•BÖLÜM 6: Gizli DavetNabzım, şah damarımın üstünde ateşte dövülen kızgın bir demir misali karıncalanıyordu.
Ayağımın çarptığı temizlik kovasını yere düşmeden hemen önce tuttuğumda, meydana gelebilecek kuvvetli sesi engellemiştim. Ancak boş alandaydım ve en ufak bir tıkırtı bile doğrudan terasta yankılanıyordu. Bu nedenle camdaki yansımadan gördüğüm kadarıyla Kartal'ın hırçın bakışları direk olduğum tarafa çarpmıştı.
Hızla etrafıma bakındım. Küçücük odada kapının yanındaki beyaz dolabın sağında kalan boşluğa sığındım sessiz adımlarla. Nefesimi tuttuğumda, Kartal'ın tehditkâr adım sesleri odaya doğru yaklaşmaya başladı.
İçinde bulunduğum bu savunmasız ân, parmak uçlarıma kadar her zerremin uyuşmasına sebebiyet verip daha çok streslenmeme neden oluyordu. Hem ne olacaksa olsun istiyordum çünkü zihinsel ve ruhsal olarak acziyetim doruklara yükseliyordu. Hemde hiç bir şey olmasın zaman dursun istiyordum. Çünkü bu adama kaç seferdir yakalanmanın verdiği utanma duygusu ve tehlike çanlarının verdiği huzursuzlulukla yüzleşmek istemiyordum.
"Bak sen," Diye fısıldadı kızgın bir ahenkle. "Başından beri bu terasta üç kişimiydik?"
Kapının önünde durdu. Elimi dudaklarıma sıkıca bastırıp bir ölü kadar sessizleştim. İçeriye girmeden tam anlamıyla beni göremezdi çünkü bulunduğum konum, onun bakış açısına paraleldi.
"Kartal Bey?"
Kartal içeriye girecekken farklı bir ses yankılandı terasta. "Buradamıydınız? Ameliyat hazırlıklarını organize ettik. Bütün asistanlarınız sizi bekliyor." Diye telaşla konuşan kişi Kartal'ın anestezi asistanlarından biriydi.
Kartal sert bir soluk aldı. "Hastaya narkoz verildimi?" Dedi hiddetli bir ses tonuyla.
"Elbette, hocam." Kadın anlamadığı öfkeden nasibini almak istememiş olacakki sesi kısılmıştı.
"Gidelim o halde," Diyen Kartal şüphe çekmemek için sakin bir tavırla kapının önünden uzaklaşırken tam rahat bir nefes alacaktımki tekrar durdu. "Son yarım saat içerisinde katta olmayan doktorların, hemşirelerin ve hademelerin ismini getir bana Sare."
"Peki hocam."
Ensemden aşağıya buz gibi bir ürperti düştü. İşini garantiye almakta iyiydi.
Yaklaşık bir dakika sonra teras uzaklaşan adım sesleriyle dingin bir sessizliğe gömüldü. Tuttuğum nefesimi tüm gerginliğimi atmak istercesine dışarı atarken emin olmak için bir kaç saniye daha orada bekledim. Sonunda emin olduktan sonra temizlik odasından hızla çıktım.
Tedbirli olmak adına normal merdivenlerin aksine yangın çıkışındaki merdivenlerden inip hızla odama girdim. Aynı saniyelerde kapım çalınmış, içeriye Selma girmişti. Sakin bir şekilde koltuğuma yerleşirken tam karşıma dikilip konuşmaya başladı.
"Demek buradasın kaçak!" İkisini Müjgan teyzenin eline bıraktığım aklıma gelince Selma'nın üzerime gelen adımlarından kurtulmak için panikle masanın arkasına geçtim.
"Bil bakalım Müjgan teyzenin isteği ne?" Diye hayıflandı.
"Ne kadar kötü olabilirki?" Dedim kuşkuyla.
"Bu akşam Nehir'in evine çağırdı ikimizide. Uzun zamandır titizlik denetlemeleri aksadığı için bizimle itinayla vakit geçirmeye ihtiyacı varmış!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prangalı Şahıslar
Mistério / Suspense"Aşk bedel ödetir, Meva..." dedi alev topuna dönmüş gözlerini gözlerime esir ederken. Büyük bir gayretle ileriye doğru itelediğim sırada bileğimi kavrayıp "annenin katili ben değilim." Diyebildi. Durgundu.güçlü omuzları çöküntüye uğrarken dehşetle...