9. BÖLÜM AMİRAL

7 1 0
                                    

Çaresizce sınıfa çıktık. Artık ağlamak istemiyordum. Üzülmek istemiyordum. Yalnızca bu okuldan çıkmak istiyordum. Sınıfa girdiğimizde değişen hiçbir şey yoktu. Hepsi sessizdi. İçlerine kapanmış gibilerdi.

-"İşe yaramadı. Olmadı. Başaramadık." dedim.

-"Her şey bitti. Hikaye yazılamadan bitti." dedi Nisa.

-"Hiçbir şey bitmedi." dedi Ela.

-"Nasıl bitmedi Ela? Gitmek zorunda olan biziz. Biz gitmezsek öleceksiniz. Kıt kafan hala almıyor mu? Her şey bitti. Zaten bir örgütten kurtulmayı düşünmemiz bile büyük bir hataydı."

-"Ela haklı. Kurtulabiliriz buradan. Hala zamanımız var. Kendimize inanırsak her şeyin üstesinden gelebiliriz. Biz birlik olduğumuzda Amiral'i yenebiliriz." dedi Azra.

-"Sizin o kıt kafanız hala almıyor mu?" diye bağırdı Nisa. "Gitmek zorunda olan biziz. Sizin ölmemeniz için fedakarlık yapması gereken bizleriz. Oyun bitti. Her şey bitti. Elimizden gelen bir şey yok artık. Anlayın bunu!"

-"Asıl sen anla Nisa. Buradan birlikte çıkabileceğimize inan. Biz yapabiliriz. Biz başarabiliriz. Çünkü biz bir aileyiz." dedi Toprak.

-"Siz güzel sözlerle kendinizi avutmaya devam edin. Ben bunlara inanmıyorum ve gidiyorum." dedi Nisa ve sınıftan çıkıp gitti.

*****

Artık uyumak istiyordum. Kimseye bir şey söylemeden kendime ayrılan yere yattım. Sabah olduğunda çoğu kişi uyanıktı. Hepsi düşünceliydi. Bir süre yalnızca gökyüzünü izledim

-"Benim de gitmem lazım. Ölmenizi istemiyorum." dedim ve sınıftan çıktım. Kimse dur demedi. Herkes yorgundu, üzgündü. Kimsenin hali yoktu. Bir yandan koridorda yürüyor bir yandan kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Bilgisayar odasına gittim. Bulut orada yoktu. Koltuklardan birine oturdum. Kapı açıldı. Kimin geldiğinin bir önemi yoktu. İçimde hiçbir duygu kalmamıştı. İçeri giren kişiye bakmadım.

-"İyi misin?" dedi. Bu sesi hemen tanıdım. Bu ses Bulut'a aitti.

-"Bilmiyorum." dedim. Yanıma oturdu.

-"Özür dilerim Bulut. Çok fazla üstüne geldim."

-"Önemli değil. Asıl ben özür dilerim. Senin karşına öyle çıkmamam gerekiyordu. Ayrıca senin sayende uzun zamandır yapmak istediğim ama yapamadığım şeyi yapacağım."

-"Çok yoruldum Bulut. Şu dört günde 40 yıl yaşlanmış gibi hissediyorum."

-"Sizin için çok zor. Benim buraya asıl geliş sebebim..."

-"Biliyorum. Beni götürmek için geldin."

-"Evet."

-"Nisa sizin yanınızda mı?"

-"Nisa da Batuhan da Amiral'in yanındalar. Yalnız Batuhan'ı iyiMyaralamışsınız."

-"Haddini aştı."

-"Şimdi gitmemiz gerekiyor. İnandırıcı olsun diye elini ve gözlerini bağlamalıyım."

-"Bağla." dedim. Ellerimi uzattım. Kalın bir iple bağladı.

-"Çok sıktı mı?"

-"Hayır." dedim.

Gözlerimi de bağladı. Artık her yer karanlıktı. Yavaşça ilerlemeye başladık. Merdivenlerden indik. Kulise geldiğimizde, kulisin hiç bilmediğim yerlerini dolanmaya başladık. Gözlerim bağlı olduğu için nerelerden geçtiğimizi bilemiyordum. Dönüşleri saymaya başladım.

Sağa dönüş, 12 adım sonra sola dönüş, 10 adım sonra tekrar sola, 5 adım sonra tekrar sola. Bu dönüşleri yaptıktan sonra beni bıraktı. Bir gıcırtı duydum. Metal gıcırtısına benziyordu. Merdiven ineceğimizi söyledi. 42 basamak indik. Sesler duymaya başladım. Kulağıma 'geldik.' dedi. Gözlerimdeki bandı çıkardı. Ellerimi çözdü. Karanlıktan sonra ışık görmek gözümü almıştı. Bir süre sonra ışığa alıştım. Etrafta bana bakan bir sürü şaşkın yüz vardı. Onların içinde Çilek ve Tarhun'u gördüm. Gerildikleri yüzlerinden belli oluyordu. Sanırım Amiral'e duyduklarımı anlatmamdan korkuyorlardı. Bu korkuları beni memnun etmişti. Bulut kolumdan tutup bir odaya götürdü. Odada iki kişi vardı. Biri kızdı. Kızın simsiyah saçları vardı. Yüzü ovaldi. Kendini beğenmiş bir tavrı vardı. Yanındaki adamın Amiral olduğunu düşündüğüm bir kişi vardı. Gülerek bana döndü.

TEHLİKELİ OYUN I - OYUNA HOŞGELDİNİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin