Yaşlı adam hafif adımlar ile önümde durunca ağalığının hürmetine başımı eğdim. Gözleri sinirden kan toplamıştı. Yılların kırışıklığı olan yüzüklü elini kaldırıp yüzüme vururken başım hafiften sağa kaydı.
" Sen ne hakla kızımın namusunu kirletirsin"
Üstüme gelen adamlar ile yumruklarımı sıkıp ilk harekete geçene geçirdim. Sert vurduğum için birkaç adım gerilemiş kendine gelince tekrar üstüme yürümüştü.
Etrafımı saran üç kişiyle zorlansam bile başa çıkabiliyordum. Artık bedenim ısınmış öfke ile hareket ederken bir adam kasığına yediği darbe ile yeri boylamıştı. Geride durup bizi izleyen iki adam gəldi. Bu çetin adamlardan biri tekmesini diz arkama vurunca mecbur çökmüştüm. Başıma dayanan silah ile kalkmaya hazırlanan bedenimi zaptedip karşımdaki ağaya baktım.
Adamlarının razaletliğine daha bir öfkelenmiş gibi önce gözlerini etrafta dolandırdı. Ardından keskin siyah gözleri bana dönerken dudağı hafif kıvrılmıştı.
"Önce kızımın namusunu kirlet sonra adamlarımı döv öyle mi?"
"Ben kimsenin namusunu kirletmedim. Senin kızın kudurmuş"
Ağzımdan tükürük gibi çıkan şeyler ile kalın kaşları çatılırken yüzüme aldığım darbe ile boynumun kurulacağını hissettim. Eline taktığı yüzük dudağımın kenarını delip geçmişti.
"Sana ölmemen için son bir fırsat. Ne olduğunu anlatacaksın ."
Dudağımdan çeneme akan sıvıyı boşverip tek gözle adama baktım. Yediğim darbeler sonucu bir gözümü açamıyorum.
"Kızın bizim eve gelip benle ilişkisi olduğunu söylüyor karıma. Köyün ortasında koluma yapışıyor. İftirayı atan ben değil kızının kendisi. Tüm köy şahitlik eder bana "
İbo Ağa insafsızdı. Hatta şerefsizin önde gideniydi. Ama hak yemezdi haksızlığa tahammülü yoktu. Köylüyü sorup soruşturacağını biliyordum.
İçimde sadece ailemi yanlız bırakma korkusu vardı. Ölmekten değil öldükten sonra olacaklardan korkuyordum. Kurtlar anama göz diker kızım yetim diye anılırdı. Eşim ise daha yeni kovuştuğu kocasının yasını tutarken belki kemal gelirdi yanına. Teselli amaçlı dokunurdu gözümden sakındığım eşime.
İçim öfkeyle dolarken hala Ağa'nın söyleyeceklerini bekliyordum. Düşünceli bir eda ile bir adamına bakıp seslendi.
"Fırat"
Eli önüne bağlı adam bir adım gerisinde durunca "tez köylüyü meydanda toplayın bir kişi bile kızımı savunursa bu adamı meydanda yapacaksınız."
Korku ile aldığım nefesler boğazıma takılmıştı. Başımdaki silah çekilmiş arkamdaki adam önüme geçmişti. Dizlerime dayalı ellerim titrerken sızlayan karnıma inat ayağı kalktım.
"Ben kendimden eminim ağam" dedim. Bana dönük olmayan kişiye. Arkasını dönüp evi gösterdi.
"Git vedalaş ayileyle belkide son görüşün olacak ha Yunus"
Söyledikleri şeyleri sindirememişken yavaşça geriye döndüm. Kapının önünde dimdik durmuş bana bakan Eymene ilerleyip kapıyı arkamdan yarımca kapattım. Gözleri korkuyla parlıyor göğsü inip kalkıyordu.
"Noluyor Yunus şimdi ne olacak. Yüzünü ne hale getirmişler. Nasıl vurdular sana. Nasıl kıyabildiler."
Hızlı hızlı konuşup gözlerinde biriken yaşları serbest bırakırken elimi yüzüne yaklaştırıp parmaklarımın tersi ile göz yaşlarını sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (GAY)
General Fiction"Eğer parçalamayacaksan zincirlerimi karışma yara yaparsın." Gülmek istiyorsan buyur sende katıl aramıza. eşcinsel bir kurgudur. eşcinsel evliliklerin normal karşılandığı,yasal olduğu bir evren .