Sınıfa döndüğümüzde her şey yerli yerinde görünüyordu. Bizden başka kimse sınıftan çıkmamış gibi görünüyordu.
-"Ne oldu size? Yüzleriniz kireç gibi olmuş." dedi Sevde.
-" Konferans salonundaydık ve..."
-"Ne oldu?"
-"Sanırım örgütün girişi bulduk"
-"Oraya mı girdiniz?" diye sordu Yusuf.
-" Oraya girecek kadar kafayı yemedik merak etme." dedi Nisa
-"Oradan bir iki kişi çıktı. Onların saçma sapan şeylerini dinledik." dedi Ela
-"Onlar gördü mü sizi?"
-" Hee gördüler. Kabak gibi önlerine atladık ve şöyle dedik ' Merhaba biz okulda kilitli kaldık, sanırım siz de dün gece okulda arama yapmışsınız da bizi bulamamışsınız. Yarım kalan işinizi tamamlamanıza yardım etmek için yanınıza geldik. Kafamıza sıkın da işinizi bitirin' onlarda ' Siz dilediğiniz gibi gezin okulda biz işimizi her türlü bitiririz. Siz hiç meraklanmayın' dediler. Biz de onlara el sallayıp buraya geldik." dedi Nisa.
-"Ela senin bu arkadaşın ne saçmalıyor ya? Saçma salak konuşup duruyor bir de artistlik taslıyor. Senin havan kime kızım?"
-"Kimeyse kime bundan da sana ne kıt kafalı!"
-" Bak ya kıt kafalı diyor. Sensin kıt kafalı. Ela bak şu arkadaşına susmasını söyle yoksa elimden bir kaza çıkacak. Ayrıca geri zekalı geri zekalı konuşuyor. Sinirlerimi bozuyor"
-" Ay sen büyüdün de beni annene mi şikayet ediyorsun oğlan bozuntusu"
-" Sen bir sus ya artık. İyiye suyunu çıkardın. Alt tarafı bir sor sordum."
-"Alt tarafı bir soru sordum" diye Yusuf'un taklidini yaptı Nisa. Tam arkasını dönmüşken birden geri döndü. Elini yumruk yaptı. Yusuf'a uzattı. "Gelirken yerde bir şey buldum. Sanırım sen düşürmüşsün." dedi. Elini açtı ama eli boştu.
-"Yine ne saçmalıyorsun kızım sen?"
-Ayy çok pardon. Ben senin beynini düşürdüğünü gördüm ama sanırım aldıktan sonra ben de düşürmüşüm. Ama bir dakika zaten senin beynin yok ki o yüzden düşürmezsin. Demek ki başkasınınmış. Beynini düşüren var mı arkadaşlar? Herkes bir kontrol etsin. Düşüren varsa bana söylesin." dedi. Kızlar olarak kendimizi gülmemek için zor tutuyorduk.
-"Tövbe tövbe. Allah sana akıl fikir versin Nisa. Ama yok ya vermesine gerek yok. Verirse sana akıl fazla gelir."
-"Ay canım benim laf sokmayı da beceremezmiş. Bir gün bana gel de sana laf sokma dersleri vereyim. Gerçi öğrenebilir misin orası meçhul..."
-"Yeter artık iyice saçmalamaya başladınız. Oturun düşünün biraz. Buradan nasıl çıkacağız diye" dedi Toprak. Aslında Nisa'nın böyle yapması iyi olmuştu. Zeyn'in morali az da olsa yerine gelmişti.
-"Bir an önce buradan çıkmak için bir şeyler planlamamız gerekiyor. Aksi takdirde kurşuna dizileceğim." dedi Uras.
-"Bir ana kuzusu daha. Ne oldu yavrucuğum bir silah mı seni bu kadar korkuttu? Yazık. Üzüldüm bak senin için. Ne yapacağız şimdi?" dedi Nisa. Dudaklarını büzdü. Sonra birden gözleri ışıldadı. "Sanırım buldum. Çıkarken hepimiz Uras'a siper olsun. Biz ölelim o kurtulsun. Nasıl fikir ama?" bunu biraz sinirli söylemişti.
-" Yeter!" dedi Aylin. "Artık buradan çıkmayı düşünmeye başlamalıyız. Bu durum iyice sıkmaya başladı. Tartışmak bizi çıkışa götüremez."
-"Aylin haklı. Bir an önce buradan çıkmalıyız. Yoksa sonumuz ölümden başka bir şey olmayacak. Tabii eğer ölmek istiyorsanız o başka." dedi Uras.
-" Sana kim söyledi öleceğimizi de biz ölmek istiyormuşuz gibi davranıyorsun?" dedi Eslem.
-" Lütfen yeni bir kavga başlatmayın. Bizim kavga etmek yerine birlik olup hareket etmemiz gerekiyor. Buradan çıkacaksak birlikte çıkacağız burada öleceksek birlikte öleceğiz." dedim.
-"Biz iki günde kocaman bir aile olduk. Birbirimizi destekleyip korumalıyız. Onları birlikte alt etmeliyiz." dedi Zeynep
-"Biraz fazla yükseldin sanki Zeynep." dedi Toprak
-"Bence bunu başarabiliriz." dedi Uras.
-"Sadece ben mi açım yoksa siz ortamın gerginliğinden mi bir şeyler yemeyi istemiyorsunuz?" dedi Suden
-"Sen ye meleğim çoğu kişinin iştahı yok gibi görünüyor zaten" dedi Akın. Normalde azından doğru dürüst bir kelime çıkmayan Akın Suden'e 'Meleğim' mi demişti? Suden Akın'a şaşkın bir bakış attı. Neden böyle bir şey söylediğine o da anlam verememişti. Sanırım o da Akın'ın sıyırdığını düşünüyordu. Akın'ı yıllardır tanıyan biri de böyle düşünürdü zaten.
-" Meleğim mi? Akın senin kafana taş düşmüş sanırım. Normalde doğru dürüst bir kelime bile söylemiyorsun da şimdi neden bana 'Meleğim' diyorsun?" dedi. Getirdiğimiz kolilerden birinden bir sandiviç aldı. Kapıya doğru gitti. Tam kapıyı açacakken Akın onu kolundan yakaladı.
-"Nereye gidiyorsun? Bundan böyle kimse okulda tek başına gezmeyecek. Herkesin bir partneri olacak. Okulda onunla gezecek. Kimse tek başınayken dışarı çıkmayacak." dedi. Gerçekten Akın'a bir şey olmuştu. Suden daha da şaşırmış görünüyordu. Bir yandan da gözlerinden ateş fışkırıyordu.
-"Sen ne hakla benim koluma dokunuyorsun? Sana izin veren oldu mu?" dedi. Kolunu kendine çekti. İçinden Akın'a saydırdığını hissedebiliyordum.
-"Tamam herkesin bir partneri olsun. Ama herkesin partneri sevmediği kişi olacak. Çünkü birbirimize güvenmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Mesela Esra'yla Uras. Sınıfta en çok kavga eden kişiler onlar. Onlar birlikte olacaklar. Nisa'yla da Yusuf onlar da birlikte olacak." dedi Rana. Herkes bir anda konuşmaya başladı. Kimse böyle bir şey olsun istemiyordu.
-"Kusura bakma canım ama ben sevgilimi sokakta bulmadım. Onu Nisa'yla bırakacak değilim." dedi Ela
-"Allah allah, ben de senin sevgiline çok meraklıydım zaten Ela!" dedi Nisa.
-"Ben Akın'la olmam. İki günde psikolojisi bozulmuş. Ne olduysa artık." dedi Suden burun kıvırarak.
-"Çekiliş yapalım o zaman" dedim. Ölsem de Uras'la olmazdım.
-"Ama herkes seçim sonucuna saygı duyacak" dedi Toprak. Hepimiz onayladıktan sonra herkes ismini kağıtlara yazıp bir torbaya attı ve Rana ikişer ikişer kağıt seçti. Sırayla kartta çıkanları okumaya başladı.
-" Nisa'yla Azra, Zeyn ile Ela, Zeynep ile Batuhan, Yusuf'la Aylin, Suden ile Akın, Rana ile Toprak, Sevde ve Eslem, Esra ve Uras."
Mükemmel bir eşleşmeydi. Herkesin istemediği kişi gelmişti. Bir de bana Uras çıkmıştı. Yüzüne bir ton laf ettiğim Uras... Ne yapacaktım ben şimdi? Onunla nasıl normal konuşabilecektim? Sanırım susmak en iyisi olacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ OYUN I - OYUNA HOŞGELDİNİZ
أدب المراهقينOn beş tatilinde ailelerinin okul var demesi nedeniyle okula giden öğrenciler okulda hiç ummadıkları bir şeyle karşılaşırlar. Okulda kaldıkları bir hafta boyunca, yatmak için sınıflarındaki sıraları birleştirip kendilerine yatak yaparlar. Bir gece...