Karanlığın İmparatoru ve Masum Ruh

217 31 48
                                    

Karanlığın İmparatoru :

Yağmur damlaları, şehrin pis sokaklarında yankılanan metal seslerine karışıyordu. Mingi, lüks arabasının arkasından, Külliye olarak bilinen karanlık binaya bakıyordu. Bu bina, onun yeraltı imparatorluğunun kalbiydi. Soğuk bakışları, her pencereyi delip geçiyor, sanki duvarların ardındaki her hareketi görebiliyordu.

Mingi, 10 yıl önce bu şehre geldiğinde cebinde sadece birkaç won vardı. Yıllar boyunca, zekası, acımasızlığı ve soğukkanlılığıyla merdivenleri tırmanmıştı. Rakiplerini teker teker yok etmiş, şehrin kontrolünü ele geçirmişti. Artık Külliye'den şehrin her köşesini yönetiyordu.

Bu gece önemli bir geceydi. Bir rakibi,Choi Jongho Mingi'nin gücüne meydan okumaya cesaret etmişti. Bu adamın ölmesi gerekiyordu, Mingi'nin gücünün ve otoritesinin bir göstergesi olarak. Mingi, arabasından indi ve Külliye'ye doğru ilerledi. Her adımda, etrafındaki dünyanın kontrolünün onda olduğunu biliyordu.

Binanın içinde, loş koridorlar gerginlikle doluydu. Mingi'nin adamları, koridorların her iki yanında tetikte bekliyordu. O, sessizce ilerlerken, havada ölüm kokusu vardı. Sonunda, Jongho'nun yanına ulaştı.Jongho onu görünce alaycı gülümsemesini dudaklarına yerleştirdi.

Jongho, bir sandalyede oturmuş, Mingi'yi bekliyordu. Adamın yüzünde korku yoktu, sadece kararlılık vardı. Mingi, ona soğuk bir şekilde baktı. "Aptalsın," dedi. "Beni yenemezsin."

Jongho ayağa kalktı ve Mingi'ye doğru yürüdü. "Belki de," dedi. "Ama denemeden asla bilemeyiz."

Mingi,Jongho'nun bu tavrı karşısında hayretler içerisindeydi.Kimse ona bu kadar cüretkar bir şekilde davranamazdı,bu lanet herif neler diyordu böyle?

"-Canına susamış olmalısın,Choi."

Jongho alayla gülümsedi.Mingi'ye biraz daha yaklaştı ve bir süre yüzünü inceledi.Mingi'nin ona hiçbir şey yapamayacağını biliyordu,cesareti buradan geliyordu.Mingi eğer onu öldürürse tüm ortakları işi bozar,Mingi'nin gücünü elinden alırdı.

Mingi'nin ise en önemli olan şeyi egosuydu ve Mingi egosunun zedelenmesinden nefret ederdi.Jongho bunu kullanmaya kararlıydı.

-Beni öldüremeyecek birine karşı fazla iddialısıniz,Bay Song.

-İstesem senin beynini burada dağıtırım,Choi.

-Neden yapmıyorsun o halde?İstemiyor musun, Song Min Gi?

İsmini bastıra bastıra söylemişti.Mingi'nin en sinir olduğu şeylerden biriydi bu.Mingi sinirli gözlerini Jongho'ya dikti.

-Korkuyorsun,değil mi?Gücünün elinden alınmasından korkuyorsun.Senin aksine,benim böyle bir korkum yok,Song Min Gi.

Mingi sinirle soluyordu şimdi.Daha fazla tartışması Jongho'yla.Bir yandna haklıydı ve haklı olması sınırını yeteri kadar bozuyordu zaten.Birsey demeden kapıyı çarparak çıktı.Jongho kendi kendine söyleniyordu;

A Love in the Shadow of the City || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin