annemin bakışları ise endişeliydi.

Hala çalınan kapıya ilerleyip açtım. Hiç şaşırmamıştım karşımda Ağa'nın adamlarını görünce.  Ta ki gözlerim arkadaki Ağa'nın kendisine kayıncaya kadar.

Ya ben soft bir bölüm yazacaktım noldu birden bire.






ZİNCİR (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin