-Ne?
-Sana söz verdim Mingi.Doktor bulmalıyım.Burada fazla dayanamazsın,hastaneye gitmek zorundayız.Ameliyata ihtiyacın var.
-Yunho,anlamıyorsun beni koruyamazsın.Ben sandığın gibi...
-Sandığım birşey yok!
Yunho Mingi'nin sözünü aniden kesti.Mingi bu ani bağırışla şok oldu.Ama ses etmedi.Kendini Yunho'ya bıraktı.
-Mingi,bu kadar umutsuz olmamalısın!
-Herkes tarafından aranan suçlu bir mafyayım ben,Yunho.Umut ne demek bilmem.Bu zamana kadar bütün güç benim elimdeydi,şimdi de öyle olmak zorunda.
Mingi yavaşça ayağa kalktı,bir eli yarasındaydı ve ayağa kalkarken yüzünü buruşturdu.Daha sonra kendini toparladı ve tam Yunho'nun önüne geldi.
-Ben umut nedir bilmem,doktor.
Doktor değildi Yunho,bunu biliyordu.Yine de bu şekilde seslenmek hoşuna gitmisti işte.
-Öğretebilirim,mafya.
Mingi tereddüt etti ve sert bakışlarını Yunho'ya çevirdi.
-Öğrenmek isteyen kim,doktor?
Yunho bu ani ve sert çıkışına afallamıştı.Ne diyeceğini bilemez bir şekilde Mingi'ye bakıyordu.
-Korkma benden,
herkes gibi korkma benden Yunho..Ve gözyaşları,Mingi'nin yanaklarından süzülmeye başlamıştı.
Mingi'nin gözyaşları Yunho'nun kalbine damlalar gibi düşüyordu. Bu sert ve soğuk adamın ağladığını ilk defa görüyordu. Bu gözyaşlarında pişmanlık, korku ve belki de bir umut ışığı vardı.
"Korkma benden," dedi Mingi, sesi hıçkırıklarla kesiliyordu. "Herkes gibi korkma benden Yunho..."
Yunho, Mingi'nin elini tuttu. Onun sıcaklığını ve titremelerini hissedebiliyordu. Bu adamın içinde hala bir insan vardı, hala sevmeyi ve sevilmeyi bilen bir kalp vardı.
"Korkmuyorum," dedi Yunho kararlı bir şekilde. "Ben seni korumak için buradayım."
Mingi, Yunho'nun gözlerinin içine baktı. Bu genç hemşirede, karanlık dünyasında hiç görmediği bir sevgi ve şefkat gördü. Belki de Yunho haklıydı. Belki de umut hala vardı.Bir umut olmalıydı..
Aniden, Mingi'nin telefonu çaldı.Jongho'ydu bu.
-Ölmeden önce bir sevgili yapmaya mı karar verdin,Song Min Gi?
-Ne?Ne saçmalıyorsun Choi?
-Seni görebiliyorum Song.Çok yakından.
Mingi sessiz kaldı ve gözlerini Yunho'ya dikti.
-Artık ne evin var ne korumaların,ne hissediyorsun seni aptal?
Mingi titriyordu sinirden.Tepki bile veremiyordu.
-Ne saçmalıyorsun,sürtük?!
-Sürtüğün kim olduğunu biliyoruz Song,unuttun mu yoksa?
-Kes..sesini.Kes sesini Choi!O lanet çeneni kapat!
-Herşey bitti,imparator.Hem de herşey.
Jongho telefonu yüzüne kapattı.Mingi etrafa baktı.
"Gitmelisin," dedi, Yunho'yu elinden itti. "Beni burada bırak ve git. Onlar seni bulabilir."
Yunho tereddüt etti. Gitmek istemiyordu, Mingi'yi yalnız bırakmak istemiyordu. Ama biliyordu ki Mingi haklıydı.Kendini daha fazla riske atamazdı.
"Sana söz veriyorum," dedi Yunho. "Seni tekrar göreceğim. Bir gün seni kurtaracağım."
Mingi, Yunho'nun gözlerinin içine baktı. Bu sözde bir umut ışığı vardı. Belki de Yunho haklıydı. Belki de bir gün karanlıktan kurtulabilirdi.Bir umut..
Yunho evden çıktı.Mingi ise pencereden onu izliyordu. Gözlerinden gözyaşları akıyordu, ama kalbinde bir umut ışığı yanıyordu.Yıllar önce olduğu gibi,tekrar duygularını hissedebiliyordu.
"Sadece 2 gün oldu ve ben bu lanet hisse kapılıp kendimi unuttum!"
"-Aptalsın Mingi,koca bir aptal!"
"-Seni küçük serseri,seni aptal!"
"-Acınasısın Mingi,acınası aptal!"
Gözyaşları daha şiddetli akarken kendini toparlamaya çalıştı. "Ben bu değilim!" "Ben bunu hissetmemeliyim,ne yapıyorum ben!"
Kapının sertçe açılma sesi ve içeriye doluşan adamlar.En başta da liderleri,
Choi Jongho.
Gözyaşlarını silmek için bile uğraşmadı Mingi,olduğu yerde duruyordu.Ağrıları çoğalmıştı.
-Sevgilin seni böyle görünce terk mi etti,Song?
Cevap yok.
-O da mı terk etti seni,Song?
Cevap yok.
-Yoksa hakkındaki gerçekleri mi duydu,sürtük?
Kafasını kaldıran bir adam.Ama hala cevap yok.
-Böyle acınasıyken daha güzelsin,Song.Seni öldürme isteğimi arttırıyorsun.Bu eğlenceli.
Cevap vermeyecek.Kararlı.
-Götürün onu!
Adamlar onu kolundan çekiştirip arabaya bindiriyordu.Elleri bağlandı arkasından,bu sebepten dikisleri çok acıtıyordu canını.Peşinden Jongho bindi arabaya.
-O lanet hemşireyi,Ji Eun.
Mingi Jongho'ya baktı.
-O lanet hemsireyi bul bana Min Ji Eun!
Biraz kötü ilerliyor olabilir ama siz zamanı böyle düşünmeyin yani hızlı ama hızlı değilmiş gibi okuyun anlatamadım ama işte öyle anladınız jsnejdjdwjdjd

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Love in the Shadow of the City || YunGi
FanficMingi, şehrin karanlık kalbinde hüküm süren bir imparator gibiydi. Soğuk bakışları ve sert tavrıyla korku salan Mingi, yeraltı dünyasının en güçlü adamlarından biriydi. Geçmişi karanlık bir sır perdesiyle örtülmüş olan Mingi, acımasızlığı ve zekasıy...