Geçmişin Hayaletleri

70 17 21
                                    

-Mingi!

Yunho ve Mingi'nin gözleri kapıya çevrildiğinde,bir adamım yavaş adımlarla içeri girdiğini gördü. Odaya giren sessizlik, kalplerin atışını bile duyulur kılmıştı.Adam, Yunho'ya bakmadan doğrudan Mingi'ye yöneldi.

Mingi, onu görünce donup kalmıştı. Onunla son karşılaşmalarından bu yana geçen zaman, acıyı hafifletmemiş, sadece anıları daha da keskinleştirmişti. Adamın gözlerindeki o tanıdık parıltı, Mingi'nin içindeki duyguları altüst etti. Ancak, Yunho'nun,sevgilisinin, orada olması ve tepkisini kontrol altında tutmasını sağlıyordu.

Adam, Mingi'nin gözlerine bakarak konuşmaya başladı. "Mingi, seni görmeye geldim çünkü... çünkü seni hala umursuyorum. Aramızda biten her şeye rağmen, senin iyiliğin benim için hala önemli."

Mingi'nin kalbi hızla atıyordu,kelimeler boğazında düğümlenmişti.Panikle Yunho'ya baktı.Yunho adamı dinliyordu.

-Sen kimsin?

Yunho sinirli bir sesle konuşmuştu.

-İsmim Yeosang,sen kimsin?

Yunho cevap vermedi,Mingi ses çıkaramıyordu.Mingi'nin Yeosang'a olan hisleri, kızgınlık ve özlem arasında gidip geliyordu. Sonunda, derin bir nefes alarak, "Yeosang, burada ne arıyorsun? Jongho'nun yanında olman gerekmez mi?" diye sordu.

Yeosang'ın gözleri hüzünle doldu. "Jongho ve ben... artık birlikte değiliz, Mingi. Seninle konuşmamız gereken şeyler var."

Mingi, Yeosang'ın sözlerini sindirmeye çalışırken, Yunho sessizce odadan çıktı. Mingi, Yeosang'ın gözlerine tekrar baktığında, geçmişin gölgesini bir kenara bırakıp, şimdi ve burada ne yapması gerektiğine karar vermek zorundaydı.Sevgilisi Yeosang yüzünden çıkmıştı odadan,huzursuzdu Mingi Yunho olmadığı için.

Mingi, Yeosang'ın gözlerindeki hüznü gördüğünde, kalbinde bir sızı hissetti. Bu adamla geçmişte yaşadıkları, bir anda zihninin önüne serildi. Ancak, Yunho'nun varlığıyla birlikte, Mingi'nin içinde bir kararlılık yeşermeye başladı.

"Yeosang," dedi Mingi, sesinde bir titreme olmadan. "Evet, konuşmamız gereken şeyler var. Ama önce, buraya gelip beni ve Yunho'yu böyle bir duruma sokmanın ne anlama geldiğini anlamamız gerekiyor. Seninle aramızda olanlar çoktan bitti ve ben hayatıma devam ettim. Yunho'ya karşı adil olmayan bir şey yapmak istemiyorum.Ben senin Jongho'ya yaptığını yapamam anlıyor musun?Yeosang gerçekten çok uzun zaman oldu.Bir anda gelip düzenimi bozamazsın!"

Mingi'nin sesi sonlara doğru yükselmişti.Yeosang başını öne eğdi, "Anlıyorum," dedi. "Ama seni görmem gerekiyordu. Jongho ile aramızdaki her şey bittiğinde, seninle olan anılarım aklıma geldi. Seni ne kadar özlediğimi fark ettim. Ama şimdi görüyorum ki, senin için bu bir sondu ve benim için bir başlangıç.Ben seni hiç unutamadım Mingi."

Mingi derin bir nefes aldı ve Yeosang'a sert bir bakış attı. "Yeosang, seni önemsemiyorum,artık birlikte değiliz. Her ikimizin de kendi yolumuza gitmemiz gerekiyor.Ben devam ettim,şuan mutluyum bu yoldan.Senin de mutlu olmanı isterim, ama bu, birbirimizin hayatına müdahale ederek olmamalı."

Yeosang, Mingi'nin sözlerini kabullenmemiş gibi görünüyordu.Yine de "Haklısın, Mingi. Seni rahatsız etmek istememiştim. Sadece, belki de, eski günlerdeki gibi olabileceğimizi düşünmüştüm. Ama senin mutluluğun daha önemli."

A Love in the Shadow of the City || YunGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin